Ömür Dediğin...
Doğumumuzdan itibaren ebediyyen kalacağımız ahiret yolculuğuna doğru koşar adım gidiyoruz.
Bu yolculukta o kadar anlamsız çekişmeler yaşıyoruz ki geriye dönüp baktığımızda ‘KEŞKE’ bu çekişmeleri yaşamasaydık diyoruz.
Ama biliyoruz ki bu ‘KEŞKE’lerin hiç bir faydası olmuyor bize.
İncir kabuğunu doldurmayacak o kadar konu yüzünden ters düştüğümüz insanlar oluyor ki bunun savunulabilecek hiç bir yönü yok aslında.
Tüm kırıp döktüğümüz konulara da baktığımız da hep menfaat çekişmesi, daha çok kazanma hırsı ve daha çok mal edinme hırsından kaynaklandığını görüyoruz.
Taraklı’da önceki gün sevdiğimiz insan değerli büyüğümüz Metin Sayın’ın vefatı hepimizi derinden üzdü. Geçtiğimiz günlerde çok değerli bir kardeşimizi kaybettik. Durmuş Erkara talihsiz bir kaza sonrasında yaşamını kaybetti. Doğan Kozcağız kardeşimizin acısıda yüreğimizde.
‘ÖMÜR DEDİĞİN’ nedir ki?
‘ÖMÜR DEDİĞİN’ şey göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçiyor. Giderken yanımızda o hiç bir şeyi gözümüz görmeden kazandığımız hiç bir malımızı mülkümüzü götüremiyoruz. Sadece yaptığımız iyilikler, ana ve babamızdan aldığımız duaları götürüyoruz.
Bunu biliyoruz da yine de kendimizi değiştirmeden sürdürüyoruz yaşantımızı.
Daha fazla kazanma hırsı ile kırıp döktüğümüz bütün değerler, ana ve babalarımıza döktürdüğümüz göz yaşları öyle bir çıkacak ki karşımıza ebedi hayatta. ‘AH KEŞKE’ diyeceğiz ama ne fayda.
Elbette yaşantımızı sürdüreceğiz. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyalık, yarın ölecekmişiz gibi ahiretlik çalışacağız elbette. Ama kimseyi kırıp dökmeden, ana ve babalarımızı ağlatmadan yapacağız bunu.
Biz hayatımızdan memnunuz mu diyorsunuz. O zaman siz bilirsiniz. Ama şunu unutmayın ki son pişmanlıklar kesinlikle fayda vermeyecektir. ‘KEŞKE’ lerimizin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır bilesiniz.