Islık
Topuklarınızdaki çivileri yere saplamaktan vazgeçmeden, yerinizden kımıldayamaz ve özgürce ıslık çalamazsınız. Serin, pürüzsüz, sakin, ferah geceleri hayal etmekten öteye geçemez ve hala siz kendinizi buzların içinde kırmızı gül gibi görür parlamak için güneşi hayal edersiniz.
Ne zaman ıslıkları birleştirir müthiş bir duygu nehirleri oluşturur, yerdeki buharı gökyüzüne çıkartırsınız ve başlar sağanak halinde yağmur, işte o yağmur sonu; güneş hepimizi ısıtır, pürüzsüz güne merhaba deriz.
Dudaklarınızdan dökülen ıslıklar, kemancının resitaline dönüşürse ve kenarda bekleyen vokalistler birden, habersizce eşlik etmeye kalkarlarsa, papatyaların çiçeklerini açma zamanı geldi demektir, rahatça yatağınızda cenin pozisyonunda, ipek kozasından yapılmış yorganınıza sarılıp uyuyabilirsiniz.
Aşçının lezzetli zehirlerini yemeğe hazırsanız, pişmaniye gibi dağılıp erime zamanı yaklaşıyor demektir. Sizi sadece ipeksi iplik gözyaşları ve yüreğinizden gelen aslan kükremesi ıslıklarınız kurtarabilir.
Piyanistin söz resitali her zaman gerçeği söylemez o sizi hayal denizinde boşa kulaç atmanızı öğütler, gerçek ise tusunami gelmeden o denizden çıkmaktır.
Bu saat de bu ılık sütlü kahve yorgun yüreğe çok iyi geliyor, insanın bahçeye çıkıp kahve sonunda daha gür ıslık çalıp dostlarıyla o melodide buluşma isteği artıyor. Bekleriz, saygılarımla..
#