Hicaz Demiryolu
Değişimlerin ve dönüşümlerin çok hızlı geçtiği çağa Osmanlı İmparatorluğu da elindeki imkânları kullanarak girdi. İmparatorluk coğrafyası 9 milyon kilometre kare idi. Sınırlar, Tuna boylarından Aden körfezine kadar uzanıyordu. Mekke ve Medine Osmanlınındı. Sultan ikinci Abdülhamit İstanbul’u Mekke’ye bağlayacak olan demiryolunun yapımı için projeyi gerçekleştirerek Adına da “Hicaz Demiryolu” denildi.
Sultan 2.Abdülhamit’in irade-i seniyesi doğrultusunda ve şahsi servetinden 50.000 lira vererek 1900 yılında inşaat çalışmasını başlattı.
İstanbul, Bilecik, Eskişehir, Konya, Adana Şam, Hayfa Amman, Kudüs, Tebük istasyonlarından geçilerek Medine’ye, o kutlu şehre ulaşıldı.1324 yılında (1908) Medine’de yapılan törenle demir yolu hizmete girdi.
Demir yolu tamamlandıkça gittiği her yer şenleniyor, büyüyor ve zenginleşiyordu. Bunlardan biride Hayfa idi. Küçük bir köy iken demiryolu ulaşınca ve limana kavuşunca birden büyümüş ve gelişmişti.
Ebul Tak istasyonu, Kudüs istasyonları yapılırken onca dağ, dere vadi aşılmış, bir kutlu rüya geçekleştirilmiştir. Hacılar Trenle hacca gidecekti. Şam –Medine arası kırk günden üç güne inecekti.
Çekilen acılar, sevinçler umutlar, Sevgili Peygamberimizin bulunduğu şehir Medine’ye ulaşmak içindi. İstanbul’u-Medine’ye bağlayan hat, sevenlerin, sevgiliyle hasretini giderecekti. Öyleki demiryolu hattı Medine’ye ulaşır ve “Ravza-i Mutahharanın” yanından geçerdi. Ancak raylardan ses çıkmaktaydı. Osmanlı düşünerek buna da bir çare buldu. Rayların altı keçeyle kaplandı. Tek “O kutlu insan” Kabrinde rahatsız olmasın.
Birinci dünya harbi çıkınca hacıları taşıyan trenler bu kez yağız Anadolu yiğitlerini Medine’ye Mekke’ye taşıdı. O kutsal beldeleri İngiliz’e karşı savundular. İngilizler ise yerli işbirlikçilerle beraber sabotaj yaparak demiryolunu tahrip ettiler.
Medine Müdafi-i Fahrettin Paşa çok direndi. Osmanlı yenilince sağ kalan yiğitleri yine terenle Anadolu’ya geri gönderdi. Fahtettin Paşa gözyaşlarını tutamıyor Peygamberin kabrini isyancılara teslim etmiyordu. Asker açtı. Yiyecek yoktu. Günlerce çekirge yediler. Ama sonunda İstanbul’dan gelen emirle “O” kutlu beldeyi bırakarak ağalaya ağlaya şehri terk ettiler.
Devlet demiryollarının 153 kuruluş yıldönümünde ve Hicaz Demiryolunun açılışının yüzüncü yılında Erzurum Devlet Demiryolları Gar müdürlüğü Hicaz Demiryolu sergisini açarak bizleri yüz yıl öncesine götürdü. Resim sergisini gezerken bir taraftan duygulandım. Diğer taraftan hayıflandım. Dedemde bu yolla yemene gitmiş ve dönmemişti.
Fotoğraflara bakarken Osmanlının azmini, işçilerinin samimiyetini görüp hüzünlendim. Hicaz Demiryolu kredi alınmadan, borç alınmadan tamamlanmıştı. Ancak İngilizler Lewrans sayesinde bu yolu 1919da tahrip ettiler. Osmanlının emeği parası böylece yok edilmişti.
Günümüzde Medine istasyonu Türk hacıların uğradıkları bir yer oldu. İstasyonun önündeki Osmanlı Camisi ise yalnızlığı gidenlere hatırlatmaktadır. Sergiyi gezerken; Medine’de önünde resim çektirdiğim bu cami duygularıma tercüman olmuştu.
Ümit ve temenni ederim ki bir gün Hicaz Demiryolu yeniden yapılır. Tarih ayağa kalkar. Trenler gittiği zaman, yol için terlerini akıtan gönül erlerinin ruhları şad olur.
Bu sergiyi açanları gönülden tebrik eder yeni sergiler açmalarını temenni ederim.
#