Karar Sizin
Dikkatsiz bir terzi tarafından kaybedilmiş iğne, elbise giyene daima batar; ama onu bulup çıkarmak pek kolay bir iş değildir. Pek çok kişi ise yaşamını birbirinden bağımsız hava bile almayan kompartımanlardan oluştuğunu sanır. Ta ki Zararlı bir havayı soluyana dek, ta ki üzerine giydiği elbisede unutulan iğneler bedenine batana dek. Ve hiçbir zaman hangi karşı güçler tarafından bir bahaneler, hayal kırıklıkları, baştan savmalar ağıyla örüldüğünü öğrenemez.
Mutlu olmak için yalanlarla kurulu bir hayata göz mü yumalım? Yoksa ne pahasına olursa olsun gerçeği öğrenelim mi? Emirlere uymak, önümüze getirilenleri onaylamak düşünmekten ve araştırmaktan daha kolaydır.
İnsan can verdiğinde, ilk başlarda ölümün sıcaklığından mı nedir, ne olduğunu anlamazmış, Ta ki onu mezara koyup üstünü kapadıktan sonra, sıkılıp da başını kaldırmaya çalışınca, anlı tahtaya çarpar, böylece farkına varırmış bu dünyadan göçüp gittiğini.
Haysiyet, namus, hâkimiyet, devlet, millet bazıları için ne anlam taşıyor. İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa o adam o toprağın insanı değildir derler. Ve bizler bu topraklara her dokunduğumuzda, her adım atışımızda geleceğimizle geçmişimizi harmanlayamazsak, gelecek nesillerin bizim kokumuzu özümseyecekleri toprak kalmaz.
Şairin biri “çimene düşmüş yaseminin taç yaprakları kederli bir gözdeki gözyaşlarına benzer” derdi. Bu duyguları yaşamak mı isterdiniz, yoksa bu topraklardan aldığınız feyizle düşüncelerinizi inci tanesi gibi sıraya koyup yenidünyalar mı inşa edersizin geleceğinize. Veyahut yumuşak solucanların, zıplayamayan solucanların yaptıkları gibi sert kayaların altında mı saklanırsınız. Karar sizin.
Ezel sırlarını ne sen bilirsin, ne ben/////Bu muammayı ne sen okursun ne ben/////Perde arkasında var, seninle benim dedikodum//////Perde düştü mü ne sen kalırsın ne ben (Ömer Hayyam) perde açılıyor yakında, açıldığında birileri sevinecek, ya sonra, bizim elimizde ne kalacak. Biz ne kazanacağız. Karar sizin.
Zehirlerin, panzehirleri vardır. Ya bencilliğin, kötülüğün, umutsuzluğun var mı? Kaderci miskinliğimize dönmek üzereyiz, umursamazlığın egemen olduğu bir dünyada bazı sözcükler ayakkabılarımızın altına sakız gibi yapışıyor. Ama karar bizim. Bedenimize yapışan sakızlardan kurtulma zamanı. Ve KARAR SİZİN
#