Hakkı Sevmeyen Halkı Sevemez
Egoizm in doğuşunun kaynağı bu olsa gerek. Bencillik, kendi çıkarlarını ön planda tutmak... Kısacası hak ve hukuk tanımamak... ‘’İlim beyinden kalbe inmediği sürece ilim değildir.’’ (Hz. Ali) ilim beyinden kalbe inmez ise yani beyinde kalır ise insan kurnazlaşır, şeytanlaşır. Kalbe iner ve kalp ile irtibata geçer ise vicdanlaşır, insanlaşır. Bir kişi Müslüman olmadan önce insan olması lazımdır. İnsan olunmadan Müslüman olmak mümkün değildir. Rahmetli M. Akif Ersoy Safahat ta şöyle seslenmiş: ‘’Müslümanlık nerde. Bizden geçmiş insanlık bile. Âlem aldatmaksa maksat, Aldanan yok nafile. Kaç hakiki Müslüman gördüysem hep makberdedir. Müslümanlık bilmem amma, galiba göklerdedir.’’
Bugün yeryüzünde olup bitenler maalesef kendi çıkarları doğrultusunda dünyaya yön vermeye çalışan çıkarcıların işinden başka bir şey değildir. Onların sistemlerinde denge unsuru bulunmaz. Çünkü dengeleri kendi menfaatleri üzerine kurmuşlardır. Onlar hakkı sevmez. Onlar insanlığı sevmez. Onlar doğayı sevmez. Gözleri mal ve servetten başka hiçbir şey görmez. Kulakları vardır işitmez. Kalpleri vardır hissetmez. İnsanlığın gafleti de onların ömrünü uzatıyor.
Hakkı seven insanı sever. Hakkı seven doğayı sever. Hakkı seven hukuku sever. Hakkı seven yaratılanı sever. Hakkı seven haklı olanı savunur ve haklı olanı korur. Hakkı seven mazlumların yanında yer alır. Hakkı seven zalimlere karşı durur. Hakkı seven tarafsız olamaz. Hakkı seven güçlünün yanında değil haklının yanında yer alır ve savunur. Şimdi bizler vicdanımızı dinleyip şu soruyu soralım. Sen kimin yanında yer aldın ey vicdanım? Aklımızla irtibatla yalım vicdanımızın sesini duyup ve sesli olarak düşünelim. Alacağımız cevap bizi mutlu edecek mi?
Sonuç olarak diyebiliriz ki, akşam yatağımıza yattığımızda bir gün içinde yaptıklarımız bizi rahatsız etmiyor ise geceleri uykumuzu bölmüyor ise kusurun olsa da kastın olmadığının delilidir. Rahat uyuyabilirsin. Eğer uyuyamıyorsan kendini hesaba çek ve tövbe et hakkını yediklerinden helalleş.
Rahmetli M. Akif Ersoy’un şu dörtlüğü ile sözlerimi tamamlayalım:
‘’Neden uhuvviyetin münhasır namaza.
Çıkınca dışarı niye herkes boğaz boğaza.Yıkılsa arşı hilafet, tıkılsa kabre vatan, Vazifesinde değil, çünkü hepsi Allah’tan.Ne hükmü var ki, esasen şu yalancı dünyanın, Ölünce yan gelecek, cennetinde Mevlalın.Fena kuruntu değil, sorulacak olursa bana, Cehennem kabul ederse, ne mutlu amca sana.
Kalın sağlıcakla…
#