Yaşam ve Özgürlük
Özgürlük deyince insan, insan deyince doğuştan gelen haklar ve onu koruma altına alan sistemler akla gelir. İnsan; hak ve özgürlükleriyle beraber doğar. Sistemler de doğuştan gelen bu hak ve özgürlüklerini sigortalar ve ömrü boyunca garanti altında tutar. İnsan hak ve özgürlükleri başkalarına zarar verilmedikçe kısıtlanmamalı ve o çerçeve de tutulmalıdır. İnsanı birey olmaktan öte hak tanımazsanız, ve kendi arzunuza göre sınırlar çizerseniz, o insan birey olmaktan öte gidemez. Kafalara göre oluşturulan menfaat sınırlarının dışına çıkamaz. Aynı zamanda bireylerin oluşturduğu toplumlardan da gelişme beklenemez. İnsan denince akla kişilik, kişilikten şahsiyet, ardından cemiyet ve arzulanan “MEDENİYET” meydana gelir. Eğer çağdaş medeniyeti yakalamak ve onun nimetlerinden yararlanmak istiyorsanız insanınızı önce birey olmaktan kurtarın. Aksi takdirde çağa mahkûm bırakır ve medeniyetten uzaklaştırırsınız. Tanınan hakların dışına çıkarılmadıkça da şahsiyet oluşmaz. Şahsiyeti oluşmayan toplumlar da cemiyet olmaz ve Medeniyetle buluşamaz. İnsanlar kendi yeteneklerini geliştirebilecek ortamlara özgürlüklerle ulaşır. Özgür olmayan toplumlar tarihin derinliklerine gömülür gider. Çünkü ayakta durabilecek hayat damarları kurutulmuştur. Davranışları kuru bir gösteriden (saygı duruşu) öteye geçemez. Bazı kişilerin nefsini okşayan bu davranışlar makamları hak etmeden elde edenlerin hoşuna gitse de ülke menfaati açısından büyük bir kayıp olduğunu unutmamak gerekir. Niteliksiz kişilerin önemli makamları sahte nezaketle elde ettikleri aşikârdır. Bunun vebali çok ağır olsa gerek. çünkü bedelini gelecek ödeyecek, aynı zamanda lanet okuyarak... Çünkü bizim inancımıza göre emanet ehline verilmeli ve ehli zikirle de istişare edilmelidir. Aksi durum da ise gelişim ve değişim engellenir, ülke statükocu bir yapıya dönüşür ki, gelecek nesillere verilebilecek en büyük cezadır. Beceremedikleri işleri süslü püslü sözlerle örtmeye çalışan iradesiz idareciler, yani oluşturulan sekretarya suçsuz olduklarını halka anlatamazlar. Şinaskar halkımız çok şeyin farkında. İki keçiyi bile önüne emanet edemeyeceğiniz kişiler ülkeyi muasır medeniyet seviyelerine ulaştırmayı dillerinden düşmezken, geriye doğru ricat ettiklerinin farkında da değildirler. “Göreve talip olmayın, size bir görev verildiğinde de kaçmayın” hadis-i şerif.
Evet değerli dostlar, yanlışlara alıştırılmış bir toplum körler ülkesinde yaşayanlar gibidir. Körler ülkesinde kral olmaya çalışan şaşıların ise gözlerini kaybetme olasılığı her an mevcuttur.
Kısa Hikâye
Tek gözü ve aynı zamanda şaşı olan biri dolaşırken körler ülkesine rastlar. Bakar ki, hiç kimse görmüyor. Ama yaşıyorlar işte. Kendi hellerinde. Kendi aralarında hisleriyle yaşayan bu topluluk düzenlerini de kurmuş. Belirli bir mesafenin içinde hisleriyle bir birlerini denetleye biliyorlar. Ancak belirli bir mesafenin dışına çıkanların yaptıklarını hissedemedikleri için bunu keşfedemiyorlar. Bu durumdan yararlananlar da yok değil tabi. Tek gözlü şaşı bu durumu görür ve bir karar alır kendi kendine. “Ben bu ülkede kral olurum işte bana fırsat doğdu” der. Ve yaklaşır körün birine, “bak sana, senin arkadaşın malı gizlice götürüyor. Sende bunu fark edemedin”. “Ne malı der” kör. “Kim ne götürdü? Hem sen nerden biliyorsun” der. Ben görüyorum deyince görmek ne demek diye sorar. Şaşı izah eder ama kör anlamaz. Der ki, “seni bir sınav yapalım bakalım”. Şaşı olur der. Körler toplanır. Uzak bir yere giderler. Kimi oturur, kimi kalkar ve sorarlar. Biz ne yapıyoruz derler. Şaşı cevap verir. “ Bazılarınız oturdu bazılarınız ayakta”. Derken bazıları duvarın arkasına geçer. O ara şaşı göremez. Sorarlar, “şimdi ne yapıyoruz” “şaşı derki “şu an göremiyorum, çünkü duvarın arkasına geçtiniz”. Körler, “duvar ne diye sorarlar. Tabiî ki şaşı anlatma zorluğu içindedir. Körler toplanır, şaşıyı alırlar kendi hekimlerine götürürler. Hekim şaşıyı muayene etmeye başlar. Arama tarama yaparken eliyle bir tek şaşı olan gözünü keşfeder. Der ki, “arkadaşlar: arızayı buldum. Şimdi onu hallederim o’ da bize benzer” şaşı bakar ki, pabuç pahalı. Körler diyarında kral olayım derken bir tek gözü var onu da kaybedecek. Fırsatını bulur oradan hemen uzaklaşır.
Hepinize saygılar sunuyorum, değerli okuyucularım.
#