Misafir Kalem-(A Fikri AŞIK)...Taraklı'nın Kaderi bu....
Taraklı'nın Kaderi Bu...
Atalar ne demişse doğru demiş. Söylenen her atasözünün büyük bir önemi var. Hele hele bugünkü durum ile eski durumu göz önüne aldığınızda, atalarımızın ne denli ileriyi gördüğünü fark ederiz…
Önemli bir atasözünden yola çıkarak, şu Taraklı İlçesi’ne şöyle bir göz atayım istedim. Çünkü çok önceden, yani 1989 yılından beri Taraklı ile ilgili zaman zaman yazı yazar, oradaki olumsuzlukları kaleme alır, ilgililer ile yetkililer arasında köprü vazifesi görmeye gayret ederim…
Atalar ne demiş? “Gözden uzak olunca, gönülden de uzak olurmuş.” Acaba Taraklı’nın kaderi de bu atasözü gibi mi? İle biraz uzak olduğu için gözden ve gönülden de uzak mı?
Taraklı, ilimizin en uzak ilçelerinden biri… Çok eski bir yerleşim alanına sahip. Hatta İpekyolu bile oradan geçermiş…
Tarihi özelliği var. Önemli bir yer. İnsanı son derece mülayim… Tertemiz… Yaylalarının havası, ilçenin görüntüsü, insanların misafirperverliği bir başka güzellik katıyor Taraklı’ya…
Çok şah şahalı bir ilçe değil dedim ya tarihi özelliği var. Her evin, her tüten bacanın, hatta her anının bile ayrı bir özelliği var…
Biliyorum ilçeye çok fazla giden yok. Sakarya’da yaşayan 100 kişiden 99’u bırakın Taraklı’ya nerden gidildiğini, bulunduğu yeri gösteremez…
Dedim ya gözden uzak olunca, gönülden de uzak mı oldu acaba? Evet tam anlamıyla böyle. Çünkü Taraklı’da bir spor salonu meselesi var. Almış başını gidiyor…
Taraklı Temsilcimiz İzzettin Kömürcü, dünkü yazısında biraz sorunları kaleme almış. Okudum, üzüldüm. Ben de uzun süredir Taraklı’ya gitmedim. İlk gittiğimde spor salonunda futbol maçları oynanıyordu…
Soyunma odaları berbat. Sular kesik. Etraf çöplük alanı gibi. Hatta Spor salonunun üstünü örten eternetler bile kopmuş. Her biri bir tarafa savrulmuş atıl vaziyette kaderine terk edilmişti…
Aradan yıllar geçti. Bugünkü konumuz hala spor salonu… Geçtiğimiz günlerde yanıma Taraklı Sorumlusu Yusuf Uygur geldi…
“Taraklı temsilcisi oldum” dedi.. Kendisine ilk sorduğum soru spor salonunun akıbeti oldu…
Bana spor salonunun belediyede olduğunu ifade etti…
İzzettin Kömürcü kardeşim, salon meselesini dünkü yazısında kaleme alınca uyandım… Kendi kendime “Demek ki Taraklı’da hiçbir ilerleme olmamış.”
Üzüldüm. 2012 yılında tarihi özelliği olan bir ilçemizde hala spor salonu sıkıntısı varsa, bu ayıp bize yeter…
Oysa ilimizin eski Valisi halen İzmir Valisi olarak görev yapan Sayın Mustafa Cahit Kıraç, Taraklı Spor Salonu için yetkililere talimat vermiş. Bir an önce spor salonunun onarılarak, gençliğin hizmetine açılmasını istemişti…
Bugün konu hala salon… Çünkü ilgililer ilgisiz, yetkililer duyarsız kalmışlar… “Taraklı bizim tarihi özelliği, kültürel zenginliği çok fazla olan ilçemizdir” derken, bu tür olumsuzlukları göz ardı etmek bizim ayıbımız olur…
Taraklı Belediye Başkanı çok acil bir şekilde her işi bir tarafa bırakıp, gençliğin spor yapması için spor salonunu onarması gerekiyor…
Bu konuda Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Belediye arasında yapılan sözleşme dikkate alınmalı. Şayet belediye yetersizse, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Valilik kanalıyla devreye girmeli ve Taraklı’daki bu soruna çözüm bulmalıdırlar. Çünkü orada yaşayan gençler bizim…
Benim için Taraklı ne gözden uzak, ne de gönülden… Taraklı coğrafi yapısıyla, kültürel zenginliği ile insani değerleriyle…
Ovası, yaylası, havası ve suyuyla tam örnek alınacak bir ilçemiz. Yetkililere sesleniyorum…
Böyle anlamlı bir ilçe her ile nasip olmaz. Elimizde var değerini bilelim… En azından “Mümkünlü’den Mümkün olanı esirgemeyin” yapılması gerekenleri yapın yeter…