Taraklı İlçesinde Karagöl Yaylasında ev yapan 3 köy halkına mahkeme tarafından hapis cezası verildi. 5 köy halkı içinde hapis cezaları yolda.
<
İzzettin KÖMÜRCÜ
Yayın: Güncelleme:
Taraklı ilçesinde, 8 köyün ortak kullandığı Karagöl Yaylasında hazineye ait olan ancak köylünün orak kullanıma açık mera alanına ev yapan köylülere para cezası verildi. Mahkemenin ev ve ahır için verildiği yıkım kararını temize götüren köylüler, evlerinin yıkılması durumunda hayvancılığın ayakta kalmayacağını belirtiyorlar.
Doğal güzelliği nedeni ile her yıl çok sayıda kişinin ziyaret ettiği Karagöl Yaylasında, hazineye ait mera alanına ev ve ahır yaptıkları gerekçesi ile 8 km de 280 kişi hakkında dava açıldı.
Taraklı Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaların bazıları karara çıktı. Bunlardan biri de Esenurt Köyünde yaşayan Mustafa Kuruoğlu.
Hakkı olmayan yere tecavüz ettiği gerekçeci ile yargılanan Kuruoğlun’ a mahkeme tarafından 9 bin 360 lira para cezası verildi. Aynı zamanda ev ve ahırın yıkılması kararlaştırıldı. Mahkeme kararında sanığın mülkiyeti hazine ye ait olan mera üzerine ev ve ahır yaptığı bir kısım alanda da çayır olarak kullanıp toplan 8 dönüm alanı işgal ettiği belirtildi. Civar köyler halkı tarafından mera olarak kullanılan alanda sanığın taş temel üzerine yığma tuğla ile örülü çatısı da oluklu saç ile örtülü ev yaptığı kaydedildi. Kararda evin elektriğinin bulunmasının kullanılan bahçenin etrafını çitle çevrilmesinin sanığın sahiplenmek kastını gösterdiği ifade edildi.
Davayı Yargıtay a temziye götüren Kuruoğlu suça konu olan ev ve ahırın 1999 yılında babası tarafından yapıldığını belirterek,”2004 yılından beri yaylaya çıktığımızda, ahırı, hayvanları barındırmak için kullanıyoruz. Evin hemen önünde bulunan yaklaşık 1 dönüm kadar yeri hayvanları otlatmak için çevirdim. 4 dönüm yeri de çayır olarak kullandım. Yaylaya, yaz mevsiminde hayvan otlatmak için geliyoruz. Devamlı kalmıyoruz. Suç işleme kastımız yok.” diye konuştu.
Esenyurt Köyü muhtar yaşar Kolsuzoğlu ise Karagöl Yaylasının kendi köyleri ile Esenyurt, Avdan, İçdedeler, Dışdedeler, Uğurlu, Kemaller, Alballar ve Mahdumlar Köylerinin müşterek kullandığını söyledi. Bu köylerin 280 kişi hakkında mera alanı işgalden dolayı dava açıldığını anlatan Kolsuzoğlu, şunları belirtti: “Bizim köyde 30’ a yakın kişi mahkemelik. Bunların içinde ben de varım. 4 bin lira ceza aldım. Davayı temziye götürdüm.şu anda bizim köy ile Avdan ve Uğurlu Köylerinin davanın da sonuçlandığını biliyorum. Diğerleri devam ediyor.”
Yayladaki ev ve ahırların tamamen hayvancılık için kullanıldığını anlatan Kolsuzoğlu, “hayvancılık dışında başka bir amacımız yok. Yayla ile köy arasında 13 km var. Bu hayvanları her gün oraya götürüp gezdirmemiz mümkün değil. Çok zor. Köy kurulduğundan beri yaylaya çıkıyoruz. Eğer ev ahırlar ykılırsa hayvancılık biter. Hayvancılığın ayakta durması mümkün değil. Yaylanın yolu asfaltlandı. Evlere elektrik ve su bağlandı. Aynı zamanda evlere numara bile verildi.” İfadesini kullandı.
