Karabasan
’’gün geceye vurgun yine’’
ayaz karabasanlarda kara dönüştü
zakkum kokularını çoktan unuttu tenim
alın yazıma yazılan helalliklerim doğdu
gergefinde işledim geçmişimdeki acılarımı
teğelledim bir fiskelik ömür katreme
dokunur esaretime gizliden titrer nefesim
sökülen ilmeklerim kördüğümde
ufkuma dağılır sancılarım niyazlarda sensizlikle
hanemi dağıtan annemin feryadı
yırtıyor hayallerimi
doldurdu odamı özlediğim çocukluğum
ulemasına dokunur gül kokularındaki nefti mavi
parmaklıklar arkasında kaldı gülüşlerim
kilitlendi günahlarıma duasızlıklarda
merhemine imdat bakışlarım
nemli gözlerimin damlalarına nazarlar değdi
yine kış vuruyor eylül akşamlarıma
elimde sanki geleceğine dair niyaz döküldü
gözlerim sargın haramiler gibi pul pul
ellerimde kırkbin imdat duruşların iplerinde asılı
sondu;
yüzüme değen benin aldırmadan sönen nefesin
bitişinin kıyameti koptu kopacak
gebe hayallerim hayatıma bir ok hızında düşecek
fenerin cılız ışığında mum aşkı
karanlık çatılarımın güne hasreti
ve bitti çatımın üstündeki sevdalı yağmur dindi fırtınalar
volkan ateşinin lav kırıntılarında pişen yüreğim
yoğurulan nefesimin tütsü kokuları
esrarengiz güz fırtınalarında asılan
sevdamın idamlık kararı
sürgünde sürmeli gözler hapis zifirisindeki geceye
Karanlık çatılarıma düştü kanatlarım uçamayan zamansızlıklarında