Hattat Saim Özel ve Hat Örnekleri
Berber Abdullah’ın torunu Sercan Atabey, bizi ziyarete gelmiş İzmit’e. Gelirken, “iki güzel adam”ı (Sezai Karakoç ve Rasim Özdenören) da hediye getirmiş Taraklı’dan. Eski baskı iki değerli kitap. Bir sahafı, en çok böyle bir armağan heyecanlandırır sanırım.
Nereden aklına geldi bu kitapları getirmek demeden ben, kendisi anlatıverdi bodrumda uzun zaman saklanmış, ahşap dolaptaki tozlu kitapların esrârengiz hikâyesini. Ve ekledi: İsterseniz size verebilirim bunları.
Sercan, Taraklı Lisesi’nden talebemdir. Şu an üniversitede... "Hattat Saim Özel ve Hat Örnekleri" kitabından aktarmaya çalışacağım aşağıdaki bilgilere ulaşmama ve ulaşmanıza vesile olduğu için ona teşekkür ediyorum.
Hattat Hafız Saim Özel Hoca (1919-2005), 1969’da (Ahmet Sait Matbaası) İstanbul’da basılmış “Hat Örnekleri” (Numûnet’ül Hutût) isimli kitabını, hocasına ithaf ediyor:
“Bu nâçiz eseri, Hocam merhum Hattat Hacı Halim Özyazıcı’nın ruhuna ithaf ediyorum.”
İthaf sayfasının hemen arkasında besmele yer alır, Merhum Hattat Hacı Halim Özyazıcı’nın nefis istifli, sülüs bir besmelesi diye de not düşülmüştür. Sonraki iki sayfa ise 07.11.1966 tarihiyle biten, Hattat Saim Özel’in hem kitabını hem de hüsn-ü hat sanatını anlattığı enfes “takdim”i.
İşte Hattat Saim Özel’in bu takdimi ile Hocası’nın Hoca’sı, Hattat Hamid Bey’in (Hamid-il Amidî, 20. yüzyılın en değerli hattatlarından, Diyarbakırlı Hamit Aytaç), kitabın arka kapağında basılmış “takriz”ini burada paylaşmamızın faydalı olacağı düşüncesindeyiz.
Altmış dört sayfalık bu kitabın yapraklarının her bir yüzünde, hüsn-ü hattın, rûha tesir eden farklı bir veçhesiyle tanışma imkanına sahip olabilirsiniz.
Hamid-il Amidî’nin, Abdülkadir Saynaç’ın, Mustafa Halim Özyazıcı gibi icâzet makâmında üç büyük hattatın, takdir ve tahsinlerini ve imzalarını taşıyan Hattat Saim Özel Hoca’nın bu kitabını yeniden bastırmak, geleneğin hakikatli varlığına şahadetnâme niteliğinde bir burhan olacağı kanaatindeyiz.
Süleymaniye Camii gibi ihtişamlı bir mîmârinin, mütevazı İmamı Merhum Hattat Hafız Saim Özel’i, Cuma vakti Yunus Paşa Camii’nin müezzin mahfilinde yeniden hatırlarken, taşın ve hattın hendesesini Süleymaniye Camii’nde rûha dönüştürmüş ecdâdın temsili olan bir çelebinin firâkını, kitabındaki işte o yalın takdimini tekrar tekrar okurken derinden yaşıyorum.
***
Takdim
Evvelâ Allahü Tealâ’ya hamd ü senâ eder ve onun resûlü Muhammet Mustafa (s.a) Efendimize ve âline ve ashâbına salât ü selam ederiz.
Bu mecmuayı muhterem üstadım merhum Hattat Hacı Halim Özyazıcı’ya ithaf ediyorum. Kendisinden feyiz aldığım merhum Hacı Halim Bey, asrın en kudretli hattatlarından biri idi. Bu ölmez hat sanatına ettiği hizmetlerin değeri erbabınca teslim edilmiştir. Ona ve Kâmil Akdik, Beşiktaşlı Hacı Nuri Beylere ve bütün hattatlara Allah rahmet eylesin.
