İzzettin KÖMÜRCÜ Dıngıldak Masa

Bugün Benim Doğum günüm;

Bugün Benim Doğum günüm;

Taraklı’dan, selamlar hepinize.

Bugün benim doğum günüm. Elli yıl geride kaldı, elliden yukarıya yol almaya başlıyorum... 

Bugün yeni yılın ilk günü olmasına rağmen ben yine iş yerimi açtım umut içerisinde müşterilerimi bekleyeceğim. Etrafa bakıyorum gençler sağda solda kol kola yürüyor. Gidecek bir yer yok. Ya kahve köşelerine ya da adı İnternet cafe olan mekanlara mahkumsunuz... İş yok, para yok, elimizden tutan, bizi hatırlayan yok... 

”Ah be Taraklı’m ! “ diye bağırasım geliyor… Yaşadığım elli yılın hikayesi geliyor aklıma.Taraklı’yı düşünüyorum

Taraklı’nın bağrındaki o eski elma ayva erik bahçeleri yok....

Çocukluğumuzun geçtiği mekanlar da yok artık. Suda yüzdüğümüz “Ayva dibi” “Kanlı Kavak” “ Kemer Köprü” “Kavak dibi” yok artık.Cüneyt Arkın’ı Serdar Gökhan’ı Erol Taş’ı tanıdığımız “Gante Ekrem’in sineması” yok artık.Mahaller arası yaptığımız futbol maçları “Durmuş’un Lokantası”, toprak fırından ekmek çıkartırken dakikalarca camından seyrettiğim “Rauf Kaya’nın fırını” yok artık....”Terzi Refik” “Terzi Hüseyin” yok… “Garip Osman”, “Öteyüzlü İbrahim” yok

Dükkanının kapısında tavşan derisi-tilki derisi asılı olan “Ufacık İbrahim” yok.”Koca Üsen”yok artık… Cadde’den takır takır nal sesleri ile at üzerinde geçen “Postacı Nemci”,“Postacı Saim” yok…Şıkır şıkır süslü atıyla sünnet olacak çocukları at ile sokak sokak gezdiren heybetli “Kilcilerli Osman” yok…Tenzil Aga’nın oğlu “Yakup Güneş” ve “Keklik Kanı Çay”ı’da yok.(Söldür) “Mehmet Özçınar” Amca’nın “Kömürde pişirdiği kahve” ve parkın önünden Geyve’ye sırayla kalkan Emir Osmanların “Ahmet” ve “Çikolata Alaattin” ve minibüsler yok artık. Dağdan topladığı Alıç'ları gerdan gibi ipe dizerek satan okul harçlığı yapan çocuklarda yok. Dükkanının önünde çakmaz gazı basan, çakmak taşı değiştiren “Odabaşı Saim”,”Dipçik İsmail”’de yok artık..Her gün yürüyerek köyünden gelerek Taraklı’ya girerken sağ elini havaya kaldırıp parmakları ile silah atarak gür sesiyle “Tak-Tak-tak” diye bağıran Ali’de yok. Elinde “Dur-Geç” ağaç tabelasıyla trafik akışını sağlayan polis elbisesi giymiş “Burhan Abimiz’ de yok..Elma sandığı üzerinde envai çeşit ürünler ile “Çakı,Çakmak-Ayna,Tarak-Dona Bele Lastik “ diye bağırarak satış yapan “Deli Aziz” namlı Aziz Amca”mızda yok.. “Genca” mız yok. Cebinde taşıdığı büyüteç ile kahvede takvim yapraklarını yüksek sesle okumaya çalışan Mehmet Amca, bulmaca çözmeye çalışan “Nalbant Osman” “Topuz Osman” amcalarda yok... ... Tatlı/sert üslubu ile “Gıdak Fahri Amca” Ayakkabı boyacısı “Sıtkı Amca”,”İhsan Amca" yok... Ramazanda hızlı teravih namazı kıldıran motorlu “Ali Hoca” yok… Hisar camisi dediğimizde ilk akla gelen isim “Katip Rüştü” yok..Fahri Çavuşlar’dan çilekeş “Sebahattin Ural” Amca yok

