Ramazan Ayı...
Bu yıl ramazan ayı aşırı sıcaklara denk geldi, bu nedenle oruç tutarken zorlanıyor olsak da Allah sabır ve güç veriyor insana.
Mübarek Ramazan ayının güzelliklerini eskiden çok farklı bir şekilde yaşardık. Şimdi pek yaşayamıyoruz galiba
Acaba Ramazan ayının yaz mevsimine rastlaması önemli bir etken mi oluyor dersiniz? Yoksa "Nerde o eski Ramazanlar?" mı diyoruz
Eski ramazanlarda söz etmeden önce bir de bu sıcaklarda tarlada, bahçede çok zor şartlar altında çalışıyor olmalarına rağmen oruç tutabilen insanlar var, sabırlarını ve inançlarını takdir ediyorum.
Bu ramazan ayında dikkatimi çeken; bu ara alışveriş yaptığımız esnaflar her yerden 1 tane imsakiye veriyorlar, imsakiyelerinde üstünde güzel işlemelerle yapılmış dualar oluyor.Hepsi çok güzel.Ben bu imsakiyeleri özellikle sakladım.Kesip camdan tablo yapmayı düşünüyorum.
Eski ramazanlar diyoruz ya ilk aklıma gelen ne oluyor biliyor musunuz? Eskiden ramazan ayında iş yerimizde çok güllaç satılırdı. Dün markette güllaç’ın fiyatına baktım, kocaman güllaç paketinin fiyatı 6 TL ye satılıyordu. Güllaç’ın özel müşterileri olurdu hep.Güllaç satın alırken anlatırlardı “Süt oranını iyi ayarlamak lazım.Yoksa bebek maması gibi olur çıkar” diye
Mesela Ramazan ayının güzelliklerinden biri de iftarlarda, teravih ve sahurda bütün ailenin hısım akrabanın bir arada bulunması olurdu. İftar sofralarının güzelliğinin karşısında iftar saatini beklemek, ramazan topu patlatılması veya siren düdüğünün ötmesi ile birlikte (canavar düdüğü) iftar sofrasındaki şenlik, teravih namazlarında namaz sonrası camii avlusunda yapılan sohbetler ikramlar,cadde ve sokaklarda simit satan çocukların "Simitçiiiiiii " sesleri, sahur vaktinde ise muhabbetler,yani bunları burada anlatmaya kalksam inanın sığmaz.
Neyse!!!
Eskiden her mahallenin ramazan davulcusu vardı. Yattığı yerler nur mekanları cennet olsun. Şakir Mehmet Amca, Garip Osman,Satali Halil.
Artık buralarda davul çalan kalmadı gibi…Geceleri zifiri karanlıkta dolaşan bir davulcumuz kaldı.Veya ”Sahura kadar kimse uyumuyor ki !!” diyerek, geçelim konuyu
Temcit geleneğini yaşayanlar; ne kadar şanslısınız… "Temcit" geleneği derin bir mevzu. Yazarken, anlatırken eksik bilgi, yanlış bilgi vermekten korkuyorum. İstirhamım bu geleneği bu ramazan ayında bir kez daha göz önüne sermek ve geleneğe sahip çıkmaktır.
Taraklı yanıyor…
Ramazanda da dualarımızı birbirimizden eksik etmeyelim.
Günde 2 litre su tüketmemiz lazım.
Birde yaşlılardan isteğim var Aman bu sıcaklarda biraz daha dikkat. Mümkünse sokağa çıkmayalım
Önemli bir hatırlatma da daha bulunayım.
Sahur vakti saat 03:00 te eve gidiyorum. Çay demleniyor. Yahu çay bu, yarım saat demlenmeyince içilecek gibi olmuyor işte. Demek istediğim sahurda çay keyfide başka.
Hayırlı Ramazanlar dileklerimle
Tekrar görüşmek üzere…
Değerli Okuyucular;17 Ağustos 1999 depreminin 11 yılında deprem felaketinde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz. Dost ve akrabalarına bir kez daha baş sağlığı diliyorum. Yüce Allah bizlere böyle felaketleri bir daha yaşatmasın.