İnceden İnceye
Ölen biz miyiz? Yoksa talkında mıyız?
Çark yine aynı dönüyor. Zengin daha zengin, fakir daha da fakirleşiyor. Umut ve emek sömürüsü maalesef insanımızın kanını emmeye devam ediyor. Verilen sözlerin, atılan nutukların hiçbir anlam ifade etmediği günümüz de insanoğlunu aymazlık ve doymazlıktan nasıl kurtarabiliriz? Bu yolsuzlukların ve egoizmin önüne geçilebilecek mi acaba? Haksız kazançtan insanlar vaz geçebilir sizce? Doğruluğu, ahlaki bir değer olarak değil, sadece kendi çıkarları için gerekli bir prensip olarak kabul edenlerin sayısı her gün artmaktadır. Maddi güç tek haklılık sebebi kabul edildiğinden servet, insana bir hizmetin vasıtası değil, çıkar hesaplarının ve kavgalarının bir sonucudur aslında. Bu sonuç insanlığın büyük bir kesiminin sömürülmesi ve ezilmesi pahasına elde ediliyor. Hedef ekonomiyi değil insanı kurtarmak olmadıkça, iç çatışmalar kaçınılmaz ve önüne geçilmez bir hal alır.
Madde hayatın ve insanın istikametini belirleyen tek unsur olmamalı. Bu olumsuzluklar gelecekte toplumların çöküşüne sebep olabilir. Aslında adil bir bölüşüm, hakça kazanç ve paylaşmayı da öğrenebilseydik, yeryüzü daha güzel, insanlar daha mutlu ve geleceklerinden de umutlu olurlardı. İyi niyetli görünüp kendi menfaatlerine ulaşma yollarını gece gündüz durmadan planlayan menfaat perestlerin gönlünde ne vatan, ne millet, ne de insana hizmet yatar. Kendi çıkarlarından başka hiç bir sevdası olmadığı gibi, ülkenin yok olma pahasına da olsa kendi egoizminden ödün vermeyen ve asla vaz geçmeyen bir aç gözlülükle kendi emellerine ulaşmak için çalışırlar. Kişi başına gayri safi milli hâsılanın 2000 den 5000 ne çıktığı, bunun yanında yeşil kartlı sayısının da 8 milyondan 12 milyona ulaştığı dünyada başka bir ülke gördünüz mü? Fankfunk fonlarının her ilçeye kadar kurulup fakir fukaraya kömür dağıtarak yardım edilmesi bizlerin hangi durumda olduğunu göstermiyor mu? Küresel ısınmanın artacağını söylerken, bitaraftan da ormanlar bilinçsizce katledilmiyor mu? Ülkemizin aleyhine işleyen bu planları yetkililer neden görmüyor ve sormuyor. Ya da bunu görenler niçin susuyor ve konuşmuyor. Oturduğunuz dal kesilirken sesiniz çıkmıyorsa sizin dünyada yaşama hakkınız kalmamış demektir. Sayın yetkililer! İçerideki alkış sesleri dışarıda ki yanlışları uygulayanların yandaşlarının alkışlarıdır. Türkiye sizinle gurur duyuyor sesleri sizi aldatmasın. Maalesef o alkışlar koca bir yalandır. Bu alkışlar halkın alkışı değil sayın siyasiler. Rant peşinde koşanların ülkeyi paylaşanların alkışıdır, yâda alkışlayanlar arsında kalmış neyi alkışladığını bilmeden ellerini bir birine vurarak çıkarılan şak şak sesleridir. Bunlar ki, her iktidarın önce yumuşak karnını keşfeder. Sonra kollarını sıvazlarlar. Ardından dalarlar beytülmale, rant nasıl elde edilir yolunu ve yordamını çok iyi bilirler. Saygıda da kusur etmeyen bu utanmaz yüzler ulaştıkları haksız kazançların sarhoşluğu ve şımarıklığının ardından halkımıza da umut vermeyi ihmal etmezler. Pervane gibi dönerler seçilen her iktidarın çevresinde. Bu mazlum Millet yıllardır bu zihniyetin kurbanı olmaktan kendini kurtaramadı. Toplumumuzun kaçta kaçı açlık sınırının altında, hani kaderde kıvançta savaşta, bölüşte beraberdik. Şu güzel topraklar üzerinde bir türlü anlaşmayı ve paylaşmayı öğrenemedik. Çocuklarımızı örnek alamadık. Onlara barış yerine kavgayı bıraktık miras olarak. Tertemiz yürekler umut içinde ömürlerini tamamlayıp göç edip gitmektedir. Aslında paylaşılamayan şu yalan dünya kimseye yar olmayacak. Mal aslında bir oyundur. Oyuna dalan çocuk gibi zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bakacaksın ki ömrün bitmiş, sönük gözlerinle mecelsiz mecelsiz etrafına bakacaksın. Ama gücün yetmeyecek, aklın ermeyecek ve birazda pişman bir eda ile ruhunu teslim edeceksin. Tabiî ki her şey geride kalacak. Sen olmayacaksın paylaşılamayanların arasında. Bıraktığın mallar olacak. Senin sevdiklerin (yani malını sevenler) onlarında akıbeti seninkinden farklı olmayacak. Onlarda 4 kişinin omzunda ve peşinden gelmeyen bir serveti başkasının başına bela ederek gelecekler ardından. Nihayet sonunda yalan dünya o paylaşılamayan ziynet gibi görünen ve yığmaktan başka bir işe yaramamış insanı esir almış mallarla birlikte toz duman olacak
Yeni bir hayat başlayacak, başka bir yerde. Yaptıklarının tüm hesabını vermek için kurulan adil mahkemede hesap vereceksin. Çok yakın bir zamanda olacak bunlar. Çünkü geçmiş kadar uzak, gelecek kadar yakın başka bir şey yoktur.
Ölmeden önce ölelim, hepinize saygılarımı sunuyorum…
#