Biz Böyle Olmamalıydık
Hatalarımızı tekrar ederek iyi bir sonuç almamız mümkün değildir. Arıza sistemdeyse sistemi değiştireceksiniz. Bakan değiştirmekle bir yere varılamayacağını anlamamız gerekir diye düşünüyorum. Bakan dan bir şeyler beklemek sadece zamanı boşa tüketmektir. Ölçü yanlış ise ölçümlerde yanlış olacaktır. Kantar bozuk ise tartanın dürüst olması bir şey ifade etmez. Önce kantara bakacaksınız tartana değil.
Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşayacaksınız. Dört iklimi doya doya yaşayacaksınız. Her çeşit ürünün bol yetiştiği bir iklimde fakirlik kalacaksınız. Bu doğru bir anlayış değildir. Sıkıntı açık ve seçiktir. İslam insanla buluşamamış, istidatlar dan da meslekler oluşturulamamış. Bu iki yanlışı yapan toplumların ayağa kalkması mümkün değildir. İstişare etmeden ehli zikre sormadan yol almanız mümkün olmaz. Dolap beygiri gibi döner döner döner durursunuz. Halkı umutlandırır ama refahını oluşturamazsınız.
Bilinçli toplumlar, gelişmiş toplumlardır. Gelişmeyle bilgi doğru orantılıdır. Eğer bu gelişen ve değişen dünyada bu coğrafyada yetim ve öksüz kalmış isek bunun sorumluları işi bilmeyen insanların elinde olduğumuzu bilmek zorundayız. Parasal noktada yükselmiş kişiler ilim noktasında çok geride olabilir. Eğer bizler ilme değil de parası çok olanlarla idare işlerine girersek sadece parası olanların parasını artırırız. Fakirlik ise günden güne artar. Bu gün olduğu gibi…
Sonuç fazla lafa gerek yok. Emanetleri ehline vermedikçe, Ehli zikirle (işi bilenle) istişare etmedikçe geleceğimiz nokta işte budur. İlerisi yoktur olmayacaktır da. Yapılması gereken şaklaban cı şakşakçılardan uzak durmak, yapıcı muhalefete kulak vermektir. Halkın bilinçlenmesi için de insanı İslam la buluşturmak aynı zamanda okullarımızda istidatla meslekleri buluşturmak. Bunlar bu güne kadar maalesef hep lafta kaldı. İcraatta hiçbir adım atılmadı.
Bakan değiştirmek le sadece makam değişir. Hayat değişmez.