Okumanızın Sakıncası Yoktur
Fesleğene bakarak felsefe yapma işi mi bu yoksa saksı ya konan kelebeğin renkli dünyasına kendini bırakma mı?
Akan dakikarla baş etme yarışına girenleri görüp onlara imren me mi?
Kendi fikrimden hevesi mi aldım birazda siz kullanın demek desem, ukala işi olmaz sanırım. Zati ben konuşamam klavye yapıyor bunları.
Heyecanlanırımda, azıcık korkarım da karşıdakini kırmaktan, kelimelerde o zaman uçuşmuyor beynimde sonuçta suspus insan çıkıyor.
Kişinin içini ısıtan kelimeler bulmak onun gözlerinin içine bakmak yazıyla zor zanaat, konuşur gibi nefesinizi hisstemesini sağlayacak kadar usta olmadık, sakın bize kimse yazar yakıştırması yapmasın, büyük umutlar bağlamayın, vakit buldukça karalayan, karşısına klavyeyi alan kişileriz. Bunu bilerek okuyun, okyanusun dibine dalıp balık avlayan kişi olmadığımızı düşünün, sadece arada bir can sıkıntısına nehre minicik olta atan kişi diyin.
Arada bir sakıncası yoktur diyerek kelimeleri birbirine bağlayarak sakıncası yoktur diyerek onları salıncakta sallamaya çalışıyoruz.
Sakıncası yoktur diyerek yalanlara biraz kaba davranıp, kendimizce onları sakıncası olmayan iplere seriyoruz.
Sakıncası yoktur diyerek cümleleri uzatıyor, bazen tersden alıyor kendimizce çelik çomak oynuyoruz, bunların hepsini siz sakıncası yoktur dediğiniz için yapıyoruz.
Sakıncası yoktur diyerek beynimizi terleten düşünceleri yıkayamadığımız için sizlerin sayesinde rüzgara tutup kurutuyoruz.
Bizce sakıncası yoktur sizde okuyabilirsiniz bu yazıyı.
#