Ulvi Bir Meslek: Öğretmenlik
“ Merhaba Taraklı “ olarak yazmış olduğum ilkyazımda ifade ettiğim gibi Taraklı’dan İstanbul’a göç ettikten sonra çok zor yıllar yaşamıştım. Fakir bir ailenin çocuğu olarak hayat mücadelesinde anne ve babaya destek olmak diğer yandan okuma mücadelesi ile çevrene uyum sağlamak.
Taraklı’dan ayrıldığımda ilkokul 4. sınıfın birinci yarısını bitirmiş, ilkyarı karnemi almıştım ve bütün notlarım hepsi 5’di. İlkokul 4. sınıfın ikinci yarısını yerleştiğimiz Bakırköy’ün Kartaltepe ilkokulunda devam ettim. Hayatımın eğitimde en zor yıllarını ilk burada yaşamıştım. Ders kitapları farklı, konular farklı ve anlayışsız bir öğretmen nedeniyle okul hayatım burada bitecekti. Sınıf hocam bir ifadesinde ilk yarı karnemdeki notlar nedeniyle sınıfımı geçtiğimi söylemişti.
Daha sonra babamın iş değişikliği nedeniyle okul değiştirmiş ve başka bir okulda ilköğretimimi tamamlamıştım.
Orta öğretimi de bölgede yeni açılan Ataköy ortaokulunda okumaya başlamıştım. Zengin ve şımarık çocukların okuduğu bir okulda okumak zorundaydım. Ortaokul 1. sınıfta da maalesef derslerim hiç başarılı değildi. İngilizce: 3; matematik: 1; Türkç3: 3 v.b
Türkçe bilgisi hocamız Ali Demirel isimli bir hocaydı. Genelde umulmadık bir anda defter kitabı kapattırıp hiç tahtaya öğrenci çıkarmadan üç beş soruyu sınıfta sorarak bütün sınıfı sözlü yapardı.
Yine bir Perşembe günü öğleden sonra böyle bir yıldırım sözlüsü sonrası öğretmenler odasına çağrıldım. İçeri girdiğimde bütün öğretmenler ile beraber babam okula gelmiş ve öğretmenler ile oturuyordu.
Öğretmenler odasına girdiğimde Türkçe bilgisi hocam yanağıma bir tokat atmıştı. Bütün öğretmenlerimin önünde yediğim bu tokadın acısı çok farklı olmuştu. Çünkü bütün öğretmenlerim ve babam oradaydı. Tokat sonrası diğer hocalarım; Ali hocama niçin bana vurduğunu sormuşlardı. Ali Hoca’da benim tembel olduğumu söylemişti. Bunun üzerine diğer hocalarım benim kendi derslerinde başarılı olduğumu söyleyerek beni teselli etmeye çalışmışlardı. Daha sonra matematik bilgisi hocam Necla Boşgut babama dönerek benimle yalnız konuşmak istediğini ve babama gidebileceğini söylemişti. Babam gittikten sonra Necla hoca beni yanına oturtarak neden çalışmadığımı sormuş ve ailevi problemlerimizi öğrenmek istemişti. Nasıl ben hoca’ma bir okulun lojmanında iki odalı bir yerde çalışma şartlarımın zorluğunu nasıl anlatırdım.
Bütün bu sorulardan sonra hocam not defterini açarak notlarımın olduğu sayfadaki 1’lerin yanına 0 koyarak hepsini 10 yapıp “ bunu ben vermedim sen aldın olacaksın” diyerek bana eğitim hayatımın ilk güven duygusunu vermişti. Bende hocamı mahcup etmeyerek ikinci dönem sonunda teşekkür alarak onlara layık bir öğrenci olmuştum.
Öğrenim hayatım bitip makine mühendisi olarak çalıştığım dönemde yıllar sonra Ali hocam ile karşılaşmıştım ve kartımı vererek firmama davet etmiştim.
Doğalgaz sektöründe çalışıyordum. Bahçelievler’de Sokak arasında küçük dükkânıma sevgili Ali hocam gelerek beni ziyaret etmişti. Kahvelerimizi içerken Ali hoca’ma yukarıda anlattığım olayı hatırlatmıştım. Bunun üzerine Ali Hoca’mda iyi ki o tokadı sana atmışım. Şimdi onun başarısını sende görüyorum demişti.
Yine o dönemden sosyal bilgiler hocam Melek Oyalılarında benim öğrenim hayatımdaki yeri çok büyüktür.
İlköğretimden başlayıp üniversite eğitimim bitimine kadar bana emeği geçmiş bütün hocalarımı şükranla anıyor, ebediyete intikal etmiş olan hocalarıma rahmet, sağ olanlara da sağlık diliyorum.
Öğretmenliğin diğer meslek guruplarında olmayan yetiştirdiğiniz öğrencilerin başarılarını hiçbir meslekte göremezsiniz. Bundan dolayı öğretmenlik mesleğini yapan sevgili öğretmen büyük ve kardeşlerimin bunu çok iyi değerlendirmelerini rica ediyorum.
“ Nice Öğretmenler gününde öğrencileriniz tarafından anılmak dileğiyle”