Karanlıkta Yolculuk
Yürüyeceksin Nihayet,
Elinde Yoksa Yol Gösteren Bir Işık,
Allah Hepimize Versin Hidayet...
Ay ışığı yoksa hele bir de gökyüzü kapalı ise ve yürümen gerekiyorsa, yolunu da kaybetmiş isen, hangi yöne doğru gideceksin? Birde etrafındaki çığırtkanlar ve hokkabazlar sana yol göstermeye kalkışmış ise… Elin de de bir meşalen bulunmuyorsa. Karanlığın en derin olduğu bir anda ve yol gösterenler de güvenini yitirmişse ve yine de yürümen gerekiyorsa o yoldan, işin oldukça zor demektir.
Evet değerli dostlarım,
Şuan birçok insan hangi yöne doğru ve nereye yürüdüğünü bilemiyor. Büyük kalabalıklar arasında sıkışmış, birbirinin ne dediğini anlamadan yürümek zorunda kalanların iradeleri kendilerine ne kadar yol gösterebilir acaba. Nereye gittiğini bilmeyen bu kalabalıkların temkinli yürümeye çalışması sizce ne anlam ifade eder. O kadar bir zihin bulanıklığı oluşturulmuş ki, attığı adımlardan emin değil insanlar, zemin ise oldukça çürük, yani sağlam değil. Durmak istediği anda duramayan, yürümesi de bir şey ifade etmeyen, bu yolculukta yolunu kaybetmiş güruhun içinde ki yolculuk endişe ve kaygıdan başka bir anlam taşır mı sizce? Sürüklendiği, ancak varacağı yerin endişesini içinde taşıyan bu kuşkulu yolculuğun sonunu merak ederken, yürümenin bir anlam ifade etmediğinin farkındadır insanlık. İşte böyle bir zamanda yıldızların da olmaması, ateş böceklerinin bile uçmadığı bir gecede yolculuk, insanda korku ve tedirginlikten başka ne meydana getirir. Sadece korku filmlerinde olduğu gibi, baykuş seslerinin yükseldiği, çakalların ulumasının arttığı, dost diye sarıldığın yanı başında ki insan, çevrende bulunan her şey aynı endişe ve kuşkuyu duyuyorsa ve hep çoluk çocuk yürüyorsak bu bilinmeyen yoldan, tabiî ki endişe duymak en tabi hakkımızdır. Gözünüz ne kadar keskin olursa olsun, işte bu karanlıkta ilerlemek için size yardımcı olamıyor maalesef. Kuru kalabalıkların arasında bilinmeyen bölgeye doğru sende ilerliyorsun. Yol çok, ama hangi yol bizi köyümüze ulaştırır? Gerçekten ben her attığım adımda köyüme yaklaşıyor muyum, yoksa daha da uzaklaşıyor mu? İstemeyerekte olsa bu yolculuğu hepimiz yapıyoruz. Endişeli ve şüpheli, zihin bulanıklığı içinde geçiyor hayatımız. Bu ara da umut dağıtanların sayısı da az değil. Bizlere nutuk çekenlerde, sürükleyenler de umut vermiyor aslında. Yol gösterenlerde yanlış yolda iseler şüphesi, aklımızı iyice karıştırıyor. Kaygı duymakta haklıyız. Çünkü daha önce peşine takıldıklarımız bizlerin arzu ve isteklerini yerine getiremediler. Yolların hepsi mi yanlış acaba… Hayır, hayır dos doğru yol ayaklarımızın dibinde, önümüzde duruyor her zaman. Ah bir güneş doğsa da, kurtulsak şu karanlıktan. Her şey ortaya çıkacak o zaman. Nerde olduğumuzu anlayacağız ve ne tarafa yöneleceğimizi göreceğiz. Bekliyoruz biz güneşimizi. Elbet doğacak bir gün ufuktan, bu karanlık geceler geride kalacak ardından. Hepsi şaşkına dönecek geceden faydalanan o karanlık zihniyetler. İnsanla mutluluk arasına konulan engeller kalkacak. Yakındır elbet yakın. İsteseniz de istemeseniz de bu karanlık bitecek… Aydınlanacak bir gün bu koca dünya. Girecek delik bulamayacaksınız. Bakamayacaksınız hakikate, sahte yüzlerinizle. Kandıramayacaksınız artık. Sabır ve sürurla yürüyor insanlık. Bulacak bir gün aradığı hakikat yolunu. Bir daha bırakmamak kaydıyla sağlam ve güvenilir yol haritasını da bırakmayacak elinden, teslim etmeyecek başkalarına. Bir miras olarak bırakacak evlatlarına. Ve umutla bakabilmek için yarınlarına, vasiyet edecek torunlarına.
Hepinize saygılar sunuyorum…
#