Neyleyeyim
Çamura bulanmış yolda devamlı yürüyen, her gittiği yeri kirleten, bozan ve yağmur duası bize kalan yaşam için söylenecek ne var ki?
Söylenecek kelimeleri bilen ama susan, gören ama bakmayan, duyan ama dillendirmeyen bu ülkenin cefakâr, çilekeş yurttaşlarına bırakmak en güzeli.
Dipsiz mağaralar gibi inleyen kelimeleri, uçsuz bucaksız ovalarda haykırma cesareti gösteren bizleri alkışlayacak nesneleri bulduk, serçelere, yemyeşil otlara, dallara hele ki ağaçlara söyleyecek cesareti kendimizde bulmakla gururlandık.
Ustalardan biri demiş ki, itten aç, yılandan çıplak vurgun biri bela durmuşsa kapıma, neyleyim……..
Biz neyleyelim, nere gidelim, hangi duvara diyelim, hangi çukura bakalım, içine düşüp toprak atıcı mı bekleyelim…..
Susalım, zamanı öldürelim, günü kurtaralım,
Dört yanı dolamış puşt yuvası, bizse üstünden atlayalım….
Göklerde kartal gibi büyüdüğümüzü unuttuk, tarla faresi olduk, kanatlarımızdan vurulduğumuzu anlamaz olduk….
Yüreğimiz bayrak kadar onurlu ve güzel…biliyoruz ki ufuklarda kızaran gözlerimiz o kötülüklerin yağlı saçlarını tutuşturacak….
…….neyleyim devam edip
#