Gayri Safi Milli Hâsıla
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul,
Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa,
Yaşasın kefenimin kefili kara borsa.
Necip Fazıl
Değerli Dostlarım,
Eşit paylaştırıldığında kişi başına düşen para demektir anladığım kadarıyla. Gayri Safi Milli Hâsıla. Yani Türkiye’de dolaşan paranın kişilere taksimatıdır matematiksel olarak. İşin özü, Türkiye’de her vatandaş Yılda 5470 Dolar para alabilir eşit bölüştürdüğünde. Bu parayı matematiksel bölme işlemi yaparak böler isek fena bir rakam değil. Bir evde 3 kişi var ise, demek ki yılda 15 bin ytl alıyor olmalı. 7 kişi ise, 35 bin ytl alabilir demektir. Harca harca bitiremezsiniz. Hele halkımızın %80 ni gibi idare işine alışmışsan en az yılda 30 bin ytl biriktirebilirsin. Bu örnek 7 kişilik bir aile için tabiki. Ancak bu arada bazı şeyleri merak etmiyor değilim. Dört yıl önce kişi başına düşen hâsıla 2 bin dolardı. Bu gün ise 2 bin dolardan 5 bin dolara yükselmiş kişi başına düşen kazanç. Eğer bu doğru olsaydı, ülkemizde yeşil kartlı olan vatandaş kalmaması gerekirdi. Benim hesabıma göre bir eve bu hesaplanan para girerse, o evin çocukları çöp bidonlarından marul artıklarını toplamaya gitmezlerdi. Kapkaççıların sayısı gün geçtikçe azalması gerekirdi. Beş katlı, on katlı binaların içine girerek gizlice bir şeyler almak için kendini riske atanlar olmazdı. Suçlar ve suçlular ikiye üçe katlanmazdı. Polis sayımızı artırmaya değil azaltmaya giderdik diye düşünüyorum. Kanun sayılarımız da azalma olması lazım değil mi? Asgari ücretlinin kaç ekmek alabileceği değil, kaç kg et alabileceği hesaplanırdı belki. Her doğan çocuğumuz 5 bin dolar borçla doğuyormuş. Babalar mı çok müsrifleşti acaba. Çocukları bile bu kadar borçla doğan bir toplum… Su gibi kazanıyor, sel gibi harcıyor demektir. Gerçekten böyle bir durum var mı bizim ülkemizde. Kimin parası kimlere bölüştürülüyor. Kasalar başkalarında, tasalarda bir başkalarında değil mi?
Değerli Dostlar,
Uzmanların yaptığı bazı hesaplardan söz edelim. Ülkemizde Açlık sınırı 6 yüz ytl olarak açıklandı. Yoksulluk sınırı 2 bin ytl. Yani 6 yüz ytl alan lar, açlık sınırının altında geliri olanlar. 2 bin ytl nin altında geliri olanlarda yoksulluk sınırının altında yaşayanlar. Bu rakamlar eğer doğru ise Türkiye nin %40 ı açlık, %50 si de yoksulluk sınırının altında yaşam sürüyorlar. % 10 ise para harcamaktan başka sorunu olmayanlar…
Sonuç olarak diyebiliriz ki, bu güzelim coğrafyada yaşayan tüm insanlarımızı mutlu etmek için ne gerekiyorsa o yapılmalıdır. Farklılıklarımız zenginliklerimiz olmalıdır. Bu durum bizleri tepişmeye değil, tanışmaya ve anlaşmaya götürmelidir. Kaderde, kıvançta, savaşta, bölüşte beraber olmak mecburiyetindeyiz. Geçici bir dünyada heves ve arzularımızı ilah edinip kendi egolarımız için değil, ülkemizin bütün insanlarının mutluluğu için çalışmak durumundayız. Eğer bunu başarmak için mücadele vermezsek pastayı adaletli paylaşmazsak, yaşam herkes için zor olacaktır. Bu güzel coğrafyada mutluluk yerini mutsuzluğa bırakacaktır. Muhalefette söylenenler iktidara taşınmadığı sürece Tabanın yüzü gülmeyecektir.
En önemlisi de söylediklerimizi davranışlarımız hiç bir zaman yalanlamaması gerekir.
En büyük ibadetin insana hizmet olduğunu unutmayalım.
Her dava insanıyla yaşar.
Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.