Daha neler neler yok... Sünnetçi “Ali Kaya”,“İhsan Küçükçınar”, “Hamdi Küçükçınar”, “Saatçi Nevzat” Kurtaran, Berber “Alikoç İsmail”, “Alikoç Bayram”

Köyden ilçeye gelenlerin eşeklerini bağladığı hanı işleten "Hancı Orhan" yok... Ramazan Davulcusu “Şakir Mehmet” yok…

Gece bekçisi “Nurettin Aybaş”,“Muzaffer Açık”,çiftçi malları koruyucusu ve tahsildarı “Fakı Rüştü Amca”, "Ayvayı yemiş İbram" yok... Defterlerimizi, kitaplarımızı aldığımızda bize "iyi oku haa" diyen "Ekrem Doğu" yok.Taraklı’nın ayaklı gazetesi "Kırmızı Fahri" yok. İki tekerlekli ağaç arabası ile yüklerimizi taşıyan “Forson Mustafa” yok... “Cemalettin Hoca”mız yok

Akçapınar’lı Ziya yok.Elinde bakır güğüm ile cenazelerimizin arkasında mezarlığa su taşıyan “Çöteli Mehmet” yok. Berberce bahçelerde çok salyangoz (sülük) topladığımız "Ferik Ali" yok “Simitçi Şaban” yok... Müdürümüz“Ahmet Çiftçi” yok…Koçum “Kazım Akçakaya” yok… Gülüm “Ali Kolsuz” yok“…

Fenerbahçe’nin her maçı öncesinde kalp hapı içen “Kasap Osman Kalaycı” yok.

Taraklı’nın müstesna insanları “Hacı Ali Yener”,“ “Koca Kadir Mehmet”, “Kunduracı Kadir”,“Keşkapan Hüsamettin”,”Rahit Erdem” “Tegavit Mustafa”,”Pilavcı Hasan”,“Ayakkabıcı Atıf”,”Semerci Necip”, “Kömürcü Yusuf”, “Sobacı Mustafa” “Yağcı Mehmet”, “Postacı Mehmet Adar”, “Telgrafçı Kemal” “Toto Osman” “Pastacı Naim””, “Alaattin Öncü” “Talat Usta” “Hafız Ağa” “Minderci Şekip” “Kayık Saim”, “Çolak Sadettin”, “Selahattin Kozcağız”, “Semerci Mustafa” yok artık.. Kahvede masalarında kaba şeker ve kabuklu fıstık eksik olmayan üçlü “Tepe Mehmet” “Hasan Özduman” “Semerci Hasan” gibi müstesna insanlar yok artık...” “Çakal Halit”, “Şeytan Nuri”, “Kurt Ahmet” yok. “Tüysüz İsmail” yok. “Sofu Ahmet”, “Berduş İbrahim” yok

Yine Taraklı halkının unutamadığı “Sarı Mehmet”,Sarı Sıhhıye “İbrahim Kadıoğlu”, “Kara sağlıkçı İbrahim”, “Kara Muhittin”,”Pamuk Cemal”,”Güdüllü Necati”, “Güdüllü Hayati” “Sucu Hasan” , Terzi “Sadık Özen”, “Tombul Arif”, “64 Nuri” “Kapçık Hüseyin”, “Pinti Arif” “Sallabaş Sıtkı”, “Mezarcı Mustafa”, “Karanlık Eyüp” “Arap Fatma” yok…Koçcazlı “Raif Yeşildağ” oğlu “Seyfi” yok.. “Kazım Şenol” yok

“Nihal” teyzemiz ,”Ulviye” teyzemiz “Falak Nuriye” yok… “Gülşen Kuru” Ablamız yok..Düğün ve nişan gecelerinde bayanlar arasında tef çalıp incecik sesiyle “Konyalım” türküsü söyleyip çeki çeken “Saadet Aktan” teyzemiz yok…

Her sene Ramazan ayında otuz gün evinde iftar sofrasında Taraklı’nın fakir fukarasına iftar açtıran Aga “Naci Yaman” yok.

