Aymazlık ve Doymazlık
Yirmi birinci asır aymazlık ve doymazlık asrı mı olacak? Her geçen gün insanoğlunu sermaye esir almaktadır. Aklı fikri mal ve servet kazanma hırsına dönüşmüş beyinlerin geleceğe, insanlığa bir kazanç sağlamayacağı görünmektedir. Kanaatin ortadan kalktığı, ihtirasın her geçen gün arttığı toplumlarda huzur olmayacağı gibi mutluluğa giden yolların da tıkanacağı aşikârdır. Ölümlü bir dünya diyenlerin ölümle hiç imtihan olmadığını davranışlarıyla sergilenirken herkes başkasıyla ilgili bir şeyler söylemeye çalışıyor. Kendini hesaba çekenlerin sayısı azalmakta ve bu gidişle meydanlar sadece çıkarcılara ve çıkar kavgacılarına kalacak gibi görünüyor.
Niçin mi böyle düşünüyorum. Her oturduğum masada konuşulanların yüzde doksanı dünya ile ilgili. Herkes kazancını ve kazandıklarını anlatıyor, başkalarını da suçluyor. Dünya malı dünyada kalır diyenler de aynı hırs, aynı meşakkat, aynı ihtiras. Farkı yok birbirinden. Kanaati olanlar genelde malı olmayanlar. Herhalde onlarda mal edinemedikleri için mi kanaatkâr acaba bilemiyorum.
Ne demek istiyorsun derseniz şöyle bir açıklık getireyim. Çalışmanın ve helal kazancın aynı zamanda hayra harcamanın bir ibadet olduğunu bilenlerdenim. Bunları yaparken ekolojik dengeyi bozmadan, çevreci ve yeşili koruyan haksızlıklar karşısında susmayan birlik ve dirlik arayan insanların bir araya gelerek birlikte mücadele etmesi de ibadettir diyorum. Kıl beşini, tut işini, kaldır leşini, nasıl bilirsiniz sorusundan sonra toprağa verilenlerden olmak istemiyorum. İnsan dünyaya iki defa gelmeyecek. Ölüm gerçeğini bir gün mutlaka tadacak ve hesap verecektir. Akıllı olan ve hesap gününe inanan insan her günün akşamı kendini hesaba çekendir. Aksi halde geçici bir dünyada kendini heder edip üç beş kuruşun hışmına uğrayan değil.
Evet değerli dostlar. Çalışmak ibadettir dedim. Çalışalım, kazanalım ve israf etmeyelim. Ama hepsi helalından olsun. Toplumlarda güzel bir gelecek hayal ediyor isek hakça kazanalım ve hakça bölüşelim diyorum. İçte ve dışta kavgaların tek sebebi çıkar kavgalarıdır. Silah üretip savaş çıkarıp insanların ölümüne sebep olanlardan aşı bekleyip medet ummayalım diyor sağlıcakla kalın diyorum.
Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek in bir dörtlüğüyle yazımı sonlandırıyorum.
“Allah’ın On Pulunu, Paylaşa dursun on kul.
Bir kişiye tam dokuz, Dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz, Kuzulara Şah olsa.
Yaşasın kefenimin, Kefili Karaborsa”.