İlk Cemre Havaya Düştü
Geriye kalan iki cemre ise 25 Şubat’ta suya ve 6 Mart’ta toprağa düşecek. Hava, su ve toprağa düşerek sıcaklıklarda hissedilir bir artış sağlayan cemrenin ne olduğu konusunda her kesim ayrı ayrı görüşler öne sürerken, cemrenin kelime anlamı kor halindeki ateştir. İlkbahar başlamadan önce birer hafta aralıklarla havaya, suya ve toprağa düştüğüne ve onları ısıttığına inanılır.
Eskiler 365 günlük yılı kasım ve hızır günleri olarak ikiye ayırmışlardı.
Kasım 179, hızır ise 186 gündü. Yılın kasım kısmı yani kış devresi 8 kasımda başlar, 6 mayısa kadar sürerdi. 6 mayısta da hıdırellez ile birlikte yaz devresi, hızır günleri başlardı. Kasım ayına kasım dememiz oldukça yenidir. 1945 yılında ilgili kanun yürürlüğe girene kadar, kasım ayma teşrinisani denilirdi. Kasım adı Arapça bölen anlamındadır. Yılı böldüğü için bu ad verilmiş olabilir.
Kasımın kırk altısında, kırk gün anlamına gelen erbain, seksen altısında da elli gün anlamına gelen hamsin başlar, böylece kışın en soğuk zamanları olan doksan günlük süre geçmiş olarak hesaplanırdı. Kasım günlerinin ortasını geçip yüz gün arkada kalınca halk arasında zorlu kış günlerini arkada bırakmanın bir ifadesi olarak geldik yüze, çıktık düze denilirdi. Kasımın yüz beşinde (19-20 Şubat) birinci cemrenin havaya, yüz on ikisinde (25-27 Şubat) ikincisinin suya, yüz on dokuzunda da (5-6 Mart) üçüncü cemrenin toprağa düştüğüne ve yedi günlük aralıklarla buraları ısıttıklarına inanılırdı. Cemrelerin düşüş sıralamasında önce hava ısınıyormuş gibi görünse de hava doğrudan güneş ışınları ile ısınmaz. Güneşten gelen ışınlar önce yeri ısıtırlar, yerden yansıyan ışınlar havayı ısıtırlar. Aksi olsaydı, yükseldikçe, dağların tepesine çıktıkça, Güneşe yaklaşıldığı için hava gittikçe ısınırdı. Meteorolojik olarak ısınma sıralaması toprak - hava- su şeklindedir. Cemre her ne kadar folklorik bir inanış olsa da, cemreler arasındaki günlerde hava sıcaklığında az da olsa düşüşler yaşansa da, özellikle Marmara bölgesine ait istatistiklere göre, cemre tarihlerinde geçmiş yıllardaki verilere göre yüzde 80’e varan oranda gerçekten ısınma meydana gelmiştir. Cemreler Türk dünyasının kültür ve edebiyatına da konu olmuşlardır. Örneğin, divan şairlerinin cemre zamanlan, baharın yaklaşması dolayısıyla önemli kişiler için yazdıkları övgü şiirlerine Cemreviye denilirdi.