Kantarın Topuzu
Yeni neslin bilmediği haberdar olmadığı bir kantar vardır. Topuzu olmayan kantar olmaz, namussuz da adam olmazdı eskiden. Her şey daha mı iyiydi derseniz hayır derim. Her dönemde namuslular ve namussuzlar bulunur. Ancak, namuslular namussuzlardan hep bir fazla olmuştur bugüne kadar. Bundan sonra bu sayı tersine dönüyor gibi geliyor bana. Söylediklerini davranışlarıyla yalanlayan ve bu yalanlara inanan insan sayıları artıyor her geçen gün. Kimse sorgulamıyor sormuyor artık. Çürüme hem tabanda hem de tavanda hızla yayılıyor. Orta direğin gücü her geçen gün zayıflıyor.
Değerli dostlar, eğer orta direk çökerse ne çörek kalır ne börek. Her şey kirlenir ve hiçbir deterjan temizleyemez. İnsanlık birbirini yer bitirir. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy şöyle seslenir ahaliye: “Eşek yarın başında, arkadan kurt yaklaşmış, eşek bir tutam otun derdinde”. Sanki bu günleri yaşıyoruz. Doymayan gözler, hissetmeyen kalpler ve işitmeyen kulakların takılı olduğu ruhsuz bir ceset taşıyoruz. Herkes hayırdan söz ediyor hayır işleyenlerin sayısı düşüyor. Başkalarının emeklerini kendilerine çıkar haline getirmiş bir güruhun gelecekte hem bizleri hem de kendilerini yok edecek bir yapının temellerini atmaya tam gaz devam ediyorlar. Dur diyecek yiğitlerin sayıları maalesef çok az. İnsan bazen kendi sonunu kendi hazırlar. Ben gidişatın lehimize değil aleyhimize döndüğü kanaatindeyim.
Değerli dostlar, bana sakın şunu demeyin. Boş ver bu işleri hayatını yaşa, sana ne, bana ne sal gitsin. Değerli dostlar insan dünyaya iki defa gelmeyecek. Yaşamın boyunca yaptıkların kayıt altına alınıyor. Ve bir gün bütün yaşadıkların yüzüne karşı okunacak. Geçici bir dünyanın içinde figüran olmaya gelmedim. Ben şöhret olma peşinde değilim, şahsiyet olma ve onu yaşatmaktır benim amacım. Üç günlük dünyada fırıldak olmak bana yakışmadı yakışmayacak. Verdiğim sözü yerine getirmediğim olmadı bugüne kadar. Yapamayacağım işin sözünü veremem. Eğer yerine getirmediğim bir sözüm olursa onu da açıklıkla söyler sebeplerini anlatır gerekirse özür dilerim. Hayatı doğru yaşamanın anlamı budur. Mutluluk ise verilen sözleri yerine getirerek başkalarını mutlu etmektir. İnsanlığı mutlu etmektir. Her insanın yaşama hakkı vardır ve eşit haklar tanınarak. Eşit ücret demedim hak edenin hakkını vererek demek istedim. Adalet’te eşit olacaksınız. Ayrımcılık ve kayırmacılık yapmayacaksınız. Cezalar hak ölçüsünde olmalı. Az olursa ödül fazla olursa zulüm olur. Ben şöyle diyorum elektrik voltajı nasıl ki kurallara uymayanı çarpıyor ise, ayrım kayırım yoksa işte öyle olmalıdır. Yoksa işimize geleni bağışlayalım işimize gelmeyeni asalım keselim bu ne İslam’a uyar ne de insanlığa.
Sonuç uzun lafın kısası kısas ta hayat varsa kısas uygulanmalıdır.
Saygılarımla…
#