Dava Adamı Olmak
Her insanın kendince benimsediği, savunduğu bir fikri var. Bunun sonucu olarak ta, savunduğu fikirlerin, yaşadığı toplumda hakim olmasını ister ve bunun için de mücadele eder. Bu mücadelede iki taraf vardır, üçüncü bir taraf yok. Biri Hak, diğeri batıl.
Sorgulamayı doğru yapamayan insanlar, başka insanların batıl fikirlerine esir olurlar. Başkalarının fikirlerine esir olan insanlar, Allah’ın ve Peygamberinin hükümleri yerine, İslam ile çelişen, insanların hükümlerini benimseyip, savunarak, imanını kaybederler. O kadar aciz bir duruma gelirler ki, imanın ne olduğunu kavrayamadıklarından, Allah’a inandım demekle, iman sahibi olduğunu zannederler.
Dava ister Hak, ister batıl olsun, davalarına yürekten bağlı olanlar, menfaat gözetmeksizin bu mücadeleyi sürdürürler, doğru bildikleri değerleri savunurlar. Hele bu dava adamının davası İslam davası ise, asla geri adım atmaz. O bilir ki, kendisi sefer ile görevlidir, zafer Allah’ındır, Allah’ın takdiridir.
Sağlam bir fikre sahip olamayanlar, yapraklar, tozlar misali rüzgarla oradan oraya savrulanlar, çıkarları için mücadele edenler, hedefe giden her yol mubahtır mantığını savunan zavallılardır. Onlar, dürüstçe kendi fikirlerini savunmaktan ziyade, rakip gördüklerini kaybettirmeye yönelik hamleler yaparlar. Düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesiyle hareket edenler, kendi davalarından, kişiliklerinden taviz üzerine tavizler verirler. Koltuk değneği olduklarının zaferleri ile, sarhoş olup, sevinç çığlıkları atarlar. Zamanla bir bakarsınız ki, zikirleri artık başkalarının fikirleri olmuştur.
Davası İslam olan ve bu davadan asla vazgeçmeyenler, bunun için güçleri yettiğince mücadele edenler, her durumda kazananlardır. Allah nasip ederse seferlerini zaferle taçlandırır, dünyada iken kazanmaya başlarlar. Dünyada zafer nasip olmasa da, Allah yolunda yaşayıp, mücadele edenler, öldüklerinde ebedi hayatta gerçek zaferi kazanırlar, Allah’ın merhameti ile. Bu kutlu davada, batıl davalarda olduğu gibi, taviz vermek, düşmanımın düşmanı dostumdur, hedefe giden her yol mubahtır gibi anlayışlara yer yoktur.
Davası batıl olanlar dünyada zaman zaman kazansalar da, Azrail gelip bitiş düdüğünü çaldığında, finalde ebedi olarak kaybedeceklerdir. Keşke bunu ölmeden anlayabilseler, keşke davaları Allah davası olsa ve kaybetmeseler. Keşke ne kendilerini, ne eşlerini, ne çocuklarını ne de başka insanları, batıl fikirleri ile zehirleyip, sonsuz olan hayatta ateşlerin içerisine atmasalar.
Bir kalpte ya Allah ve Peygamberinin sevgisi vardır, ya da onların karşısında olanların sevgisi. İki zıt sevgiyi aynı kalbe koyamazsanız. İki zıt sevgi aynı kalpte var ise bu çelişkidir. Birinden biri yalandır o sevginin. Hak ile batılın mücadelesidir bu. Ya Hakkın yanındasınızdır, ya batılın. Mesele bu kadar basit aslında gören gözler, işiten kulaklar, anlayan kalpler için.
İslam son hak dindir. Hakkı temsil eder. İslam ile uyuşmayan, İslam harici fikirlerin tamamı da batılı temsil eder. Sen fikrine, savunduğun değerlere, ne dersen de. Sonuç olarak ya Haktan yanasın, ya batıldan. Sakın unutma dünyada ektiklerini, ahirette biçeceksin. Son pişmanlıklar, yakarışlar fayda etmeyecek. Hakimiyet ve hüküm kayıtsız şartsız Allah’ındır
Bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ile, Allah’a emanet olunuz.
#hak-batil #mucadele #anlayan-kalp