Kömürlükte İcat Yapan Gençler Aranıyor
Apple ürünleri şu ana kadar evime giremese de (bunda Apple'nin hiç bir sucu yok, tamamen duygusal meselelerden dolayı) iPod, iPone ve MAC bilgisayarlarının altında imzası olan Steve Jops geçen haftalardaki ölüm haberi ile hayatıma girdi.
İlk defa, ismi Steve olsa bile aslında Suriyeli olması dikkatimi çekti. Daha sonra evlerinin garajında başladıkları serüvene takıldım. Jops’un ölümü hayatına karşı kaçınılmaz bir ilgi uyandırdı bende. Üç kafadar daha yirmili yaşlarda garajda kurdukları Apple’yi 2010 itibariyle elli bin kişilik bir istihdamı oluşturan dünyanın teknoloji devi haline getiriyorlar. Hemen aklıma şu soru takılıyor. Steve Jops, Bil Gates, Googlenin kurucusu Larry Page, Fecebook’un kurucusu Mark Zuckerberg gibilerini ortaya çıkaran sadece dehaları mı? Evet, belki deha bir etken ama anahtar kelime fırsat bence. Dünyanın her yerinde deha mevcut lakin sorun bu dehaların birçoğuna Jops veya Gates gibi dehalarını ortaya çıkaracak fırsatların verilmemesi. Her ne kadar siyasi ve askeri politikalarını beğenmesem de farklı olana ve başarıya sunduğu fırsatlar açısından söylendiği gibi bir fırsatlar ülkesi ABD. Ve bu yüzden her alanda dünyanın tartışılmaz lideri. Bu yüzden Apple sıfır sermaye ile bir otomobil garajında kurulmuş bir teknoloji lideri.
Bizde ise hiç duydunuz mu garajda (garajın bizde lükse girdiğini varsayarak) veya kömürlükte başlayan bir çalışma yapan genç. Varsa bile yaptığı çalışma bırakın dünya yüzeyine, o garajın veya kömürlüğün dışına çıkabilmişse ne mutlu. Bu durumda suçlu kim? Eğitim sistemi mi? Fırsat yoksunluğu mu? Belki bunların her ikisinin de bu durumda payı vardır. Ama asıl meselenin toplum ve bu toplumu oluşturan bireyden yâda toplumun ve bireyin bilinçaltına yerleştirilmiş kodlardan kaynaklanma olasılığı çok yüksek. Aslında Jops bunun sebebini kendi ağzından dile getiriyor. Diyor ki: “
“Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşanan yaşam, doğmaların tuzağına düşmektir. Bu düşünceler altında üniversiteden ayrılmaya karar verdim. Üniversite okunmadan da başarılı olunabileceğini kendimi inandırmaya çalıştım. Ve bunda da başarılı oldum. Kendimi buna inandırabildim. Bu kararım o zaman oldukça korkutucuydu ama şimdi bakıyorum da, yaşamımda verdiğim en iyi kararlardan biriydi”
Başarı için üniversite okumanın şart olmadığı bir gerçek olmakla birlikte burada Jops’un başarı anahtarı başkalarının düşünceleri ile yaşamaması kendisine ait düşünceleri hayata geçirmesi olsa gerek. Ortaya koyduğu ürünler bu özgünlüğün bir sonucu.
Ne diyelim görünenin ardında görünmeyen gerçeği görebilen, kimseye öykünmeden kendi bildiği tarzda yaşayan bir gençlik dileğiyle…