Bu örnek mecmuayı neşretmeye beni sevk eden yegâne saik, merhum üstadıma bir kadirşinaslıkla ruhunu taziz etmek ve kendisine on beş ilâ yirmi sene gibi uzun yıllar hizmet etmekle iktisap etmiş olduğum çok kıymetli meşklerini ve yazı örneklerini ince sanat numunelerini umumun, ehl-i merakın istifadelerine arz etmek suretiyle naçizane bir hizmette bulunacağıma kani olmamdır.
Malumdur ki “hüsn-ü hat” güzel yazı yazma demektir. Bu sanatın geçirmiş olduğu istihaleler kısaca şöyledir: İptida İbn-i Mukle (r.a) hatt-ı kûfîden şimdiki hâline gelmesine ilk adımı atmıştır. Bunu müteakip İbn-i Bevvab ve Yakut-u Musta’samî bu yüksek sanata yeni yeni şahsiyetler kazandırmışlardır. Allah onlara rahmet etsin.
Bu zatlar, yazının usul ve kaidelerini de vaz’ edenlerdir. Hatt-ı kûfîyi en güzel yazan Hz. Ali (r.a) Efendimiz: “Hattın kemal bulması üstadın taliminde ve çok yazmakladır ve günahlardan sakınmakla namaza devam etmektir” buyurmuşlardır. Sevgili Peygamberimiz (s.a) de alârivayetin Hz. Ali’ye: “Yâ Ali! Harfleri birbirine yakın yaz ve satırların arasını açık eyle ve kalemin ucunu da uzun eyle” buyurmuştur.
Hat ne demektir? Hattın aslı noktadır. Onun için hat iki nokta yahut daha ziyadedir. Noktalar birbirine birleştirilirse hat meydana gelir. Onun için hattın mi’yarı noktadır. Eserde görüleceği gibi ve yeri gelince izah edileceği gibi adeta noktalarla hat taht-ı tasarrufa alınmış ve bu suretle yazı ölçülü bir hâle sokulmuştur. Merhum diğer üstadım Beşiktaşlı Hacı Nuri Bey: “Hüsn-ü hattın nükâtın yazıp çizenler bilir” derdi. Yani “Güzel yazının ince nüktelerini onunla iştigal edenler bilir” demektir. Ayrıca bu sanat ruhani bir hendesedir. İşte bu yüksek Türk sanatının Güzel Sanatlar Akademisinde uzun seneler öğretmenliğini yaptığı Hacı Halim Bey’in bu sanatın inceliklerini, kaidelerini ve hatta ruhunu öğretmek için büyük bir itinayla yazdığı ve naçiz şahsıma meşk olarak verdiği şaheserleri ve bununla beraber elimde bulunan bazı meşahirin yazılarını hususuyla “Merhum Hasan Rıza Efendi’nin karalamalarını” aciz kalemimden becerebildiğim kadar birkaç örnek yazıyı istifadelerinize sunmakla bahtiyarım. Tevfik Allah’tandır. Müslüman din kardeşlerimden dua rica ederim.
Saim ÖZEL
7.11.1966
***
Hattat Hamid Bey’in Takrizi:
Saim Bey tarafından, bir kadirşinas eseri, Hattat Halim’in basılan meşklerini sevinçle gördüm. Benim eserim demektir. Merhuma bezleylediğim emeklerimin mebzûl meyveleri, ne yazık ki ufulünden sonra kıymetli talebesi H. Saim’in eseri himmetiyle meydana geliyor. Kıymetli talebem Halim’e Cenâb-ı Hakk’tan rahmet diler, kardeşim H. Saim’e de bu sahada gösterdiği gayret ve himmetlerini tebrik ve takdis eylerim.
Not: Bu kitap yeniden basılmalı, basımını da Taraklı üstlenmeli vesselam...