Kolay Gelsin
Traktör tekeri büyüklüğündeki şapkaları başımıza geçirdik, iki adım ötemizi göremiyoruz. Sağanak yağmurdan kurtulmak için başımızın üzerine kiremitleri ördük fakat beklediğimiz yağmur aynı yere düşmüyor, sepkenli, rüzgâr tersten esiyor başımızı koruyalım derken bacakları ıslattık. İnsan ayaktan bir üşümeye başladığında iki, üç gün içinde kendini yorganın altında bulur.
Ya dışarıdaki canlılar; o bilinmeyen yağmur durmadan bakir topraklara düşer, onları önüne katar, siz sıcacık yatağınızda iyileşmeyi beklerken, azgın sular onları bilinmezliğe götürürse, siz zencefil yapraklarını bir daha nerede toplayacaksınız.
Odalarımızı cilaladığımız gibi düşüncelerimizi de arada bir cilalasak, sele karşı çoktan önlem almış olurduk. Biz hala Ay’ın geceleri yolumuzu aydınlattığını düşünürken, ona bu ışığı veren Güneş’i unutuyoruz. Yüreği arada bir cilalatmayı götürmeyi de unutuyoruz tabi ki.
Yürekle Güneşi aynı duyguda yaşatabilsek, o düşünce havuzunda üretilenlere biz bile inanamayız, işte o vakit, oluşacak sellere, heyelanlara çoktan önlem almış oluruz. Hayallerimizde, düşlerimizde hepsi bizim elimizde, kazanmakta var kaybetmekte, yüreğiniz yetmiyorsa düşmeyin yollara.
Yoksa hala boğazda batan gemilerde aramaya devam edersiniz geleceği, elinizde ise sadece ağlara takılan çöpler olur. Muşamba gibi dümdüz hayatlara mahkûm olur, aynı patikada bir ileri iki geri adımlamaya devam edersiniz.
Sonra ise birileri ellerine uçlu kalemleri alır yüzünüze yaşlılık çizgilerini çizmeye başlar. Gün bitti demeye bile zaman bulamazsınız, musalla taşında sizi yolcu etmeye gelenlerin kendi aralarındaki günlük sohbetlerinde bulursunuz kendinizi!!!
Kolay gelsin, yüreğiniz ayağınıza batan dikenlere rağmen özgürlükle çarpması dileğiyle..
www.erdoganisir.com