Siyasetin kutsal devrimidir demokrasi
Ben sandığa baktım sandık bana baktı. Küçük bir kıvılcım ışık saçtı. Siyaset kirliliği için. Sandık kirliliği diyecektim ama baktım ki sandık pırıl pırıl. Kendini yenilemiş.
Ben sandığa baktım sandık bana baktı. Küçük bir kıvılcım ışık saçtı. Siyaset kirliliği için. Sandık kirliliği diyecektim ama baktım ki sandık pırıl pırıl. Kendini yenilemiş.
Bir kıvılcım dedim ya. Küçük bir kıvılcım ışık saçtı. Sevgi dolu gözlerle dünyaya bakmak için. Siyaset kirliliği için. Çevre kirliliği için. Orman yangınları için. Aşırı tüketim için vb.
Bugün sandığa gittik. Sandık pırıl pırıl ama insanların iç güzelliği de öylemi? Hayır. Gönül isterdi ki insanların iç güzelliği yenidünya düşünürlerinden daha daha temiz olsun. Yazarlardan şairlerden de temiz olsun. Sevgi gözleriyle baksın dünyaya.
Bugün sandığa gittik. Söz söyleme sırası bize gelmişti. Biz de söylenmesi gereken sözü söyledik. Şu anda açılan sandıkların sonuçları açıklanıyor. İlerleyen saatlerde kesin sonuçlar da açıklanacak. O zaman şu soruyu soracağım kendime. Doğruluk ne zaman sonsuzluğun güneşi olacak?
Yalan ölümlü ise halk neden yalana inanıyor?
Neden doğru ölümsüzdür diyemiyor?
Oysa kime sorsam doğru insana toz kondurmuyor. Ben doğruyu yüreğimle görüyorum, diyor. Demek ki bu sözleri söyleyenin yüreğinde önemli şeyleri görebilecek göz yok. Dere kenarında bir kavak ağacı vardı. O ağacın altına oturup dinlenen çok az kimse görmedim. Nedeni dosdoğru olması.
Bir iş var bu işin içinde.
Yalanın meyvesi varsa doğruluğun da meyvesi vardır. Ancak doğruluğun meyvesi çok güzeldir. Doğru söyleyenin tapesi kendisidir de ondan.
Bugün sandığa gittik. Doğruluğun meyvesine değil yalanın meyvesini yedik. O meyvenin acı olmasının nedeni yalanın yüreğinde gizlidir.
O sır şu sözde gizlidir: Sen de benim kadar devrim diyorsun ama devim içten gelmiyor. Siyasetin kutsal devrimidir demokrasi.