Misafir Kalem: Timur ÖZKAN
TİMUR ÖZKAN KİMDİR?
1957 yılında Ankara’da doğdu, 1981’de Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, Mimarlık Fakültesi'nden mezun oldu. Türkiye’de ve yurt dışında çeşitli şantiyelerde çalıştı. Öğrencilik yıllarında gezmeye başladı. Türkiye’nin tamamına yakın kısmını ve dünyada 100’den fazla ülkeyi gezdi. Beş gezi ve bir araştırma kitabı yazan, sekiz gezi kitabının da editörlüğünü yapan Özkan’ın; ayrıca Seferi, Sefername, Dünya Kadar Bilgi ve Yazarların Ankara’sı adlı seçkiler ile çeşitli gazete ve dergilerde 200 civarında gezi yazısı yayımlanmıştır.
Timur Özkan, "Ankaralı Gezginler Grubu"tarafından üç aylık olarak yayımlanmakta olan “Ankara Çiğdemi” adlı e-bülteni hazırlamaktadır. Kapsamlı bir gezi literatürüne sahip olan Özkan, Ankara kitapları da toplamaktadır. Ankara’nın yakın tarihine özellikle Cumhuriyet öncesi dönemiyle Cumhuriyetin ilk yıllarına ilgi duymakta ve ilerde Ankara araştırmalarına yönelmeyi planlamaktadır. Timur Özkan, Ankara Kulübü, Mimarlar Derneği ve Türkiye Gezginler Kulübü, Ankaralı ve İzmirli Gezginler gruplarının üyesidir
------
Ankara’ya en yakın yavaş şehir; Taraklı
MÜMKÜNLÜ HAYALİNDEN, TARAKLI GERÇEĞİNE
Önce TTNET reklamlarıyla dikkat çekti Taraklı. Mümkünlü’de her şey mümkündü ama filmin çekildiği mekânın masalsı atmosferi pek de mümkün görünmüyordu. Taraklı, daha sonra Türkiye’nin beş yavaş şehrinden biri olarak tanındı. Merkezi İtalya’da bulunan uluslararası bir kentler ağının adı olan ve dilimize “Yavaş” veya “Sakin Şehir” olarak giren Cittaslow; öncelikle kentleşmenin baskısına direnerek geleneksel yaşam tarzlarını korumayı hedefliyor ve olabildiğince daha az gürültü, daha çok yerel lezzet, daha sakin bir kent atmosferi ve daha temiz bir çevre amaçlıyor. Dünyanın 21 ülkesinde, 140 şehrin dâhil olduğu, pek çok şehrin ise sırada beklediği Cittaslow ağına Türkiye’den şimdiye kadar beş yer kabul edilmiş. İzmir’in Seferihisar ilçesi ilk yavaş şehrimiz olurken, 2012 yılında; Muğla’nın Akyaka, Aydın’ın Yenihisar, Çanakkale’nin Gökçeada ve Sakarya’nın Taraklı ilçeleri Cittaslow’un simgesi olan salyangoz amblemini kullanmaya hak kazanmışlar.
Hıdırlık Tepesi ile Taraklı Hisarı’nın arasındaki vadi ile bu tepelerin yamaçlarında kurulan Taraklı; geçmişte İpek Yolu, yakın zamana kadar da Ankara - İstanbul Yolu üzerinde bulunuyordu. Taraklı gönüllüsü rehberimiz Kent Konseyi Başkanı Alaattin Yılmaz, tarihte 10’ar bin nüfusla eşit durumda bulunan iki yerleşim merkezinden Adapazarı’nın nüfusu 500 binlere çıkarken Taraklı’nın 3 binlere düştüğünü üzülerek ifade ediyor. Buna karşılık, şimdilik 10 evin ve 60 dükkânın restore edildiği 111’i tescilli 300 eski yapısıyla Taraklı, yakın geleceğin Safranbolu’su olmaya aday görünüyor. Genellikle üç katlı, cumbalı, kafesli pencereli Osmanlı evlerden; restorasyonları tamamlanan Kadirler, Çakırlar, Abdi İbrahim ve Hanımeli konakları turizmin hizmetine girmişler. Taraklı Belediyesi tarafından restore edilmekte olan Hacı Rıfatlar Konağı ile İpek Yolu üzerindeki ahşap hanlardan günümüze kadar gelebilen nadir örneklerden biri olan Hacı Atıf Han ise yakın zamanda ve gene turistik amaçlı olarak kullanılmaya hazırlanıyor.
