Taraklı’dan Sıcak Seçim Sonuçları Analizi
Beldenin çarşısında ışıklar yanıyor.
Televizyonlar, mekânın çağdaş putları olarak, yüksek teknolojideki ses ve görüntüleriyle ekranlarının karşısına çiviledikleri vatandaş-insanlara, seçim simülasyonlarını aktarıyorlar peş peşe.
Seçimin gâlipleri, meş'alelerin kamaştırıcılığıyla mest; liderlerinin, kurucu-felsefeye bağlılığı ve post-osmanlı söyleviyle kıvanç içinde.
Öte yakada, gücünü henüz tüketememiş muhalefet yanlıları, hâlâ ilm-i cedel ile meşgul ve muhteris.
Irkçı müşrikler…
Din tüccarları…
Din düşmanları…
Haritanın renklerine odaklanmış renk körleri…
Bu kara-gecede, bu ışıklı belde ne kadar yalancı böyle?
***
Dışa doğru açılmalı, içe doğru yaklaşmak için. Beldenin dışına çıkmalı.
Gece, karanlığını orada gösterir çünkü. Hakîkatini.
Susa boyu yüründüğünde, âlem bir anda değişiverir. Ses, koku, görüntü ve bütünü kaplayan hava.
Ses, buyur ediyor biz misafirleri. Koku, bir ikram olarak sunuluyor şuurlara. Renklerin en güzelini göstermek için, gözlerin şehâdetinde, hafif hafif tonlarla açıyor kendisini kara-gece.
Havanın kaplayıcılığı var ruhlarda. Mûsikînin tedâvi edici şifâ eli. Kokunun, beynimize ulaştırmak istediği bir mesaj var.
Beldemin bahçeleri, nâle vü feryâd ile zâkir.
Susa’nın kara-gecesi, çarşının kezzab ışıklarından fâik ve hayırlı.
Yaratılış gâyesinden ırak düşen her ne var ise heyecanlandırıyor çarşıdaki insanları.
Yaratılışa mutâbık toprak, vahyi işittirememenin ıztırabında eziliyor, kıvranıyor.
Tabiat, hakîki bir hüviyettir.
Tabiat, hiçbir zaman, devletlerin her fırsatta halkların yüzlerine yüzlerine, minnet minnet çarptıkları kimlik kartlarındaki o soğuk damgayı taşımaz sînesinde.
Tabiat, ilâhi mührün her dâim tecelli ettiği nazargâhtır çünkü.
Susa’nın kara gecesi, çarşının kezzab ışıklarından fâik ve hayırlıdır bu gece:
Hayvanâtı, nebâtâtı ve cemâdâtıyla birlikte.
Tevhîde.
Not: Yûnus Paşa’da, sabah namazından evvel Alâeddîn Hoca, tabiatın sabah mûsikîsi eşliğinde Kur’ân okuyor, sabâ makâmında…