Yüce Kur’an’ın İnce Taktiği
Fahrettin YILDIZ
Yayın:
Güncelleme:
Artık bundan böyle Kur’an’da anlatılan, tarif ve tavsif edilen Allah uzaklarda değil, insana şah damarından daha yakındı. İnsan eli yapımı küçük tanrılara ve putlarla kuşatılmış bir Allah tasavvuruna yer yoktu. Zira tanrılar çoktan ölmüş geriye sadece Allah kalmıştı. Bu durumda insandan istenen ve beklenen, Kur’an’ı yol haritası edinip tevhidle hak dine girmek ve İslam’la şereflenmekti.
Kur’an insanı yeniden inşa ederken, ahlaki temizliği temel ilke olarak İslami hayatın merkezine yerleştirdi. Böylece “elit zihniyet”in yerine “etik zeka ve deha”ya sahip bir nesil oluşturdu. İşte yüce Kur’an’ın ince taktiği bu oldu.
Hüç kuşkusuz herhangi bir dini, inancı ve düşünceyi yayma söz konusu olduğunda, o inancın ve fikrin öncüsü büyük önem arz eder. Tevhidle İslam’a girme çağrısının öncüsü Hz. Peygamber’dir. Onun davasına olan sarsılmaz inancı da oldukça dikkat çekicidir. Çünkü o, dünyevi hiçbir destek olmaksızın tek başına tamamen materyalist ve putperest olan bir çevrede tevhid hareketini başlatmış, Kur’an’da ilan edilen ilahi iradeye büyük bir heyecanla cevap vermenin en güzel örneğini ortaya koymuştur. O halde Müslüman’a da tıpkı bu büyük ve tek önderi Hz. Muhammed gibi hareket etmek düşüyor. Öyleyse Müslümanlar olarak egemen güçler tarafından revize edilmiş dine değil, Kur’an’da bulduğumuz ve son resulden duyduğumuz gerçek İslam’a sarılıp dinî ve dünyevi hayatımızı çağdaş putlardan ve onların virüslerinden korumak olmalıdır. Aksi halde “karşı çıktığımıza benzeme ve onu benimseme” hastalığına yakalanırız. Nitekim bugün Müslüman olarak anılan, ancak bununla yetinmeyip kendileri için yeni model arayan bazı kesimler, “mütevazı kapitalizmi” İslam’ın bünyesine yerleştirebiliyorlar. Rahat bir hayat istemek herkesin hakkı iken maddi dünyanın nimetlerine ve her şeyin en iyisine sadece kendilerini layık görebiliyorlar. Mevcut dünya düzeninin öğrettiği ve dayattığı kapitalist kültürün, ihtiyacı değil israfı esas alan propagandasından etkilenerek saray yavrusu konutlarında sadece vatan ve millet düşmanlarını değil servet düşmanlarını da kahretmesi için Allah’a yalvarıyorlar. “Ey peygamber! Altın ve gümüş biriktirip de Allah yolunda tek kuruş harcamayanları korkunç bir azapla uyar.” (Tevbe 9/34) emrine uyarak kendilerini uyaran; antikapitalist bilincin sembolü ve İslam ümmetinin yitik vicdanı haline gelen Müslüman şahsiyetlerden hoşlanmıyorlar. Bütün bunlar, Müslüman kitlelerin yaşadığı kırılmayı ve gelinen yol ayrımını açıkça ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Kur’an-ı Kerim Allah’a kulluk talimatnamesidir. Onun talimatı doğrultusunda yapılan her iş ve faaliyet de ibadettir. Allah, Kur’an’la insanı denemek; onun basiretini açmak ve sabrını ölçmek istemektedir. Kur’an’dan sıkılan insanın imanında sorun var demektir.
#