Neden Özgür Düşünce ?
Allah bir çok ayette insanı düşünmeye, sorgulamaya sevk eder. İnsan yapacaklarını bilerek, anlayarak yapsın ister. Düşünsün, sorgulasın ki, Allah’ı bularak iman etsin. İman etsin ki, kendisini ebedi bir ateşten korusun. Allah insanı düşünmeye sevk ederken, özgür düşünceyi kısıtlamaya kalkmak kimsenin haddi ve yetkisi değildir. Ancak özgürlük deyince, bazıları özgürlüğü sınırsız bir düşünce ve yaşam tarzı olarak anlıyor. Yaratılan olarak senin duyu organların ve aklın sınırlı iken, sen nasıl sınırsız bir düşünce ve yaşam isteyebilirsin ki ? Sınırsızlık Allah’a mahsustur.
İnkarcı zaten inanmıyor, ona yapılacak tek şey doğruları göstermeye çalışmak, uyarmak. Ama Müslüman olanların beyinleri, birbiri ile çelişen zıt fikirlerle dolu. Bu çelişkileri İslam’ı bilmediğinden, araştırmadığından almış doldurmuş beynine, fikir diye ölümüne savunuyor. Amacım hiç kimseyi suçlamak, aşağılamak, günah keçisi yapmak değil. Ben de hatalarla, günahlarla dolu biriyim. Niyetim en azından fikri yani iman anlamında, Müslümanım diyeni bu çelişkilerle dolu fikirlerini sorgulamaya sevk edebilmek.
Her şey düşünce ile başlar. İnsanın yapacağı şeyler, önce düşüncelerde şekillenir, sonra harekete yansır. İnsanın fikirleri yaşamını belirler. Yaşamın da ahiretini belirler. İnsanın gönül verip, bağlandığı, savunduğu fikirler ateş olur, su olur. Ateş olur, ya soğuktan donmak üzere iken bedeninizi ısıtır, size tekrar hayat verir, aşınızı ısıtır, ocağınızı aydınlatır, ya size çığlık attırarak yakar, bitirir. Su olur, ya kızgın çöl kumlarında damağınız yapışıp, boğazınız kururken size rahmet olur, can verir, ya sel olur kafanızı, bedeninizi taşlara vura vura alıp götürür, ölüm getirir.
Yaratılanların en üstünü de insandır, hayvanlardan daha aşağı olan da insandır. En üstte olmak ta, en altta olmak ta senin iradende saklıdır. Allah yarattığı insana duyduğu merhametten dolayı, insanlara peygamberler göndererek, ebedi cehennem azabından onları korumak için uyarmıştır. İnsanın gideceği yolları ve bu yolların sonucunu açıkça bildirmiştir. Ama insanı yaşayacağı hayatta zorlamamış, özgür iradeyi insana bırakmıştır. İnsan bu özgür iradesi ile yolunu ve yaşamını seçer. İmtihan dünyası olmasının gereği de budur zaten.
İnsan yaratılandır. Yaratılışında doğruya da, yanlışa da meyil vardır. Doğru kararlar alıp Yaratanına yönelebildiği gibi, yanlış kararlar alıp şeytana ve nefsine de yönelebilir. Seçim tamamen kendi iradesindedir. Yaratılan acizdir, eksiktir. Hiçbir zaman yanılmayan, hep doğru söyleyen, her şeye gücü ve kudreti yeten, her şeyi bilen yalnızca Allah’tır. Demek ki bizler de gerçek anlamda Allah’a, kitabına ve Peygamberine uyarsak yanılma payımız olmayacak.
Her şeyin sahibi Allah bile insanı iradesinde serbest bırakırken, benim gibi bir insan, benim irademe nasıl gem vurmaya kalkabilir ki ? Her insan ayrı bir karakterdir. Aynı fikirleri savunan insanlar bile, her konuda hemfikir değildir. Düşünebilen, sorgulayabilen bir varlık olan insanı, baskı politikaları ile, dayatmacı rejimlerle belirli fikirleri kabul etmeye zorlamak kadar aptalca bir davranış olamaz. Diğer insanlara zararı olmadığı sürece, isteyen istediği gibi düşünsün, düşündüğünü rahatça söyleyebilsin, istediği gibi giyinebilsin, istediği gibi yaşayabilsin. Ben insanım diyebilen herkesin hakkı ve onurudur bu. Devlet, toplumsal düzeni sağlamak için, düşüncelerde ve yaşamda baskı, şiddet, zorlama varsa burada müdahale etmelidir.
Beyinlerini, başkalarının beyinlerine ipotek ettirenler, önce manevi olarak, sonra da maddi olarak başkalarının kölesi olurlar. Zamanla farkında bile olmadan, manen ve madden efendileri için çalışmaya, yaşamaya başlarlar. Kölelik ruhlarına öylesine işler, öylesine zehirlenirler ki, fikirlerini kusursuz ve tek çare görürler. İnandığı gibi yaşamayanlar, boğazına kadar bataklıkta olsa dahi, yaşadığı gibi inanmaya başlar.
Allah’a kul olanlar sonsuz özgürlüğün tadını çıkarırken, başkalarına kul olanlar sonsuz esareti yaşar, özgürlük adına. Allah’a teslim olan bilir ki, her şeyin sahibi O, her şeye gücü yeten O, büyük mahkemenin sahibi O, rızkı veren O. Her şeye gücü ve kudreti yeten Allah ile olana, kim ne yapabilir ki? Yalnızca Allah’a sığınan, yalnızca Allah’tan korkanı, kim korkutabilir ki ? Başkalarına kul olanlar ise, rızık, makam, mal, mülk, şöhret, ölüm korkusu yaşar. Aslında hayatı korku ve endişe doludur, ama o özgür olduğunu zanneder.
Akıllı insan özgürce düşünebilen, sorgulayabilen insandır. Her insan kendisini, fikirlerini, savunduğu değerleri sorgulamak zorundadır. Sorgulasın ki, gerçek anlamda aslında hangi safta yer aldığını bilsin. Hakkın yanında mısın, batılın yanında mı? Unutmayın, sizin gibi insan olanları kusursuz görmek, sorgulamamak, onların fikirlerini sahiplenip, savunmak, sizi siz olmaktan çıkarır. Sorgulamadan bağlandıklarınızın beyinleri ile düşünmeye, sözleri ile hareket etmeye başlarsınız. Özgürlüğe, kurtuluşa gideceğiz derken, esarete ve ateşin tam ortasına çıkarsınız. Yine asla unutmayınız ki, Allah’ın merhamet ve af kapısı ardına kadar açıktır, girmek isteyenlere.
Bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ile, Allah’a emanet olun.
#