yüzyıllardır köylülerin hem hayvancılık hemde sağlıklı bir yaz tatilini geçirdiği yaylalar artık köylüye hayal oluyor demmekki.dedem yaylada yaşadı.babam yaşadı.bende yaşadım.ama benim vediğer babaların çocukları yaşayamıyacak.onlarda eğer ücretini ödetip oralara yapılacak tesislerden faydalanabilirler.dereler gitti.yaylalarda gidiyor.korkarım ülke elden gidiyor.keşke sarı öküzü vermeseydik
karabacak
18.04.2011 / 22:48:51
doğup büyüdüğümüz yaylamıza artık giremeyecek miyiz ? madem öyle doğa bozuluyor standart getirsinler amacı dışında ev yapılıp kullanılmasın zaten bizim oralar hiçbir zaman hak ettiği değeri alamadı YAYLAMIZI KİMSEYE VERMEYİZ KİME NEYİ VEYA NEREYİ VERDİLERSE GİDİP ORALARI ALSINLAR örnek ev göstersinler doğayı bozmayan yapalım ECDADIMIZIN YÜZYILLARDIR YAŞADIĞI GİBİ BENDE ÇOCUĞUMDA YAYLADA YAŞAMAK İSTİYOR DEVLETİN HAZİNESİDE MİLLETİDE DEVLETİDE ZATEN BİZ O KÖYLÜLERİZ
selami küçükçınar
18.04.2011 / 23:42:47
Haklısın Halim kardeş,iş sarı öküzü vermekle bitmez.Hep daha fazlasını,hep daha fazlasını isterler.Karınları o kadar büyük,iştahları bir o kadar fazla.Allah'tan hayırlısı bakalım.
hakan taş
19.04.2011 / 01:50:05
perşembenin geleceği çarşambadan belliydi..bence buna biri dur demesi gerekiyordu.insanoğlu okadar açgözlü ki.isim vermek istemiyorum köyde ikmet etmeyipte yaylasının doğallığını bozmak isteyen rantçılara sözüm. adam bedava arzi buldu diye 120 mkare ev birde 2-3 dönüm araziyi talan ediyordu.nerdesyse girilecek mekan bırakmıyacak hale gelmişti çok yerinde ve gerekli bir karar.nekadar kurunun yanında yaş da yansada.
Hamdi YEL
19.04.2011 / 11:01:20
Mera kanununda köyde sürekli yaşayanlar ve hayvacılıkla iştikal edenler meralardan yararlanır, kendisi ve hayvanları için süreklilik arz etmeyen yapılar yapabilir denilmektedir. Bu Kanuna göre hayvanı olmayan insan yaylaya çıkamaz, meralar sürülmez ekilmez bahçe oluşturamaz bu kesindir. Ama süreklilik arz etmeyen yapı ne demek açık değildir. Aslında bakanlığın bu yapılarla ilgili örnek tip projeleri olması gerekir, maalesef yok. Her halde çadır veya arabayla çekilen karavan değildir diye düşünüyorum. Benim bu konuyla ilgili yapmış olduğum bazı girişimlere karşı çıkılmasa idi bu noktaya gelinmezdi diye düşünüyorum. Halkın çoğu mağdur olacak
halim öztürk
20.04.2011 / 00:30:23
orta yaşın üstü çok iyi bilir.ormanları kimler katletti?bende çok iyi bilirim ama yeni nesile anlatmak lazım.katledenler hep iktidar partisinde yuvalanmışlardır.bunlardan biride dişli ailesidir.ikinci defa iktidar partisinden adaydır.ve kazanması kesindir.demekki ormanlar yetmemiş onlara yaylalarda lazım.çünkü ağaç para etmiyor artık yayla turizmi iştahlarını kabartıyor.bunlar vaatedilmiş topraklar dönüşü yok.kazamız mübarek olsun.
Raif Karapekmez
21.04.2011 / 02:59:01
1- Konu önemlidir. Yapılan haber özeldir. Ancak, olayı bir başka hususlar ile ilişkilendirmek yersizdir. Maksatlı, maksatsız açıklamalara katılmak istemem.
