Bir Eski Taraklı Fotoğrafı
Yüzme havuzu haberi üzerine…
BİR ESKİ TARAKLI FOTOĞRAFI
Ayva dibi,Antin,Kanlı kavak ve Kavak dibi; Taraklının en yakın kırk elli yıl evvelini yaşayanların hafızalarından bıdıklayarak çıkarabilecekleri isimler bunlar. Unutuldu çünkü oralar ; bilinçsizce kullandığımız doğanın bir kısmını kullanılamaz hale getirdiğimizden beri… Yaz günlerinde o günkü çocukların nerdeyse gününün büyük kısmını, delikanlıların da öğleden ve ikindiden sonraki zamanlarda mutlaka vakitlerini geçirdikleri yerlerdi oralar.
Bir oyun,eğlence ve kültürdü o günlerde suya girmek ve yüzmek. Ayva dibinde başlayan çıraklık, Kanlı kavak ve Antinde kalfalıkla devam eder;Kavak dibinde , diploması verilemeyen yüzmenin ustalık belgesiyle son bulurdu. İstisnasız herkes buralarda öğrenmiştir yüzmeyi. Tatil ve yazlık kültürü yoktu o günlerde ; denizi,gölü İstanbul’a gidenler görürdü ancak.Ama Taraklıda kendi içinde kurulmuş sınıfıyla yaş ve boylara göre herkes kendine ait yerlerde yüzmeye giderdi.İlk okula başlayan yaşın suyla tanışma yeriydi Ayva dibi.”Suya girmek”ti bu kültürün adı ;yüzmek suya girmenin doğal neticesi olduğundan kimse yüzmeye gidelim demezdi. Sabahın dokuzunda hadi suya girmeye gidelim derdik mahalle arkadaşlarıyla ,titreyerek suya girerdik;vazgeçemediğimiz bir oyunumuz ve eğlencemizdi o günlerde suya girmek.Gündüz sıcak da olsa geceleri serin olan Taraklı havasında suyu soğuyan “Göynük suyu” içilirdi o günlerde. Alman malı mahalle çeşmeleri ve su şebekesi kurulmadan halk avludaki gömülü su küpünü sineklerle (1) taşıdığı sabah suyuyla doldururdu , bütün gün serin su içebilmek için.
Ayva dibinde artık yüzmeyi öğrenebilmişler giderdi Kanlı kavağa suya girmeye.Orası bir boy büyüklerin yeriydi.O yaşla mücadele edecek yaşa gelmen lazımdı,yoksa daldırırlar,bastırırlar maskara ederlerdi küçükleri. Kavak dibi delikanlılığa geçmiş büyüklerin yeriydi “Goca su”(2) üzerinde. Havalar ısındımı,delikanlılar baharda gelen sellerle yıkılan bentlerini yeniden yapar,hem suyu durgunlaştırır hem seviyesini yükselterek küçük bir gölet haline getirirlerdi Kavak dibini.Su derinliği adam boyu ile ölçülürdü.Kavak dibinin derin yerleri iki üç adam boyu idi.O derinliğe yukarıdan iki atlama yeri vardı.Küçük kayadan hemen herkes atlayabilirdi ama “goca gayadan” balıklama atlamak herkesin harcı değildi.Bunu becerenleri küçükler birbirine "valla goca gayadan dikleme atlayo" diye özenerek anlatırdı.
Sonra sular kirlendi ve azaldı.Azaldıkça daha çok kirlendi.İçilme değil içine girilecek hal kalmadı.
Bütün hayvanat doğuştan yüzmeyi bilir. İnsandır sadece sonradan yüzmeyi öğrenmesi ve öğretilmesi gereken.Bu nedenle toplum yönetenler, sorumlu olduğu halkın , sadece serinleme maksatlı değil yüzmeyi öğrenmesi ve gerçek bir spor uğraşı olması adına bu imkanları sunmakla sorumludur.
Çocuklarım ve arkadaşları evimin yanına yaptığım küçük havuzda öğrendiler yüzmeyi.Bu sıralarda bulunduğum belediye meclis üyeliği görevinde yıllarca Taraklıya yarı olimpik bile olmasa bir yüzme havuzunun yapılması için teklifler sundum ama kabul görmedi bunu kazandıramadık Taraklıya . Pahalı bir sistemdir hijyenik havuz işletmek.Fakat bir zarurettir toplum için.Halka yapılacak hizmetler içinde mutlaka sıraya alınmalı siyasi ve mülki amirlerce.
“Çocuklarınıza,yüzmeyi ve ok atmayı öğretiniz” diyen hadisi şerif de bir gerekliliğin inancımızdaki ifadesidir.Bu nedenle Taraklı için bir yüzme havuzu isteği lüks değil hayati bir zarurettir.
(1)Ağaçtan oyulmuş hayvanlarla taşınabilen büyük su kabı.Küçük, elle taşınanlara çotura denirdi.
(2)Göynükten gelen akarsuyun bentle değirmen ve bahçeleri sulamak için ayrılan küçük bölümüne Göynük suyu denir,aynı suyun büyük kısmının Taraklı lisanındaki adı “gocasu”dur