Taraklı’nın merkezindeki Kültür Evi de bir tarihi yapı, yakın zaman kadar ilkokul olarak kullanılan ve öğrencileri arasında rehberimiz Alaattin Yılmaz ile birlikte Taraklı’nın gurur kaynağı Hattat Saim Özel’in de bulunduğu iki katlı okul “Kültür Evi” adıyla, bir çeşit kent ve etnoğrafya müzesine dönüştürülmüş. İlçedeki Yunus Paşa Camisi’nden başka bazı İstanbul camilerinin ve Mekke’deki Kral Halid tünellerinin de yazıların yazan Özel’in hatlarından örnekler Kültür Evi’nin bir odasında sergileniyor. Kültür Evi’nin diğer odaları ise çeşitli demir el işlerine, geleneksel ev maketlerine, yöresel etnoğrafik objelere ve Taraklı’da düzenlenen DASK DOGAY etkinliğinden seçilen fotoğraflara ayrılırken Taraklı’nın bir diğer gurur kaynağı olan ve Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği yararlılıklardan ötürü, Taraklı halkına Atatürk tarafından hediye edilen top, ilçe merkezindeki Atatürk büstünün yanında sergilenmiş.
Taraklı’nın içinden geçen Göynük Çayı kenarında kısa bir yürüyüşü takiben ulaştığımız Yusuf Bey Mahallesi’ndeki dev çınar ağacı ilçedeki, bir başka Osmanlı mirası. Osmanlı’nın fethettiği her yere bir çınar dikme geleneğine istinaden 1293-94 yılarında dikildiği düşünülen çınarın çevresi
Biraz sonra tesadüfen kapısını çaldığımız (Rabiyelerin) Emine Teyze’nin, eşiyle birlikte hamamın son işletmecisi olduğunu öğreniyoruz. Geleneksel tarzdaki evinin avlusunda (iki kat yüksekliğindeki üzeri kapalı avlu, evin giriş holü ve salonu işlevi görüyor) sohbet ettiğimiz Emine Teyze’m, gündüz gelinin, akşam damadın yıkandığı, gelinlerin başına “abaniye” örtüldüğü düğün hamamlarını anlatırken o günlere gidiyor…
Taraklı’nın merkezinde, Hisar Tepe’nin eteklerinde yer alan Yunus Paşa Camisi, 1517’de, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi esnasında Başvezir Yunus Paşa tarafından yaptırılmış. Kubbesi kurşun kaplı olduğu için Kurşunlu Cami olarak da anılan yapı, tipik bir mimar Sinan eseri olup birçok kez restore edilmesine rağmen orijinal formu korunarak (arka bahçesindeki tarihi mezar taşlarıyla beraber) bugünlere gelmiş.
Hisar Tepe en sona kaldı, belki de buradan başlamalıydık Taraklı’yı gezmeye… Aslında Hisar’ın sadece adı kalmış ve bir de üstündeki sarnıç kalıntıları. Fakat manzara muhteşem, 300 yıllık tarihi konaklardan oluşan fon içinde 500 yıllık camiden, 700 yıllık çınara kadar Taraklı’nın tüm güzellikleri ayağımızın altında. Taraklı gönüllüsü Yılmaz, tam karşımızdaki Hıdırlık Tepe’yi göstererek bu tepeye adını veren Hıdır Dede Türbesi’nin, kıştan salimen çıkıldığına şükretmek ve yazın iyi geçmesini dilemek için her yıl, Haziran ayının ikinci pazarında topluca ziyaret edildiğini anlatıyor.
Taraklı’yı anlatan bir yazıda Yalaza’dan söz etmemek olmaz. Yöreye özgü bir gelenek olan Yalaza’yı anlatması kolay değil. Ancak “nükteli sohbet toplantıları” veya “birini uyarmanın zarif ve zekice bir versiyonu” şeklinde özetleyebileceğimiz Yalaza, ciddi eleştirileri, ince esprilerle yapmanın da bir yolu. “Hiciv” ve “taşlama” boyutu da var… Kısacası herkesin yapacağı bir şey değil, biraz sabır ve hoşgörü, biraz da kıvrak zeka istiyor. Yalaza’nın, ahalisi bu niteliklere fazlasıyla sahip Taraklı’da ortaya çıkması şaşırtıcı değil… Öte yandan Taraklı’da suç oranı çok düştüğü için dosyası giderek azalan Taraklı Adliyesi kapanmış.
Evliya Çelebi’nin de “... tahta kaşık ve taraklarıyla hem meşhur hem mamur bir Osmanlı kasabası” diye tanımladığı ve adını taraktan alan Taraklı’da tarak bulmak zor. Daha çok boyalı ahşap kaşıkların hediyelik veya anı eşyası olarak satıldığı Taraklı’da ayrıca tavan göbekleri, oymalı sehpalar, aynalı sandıklar vb ahşap el işleri ile el dokuma ürünleri satın alınabilir.
Taraklı’nın yakın çevresinde gezilecek yerler arasında;
Anadolu’da; Beypazarı, Kemaliye, Niksar gibi turizmin yükselen değerlerinden biri olan Taraklı aynı zamanda Ankara’ya en yakın Yavaş Şehir konumunda. Taraklı, daha önce hiç yavaş şehir görmeyenleri de, Mümkünlü reklamlarını seyredip de dünyada böyle bir yer olabilir mi diye merak edenleri de bekliyor. Mümkünlü hayalinden Taraklı gerçeğine yolculuk sadece 2,5 saat sürüyor. Ankara’ya