Alıcı Bekleyen Mektup

Erdoğan ISIR

Arılar tüm çiçekleri bilir, papatya kokusunu uzaklardan alırlar. Tükettikleri çiçeğe ise tekrar dönmezler. Biz ise üzerimizde oynanan aynı oyunları tanır, konuşur, düşmanı tarif eder ama bir türlü adını zikretmeyiz. Demiri paslatma çabalarına biz parlatmayla cevap verir. Kovmayı aklımıza getirmeyiz.

Giydiğimiz yırtık pırtık hırkaya da göz diker, bizden daha iyi vatancı, bizden daha mümin Müslüman, bizden daha çok Atatürkçü gözükürler. Sizler bilirsiniz onları bu Atatürkçüler bizim Cumhuriyetçilerden değil, o dincilerde bildiğimiz Müslümanlardan değildirler. Fırtınanın içine sokmak, bizleri hortumun ortasına çekmeye çalışırlar, her seferinde şansımız yardım eder, koruyucu meleğimiz yanı başımızda biter. Kulağımıza fısıldar, tamam bir daha güvenmeyeceğim der, lakin Yasak Elmaya dokunmak, bir taneden bir şey olmaz diyerek, kanıveririz, şeytanı kovamayız bir türlü.

Gezenler bilir, var mı memleketim kadar güzel, her yeri yemyeşil, kelebekler kadar özgür insanlar, yeşiller kadar rengârenk değimliyiz. Arılar gibi her dala konmaz mıyız, kırlangıçlar kadar özgürce kanatalarımızı çırpmaz mıyız? Her mevsim açmaz mıyız incir ağacı gibi. Daima yeşil değil miyiz göğe yükselen çam ağaçları kadar. Var mıdır toprağımız kadar bereketli, her yöresinden bolluk fışkıran, her bölgesinde âlim yetişen. Derdimiz bağdaki üzümleri hep beraber, tarlanın ortasına kurulup peynir ekmekle yemek mi, yoksa bağcıyı kovmak mı?

Okyanusa karşı ıslık çalmanın zamanı değil, kol kola, el ele, omuz omuza vatanımızın güzelliklerini yeni nesillere teslim zamanına kadar sahip çıkma anıdır. Yumurtayla, taşlarımız la tepki koyacaklarımız yanı başımızda, onlara da güzelim yumurtalarını atın demiyorum, değmez çünkü yumurtalarımıza yazık. Sadece yanlış kişilerle omuzdaşlık yapıyorsunuz. Ülke sevdasını dile getirenleri, vatanı için çırpınanları, millet sevgisini sizden farklı benimsiyor diye, dışlama zamanı değil. Şimdi bizi altı okka edip, arkamızdan dalavere çevirenlere görme günü.

Ve özgürce dolaşmak, her düşünceye saygı duymak varken, sümüklü böceğe dönüp bir ayakla ezilme korkusu taşımanın gereği var mı? Akreple yelkovanın mücadelesine dur diyemezsiniz, hiçbir şeyi geri getirme gücünüz yok. Yüreğinizi yetim bir çocuk gibi bırakmayın, Ülke sevdalısı herkese açın kalbinizi. Uyanışların en tazelerini yaşatın bu topraklara.