Bilinen ve gerçek şudur ki; atadan, dededen beri, yaylacılık ve yayla hayvancılığı yöremizde sürmektedir. Hem de bu, tüm olumsuz şartlara rağmen, özveri, sabır, bin bir meşakkat ile yapılmağa çalışılmakta olduğu ortadadır.Gerek iklim koşulları, gerekse modern hayvancılığa alternatif ve de en önemlisi, bir ata geleneği olan, yaylacılığı-hayvancılığı sürdüren bu kişiler; yokluk, zor şartlar, yabani hayvan tehlikesi, yıldırım düşmesi, imkansızlıklar, ve her türlü doğa koşulları ile mücadele ederek, bitmekte olan yaylacığı sürdürme gayreti içinde oldukları aşikardır.Bu yaylacılar, hem doğayı ve ormanı korumaktalar, hem de sürdürülebilir bir doğal yaşam için, besin zincirinin bir halkasını ısrarla sürdürme çabası içinde oldukları, her türlü izahtan varestedir.
Raif Karapekmez
21.04.2011 / 03:01:11
2-....Yukarıda, sadece çok az bölümünü izah ettiğim nedenler çerçevesinde ve öncesinde; bölgede, keçi beslemek yasaklanmıştır. Şimdi de, yayla faaliyetlerine bir takım idari takibatlar getirilmiş, neticesinde yörenin yayla köylüleri, yüzlerce yıllık yaylacılık-hayvancılık geleneklerini ve işlerini yapamaz konuma gelme noktasına gelmişlerdir. Yeri değil belki ama, şu keçi besleme yasağını hala anlamış değilim. Bu uygulamaya; “karar böyle, ne yapalım”, denebilir yada “ormanlara zarar veriyor, ormanlar keçilerden çok daha önemli de denilebilir.” Buna ilişkin en iyi yanıtı, yine bu sitenin en çok okunan haberi olan; (Halk Soruyor “ Ormanlarımız Talan mı Oluyor”) yazını örnek gösterebilirim. Yorum, okuyanın...
Raif Karapekmez
21.04.2011 / 03:03:18
3-...Yaylacılık ve yayla hayvancılığı noktasında, neden, niçin, niye onu yaptı, neden çit çevirdi, neden elektrik bağlandı, neden oluklu sac ile çatı yapıldı gibi sorular sorulabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, burada yaşayan (sadece yayla dönemimde yaşayan) insanlarında, insanca yaşama hakları kutsaldır. Çit ile çevirdikleri yerler de, yabani hayvan ve diğer yayla hayvanlarının, yiyecek için ektikleri patates yada diğer sebzeleri, talan etmelerine karşı, ortaya koydukları basit bir tedbirden öte bir amaç gütmedikleri ortadadır.
Tüm bunları neden yazdım; dedem zamanından yaylacıları bilirim. Babam zamanından yaylacıları bilirim. En son, 2010 yılında bir çok defa Karagöl Yaylasına gitmişimdir. İsnat edilen suçlamalar ile karşılaştığım söylenemez. Kararın Sayın Yargıtay’dan döneceğine inanıyorum. Saygılarımla.
CEVAT GEYVE
5.05.2011 / 01:49:23
Sn.Taraklı'nın yaylalara çıkan saf ve temiz köylü kardeşlerim. Sizlere ne vaad ederlerse etsinler sakın bin yıldır kullandığınız meraları asla kimselere vermeyiniz. Sizlere bin türlü zorluklar çıkartacaklar,sizleri çaresiz bırakacaklar, ne olur topluca direnin sahip çıkınız; çıkamaz iseniz, Sapanca dağları gibi orman adına parselleyip 49 yıllığına kiraya verebilirler, olan sizlere olacaktır. Ben biliyorumki sizler saf ve temiz olduğunuz için sizlerin bu duygularını istismar edeceklerdir. Hiçbir siyasi parti ve organize olmuş guruplara inanmayınız, yarın ellerinde Çevre,Tarım veya Orman Bakanlığı ile 49 yıllığına yapılmış sözleşmeler ile karşınıza çıkacaklardır. Tekrar ediyorum bu haklarınızdan asla vazgeçmeyiniz sonuna kadar mücadele ediniz. İyi niyetlerinizi asla suistimal ettirmeyiniz. Sadece siz ve köylülerin topluca ortak oldukları yöreye ait projeye katılınız. Saygılarımla
İzzettin KÖMÜRCÜ
