17 Ağustos'ta Yeni Bir Deprem
Milli Eğitim kurum müdürleri zorunlu değişiklik atama duyurusu geçtiğimiz Pazartesi duyuruya çıktı.
Rotasyona tabi 118 kurum müdürü var, münhallarla birlikte 160 okul yapıyor. Başvurular 30 Temmuz'da sona erecek.
Atama işlemleri 17 ağustos da elektronik ortamdan ilan edilecek
İlginç bir tarih; 17 Ağustos… Depremin yıldönümü.
Tesadüfse de, değilse de ilginç…
Sanki, depremin yıldönümünde idari bir deprem yaşayacağımızı bilerek, bu tarihi belirlemişler gibi.
Önceki yazımızda; ‘Yeni Kaosumuz; Müdürler Rotasyonu' derken bunu depremle ilişkilendirmek doğrusu hiç aklımıza gelmemişti.
Bu da bir nevi deprem…
160 kurum müdürü bir çırpıda değişirde, binlerce öğretmen ve öğrenciyi yakından ilgilendiren bu durum orta şiddetli bir deprem etkisi yaratmaz mı?
Önceden de dediğim gibi, rotasyonu onaylamakla birlikte özellikle sürenin beş yılla sınırlandırılmasından dolayı çekincelerim var.
Bir kurum müdürünün yeni bir okula başlaması, alışması, öğrenci/veli profilini çıkarması, personelini ve çevreyi tanıması, buna göre analizler yapması vesaire en az 3 yılını alacaktır.
Geriye kalacaktır 2 bilemediniz 1 yıl.
Kalan o süreçte ‘acaba bundan sonraki durağım neresi olacak' kaygısıyla geçeceği için bir kurum müdürünün moral ve motivasyonunu üst düzeyde tutması ve kendini işine vermesi zor olacaktır.
Orası da okul canım, demesi kolaydır ama kazın ayağı hiç de öyle değildir. Bakın duvarları dip dibe okullar arasında bile başarı oranı çok farklı…
Derler ki ‘devletin işleri kişilerle kaim değildir' falan… Bal gibi yalan.
Sistem insan endeksli olduğu için bu ülkenin bütün organizasyonlarının başarı veya başarısızlığı insanla direk ilişkilidir.
Dolayısıyla zamanla göreceksiniz ki başarılı olanlar başarılarını, başarısız olanlar da başarısızlıklarını gittikleri kurumlara taşıyacaklardır.
Velhasıl bir sarsıntı yaşanacaktır bu değişiklik sebebiyle…
Bu sarsıntının hafif şiddette ve hasarın en az olması temennimizdir.
Peki, ya iptal söz konusu olursa?!!!
Esastan iptali zor görünüyor ama ya bireysel başvurular yerel mahkemelerce haklı bulunursa…
İşte o zaman geriye doğru zincirleme trafik kazası yaşanacaktır ki Allah sonumuzu hayır eyleye.
Türkiye'de özellikle son 8 yılda taşlar bir türlü yerine oturamadı. Oturmadılar…
Ellerinden geldiğince vekaleten yönettiler milli eğitim organizasyonunu…
Bu durum işlerine geldiği için, mahkemece iptal edileceğini bile bile saçma sapan yönetmelikler çıkardılar.
Farkındaysanız bu yıl idareci atamalarının yoğun yaşandığı bir yıl…
Binlerce idareci atandı veya yerleri değişti.
Peki, taşlar yerine oturdu mu? Zor…
Bu değişikliklerin katkısını elde etmek uzun bir süreç gerektirir de ondan.
8 yıla yayılması gereken atamaların, bir yılda yapılması adapte sıkıntısı yaratacaktır elbette.
Bir yanlışlıkta bu atamaların doğal sıralamasına uygun yapılmamasıdır.
Atamalarda öncelik sırası mevcut müdürler arasında yer değiştirme olmalıydı.
Hem de iki kere yapılmalı, mevcutların kâmil manada yerleşmeleri sağlanmalıydı.
Ardından boş müdürlük kadroları, mevcut müdür yardımcılarının ve müdürlüğe haiz olanların yerleşebileceği şekilde yapılmalıydı.
Sınav kazananların atamalarının en başa alınması, dün de dediğimiz gibi gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemekti.
Bir düşünün, kıyı kenar fark etmez, her hangi bir okulda yıllardır müdür yardımcılığı yapan tecrübeli onlarca idareci var.
Ve onlar dururken, başarıları ve tecrübeleri(!) üç yönetmelik ezberleyip sınav kazanmaktan ibaret olanlar, merkezi okullara müdür olarak atandılar.
Eğer atama zinciri tabiatına uygun olarak yapılsaydı, bugün elbette ki tecrübeli idarecileri kapsayan bu rotasyonun gürültüsü, sarsıntısı ve doğal olarak eğitim organizasyonunda yaşanacak depremin etkileri çok daha az olacaktı.
Bunu hep söyledik ama dinletemedik…