İsraf mı? Masraf mı?
Bazen israfla masraf iç içe olur. Yapılan iki yanlış işin bir arada olmasıdır. Hem yapılan işin masrafı, hem de var olan bir şeyin üzerine aynı şeyin getirilmesidir. Örnek verecek olursak bir köyün bol ve güzel doğal bir içme suyu varken o köye büyük masraflar yapılarak yer altından su çıkararak arıtma yapılıp içme suyu olan bir köye su götürmek nasıl bir düşüncedir anlamakta güçlük çekmekteyim.
Aldığım duyumlara göre köyün yetkili kişileri köylerinde yeterli u bulunduğunu yetkililere söyledikleri halde konuyla ilgilenmedikleri dile girilmektedir. Arıtmadan geçen su köye verildiğinde ‘’bizim suyumuz ne olacak’’ diyen köyün yetkili kişinin aldığı cevap’’aksın gitsin’’ evet aynen böyle cevap almış. Bu hem masraf hem de israftır. Aynı zamanda vurdum duymamazlıktır.
Ayrıca yer altı sularımız bambaşka bir zenginliğimiz ve gelişi güzel kullanmamamız gerekir. Sevgili Peygamberimiz bir hadis i şerifinde şöyle buyurduğunu camii imam hatiplerinden sısk sık duymaktayız. ‘’Akar bir nehirden abdest alırken bile suyu israf etmeyin’’ buyrulmaktadır. Bu hadis i şerif bizim insan olmamıza yeterde artar. Tabi ki anlayana…
İnsanca yaşamanın İslam ca yaşamak olduğunu anlamamız gerekir. İşimize gelen işlere engel olamazsak yarınlarımızı gelecek nesillere miras olarak güzel bir gelecek bırakmamış oluruz. Bunun faturası hem dünya da hem de ahret te ağır olur.
‘’Bir yanlış gördüğünüz de ona elinizle engel olun. Buna gücünüz yetmezse dilinizle engel olun. Buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğuz edin. Bu da imanın en zayıfıdır’’ (Hadis i Şerif)
Bunların hiç biri içinizde yoksa çıkın dağlarda türkü söyleyin.
Kalın sağlıcakla.