“Hamit Çavuş”,“Terzi Mustabey”(Mustafa Özkaraca) “Ahmet Tezel”,”Rıfat Tezel”, “Sadullah Aydın”,“Hüseyin Doğan”,Osman Efendiler’in “Hamdi Pektaş”, “Sabri Özen” “Sebahattin Özen”,“Rüştü Gürsoy” “Vecdi Gürkan”,Çerkez “Mustafa Keskin”, Terzi “Ali Çetin” “Hüseyin Aydın”, Ramislerin “Rıfat Özkan”, “Ziyettin Akay” Tahtasız “Kemal Derici”, “Yaşar Kozcağız”,“Keramettin Çiftçi”, Çatmacı “Mustafa Kaynar”, Hacı Kanlı “Mustafa Gürkan” “İbrahim Çelik (Bursa’lı) “Mustafa Ünlüuysal, ”“Lütfi Erkal”,Ulvi Erkal”, “Mehmet Gürol” “Mehmet Göknil”,Halhalı “Mustafa-Suat ve Mehmet Tunçbilek”, Sırrı “Mehmet İşcan”gibi lafı sözü dinlenilen bir büyük yok artık...

Gözlüklerinin tepesinden bakarak kundura tamir eden Tüccar “Mehmet Çağlayan” “Fahrettin Amca” da yok…”Gölcüklü Rüştü” oğlu ”Lütfi Aldemir” de yok

Dükkanlarının vitrininde 5 litrelik fıs-fıslı kolonya şişeleri ve bayanlar için oje çeşitleri,makyaj malzemeleri olan Bakkal “Saim Çetin” ve “İzzet Mehmet” yok artık…”Yakup Aşçı”, “Nail Nalbant, susamsız simit yapan “Simitçi Mehmet” Amca yok…

Bir beyefendilik abidesi olan “Nazmi Küçükçınar” "Taci Özkaraca” “ Selim Mehmet”, “İ.Hakkı Akay” ve adını yazmayı unutmak istemediğim “Keskin Dedeoğlu”, Dede “İsmail Sertçelik” ve “İsmet Avcı” yok. 

 “Mehmet Karaltı”, “İhsan Karaltı”, “İbrahim Ertürk”, “Karapekmez Ferudun”, “Karapekmez Ferhat”, “Keşkapan Mehmet”, “Satali Halil”, “Sabri Derici”, “Sabri Buluntekin”,”Kadem Recep”, “Başkan Hilmi”, “İbrahim Akkulak”,“Osman Demirarslan”,”Tombiks Hüseyin”,”Yunus Şenol”, “Koca Recep” (Bozkurt) “Yunus Doğan” gibi adını daha sayamadığım birçok kişi, simge yok artık... 

Kimler gitti kimler ? “Abdullah Çakır”,”Hacı Atıf Mustafa” Hattat “Saim Özel”, Hacı “Ahmet Sayın”. Ala “Kadir Erbaş”,“Mehmet Erkal”, Berber “Abdullah Yapıcı” “Kemal Yapıcı” Hafız “İrfan Çakır”,“Nurettin Kaymaz”, “İrfan Doğan”, “Sinoplu Mehmet”,”Terzi Turhan”…

Evet… Bugün benim doğum günüm. Elli yıllık yaşamımda bu şahsiyetleri ve adını unuttuğum pek çok şahsiyeti Taraklı’mız için bir değer görüyorum. Hepsine Allah’dan rahmet diliyorum.Biliyorum ki adını buraya sığdıramayacağım hafızalarımıza yer etmiş pek çok şahıs var.Adını yazamadığım şahsiyetlerin dost ve akrabaları beni bağışlasın.Hepsininde gönlümüzde yeri var.

Anlatmak istediğim şudur ki

Bunların yerine yeni nesiller var... !

Tekrar görüşmek üzere… Selam ve Dua ile...