Beyaz Sarayda Siyah Adam
Evet değerli dostlar. Beyaz Saray da siyah bir adam. Daha dün bazı yerlere siyahların ve köpeklerin giremediği bir ülkede, ülkenin en yüksek makamına bir siyah adam oturtuluyor. Sadece siyahların umut bağladığı bir lider değil o, beyazların da umudu olan bir lider. Dünyaya kan kusturan bir ülkenin başına küresel lider olarak seçilen Obama’nın dünyaya bakışı farklı olduğu için lider seçildi. Demek oluyor ki, Amerikalılar var olan siyasetten memnun değil. W buştan memnun değil. Kanla beslenen, toplumlara dehşet yaşatan, bir sistemden memnun değil. Eğer Obama bu durumu iyi okur iyi değerlendirirse, kendisine verilen bu fırsatı insanlığın geleceğine yönelik güzel işlerde kullanırsa, büyük bir başarıya imza atar ve tarih onu adam gibi bir adam diye dünyanın son deminde tarihe yazar ve gelecek nesillere de örnek bir lider olarak anlatır.
Evet değerli okuyucularım. Benim en çok hoşuma giden durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepimiz insanız. Dilimiz, dinimiz farklı olsa da, başımıza gelen olaylar bizleri ya sevindirir veya üzer. En azından ağlamamız ve gülmemiz aynı değil mi? sevinçlerimiz ve üzüntülerimiz aynı şeyler için değil mi? Bizim kutsal kitabımızda bir ayeti kerime de şöyle diyor. “Biz sizi kavim kavim yarattık. Tanışasınız diye. Hiçbir kavim bir diğerine üstün değildir. Üstünlük takvadadır.” Demek oluyor ki, bu dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar hepimiz Allahın kuluyuz. Hepimize yetecek kadar Allah bizleri çeşit çeşit nimetlerle donatmış. Paylaşmayı öğrenemedik. Aç gözümüzü doyuramadık. Silahlara ve savaşlara yapılan yatırımlar insanlar için yapılsaydı yeryüzü cennet olurdu. Bir dilim ekmekle karnımız doydu. Dünya kadar yığdığımız mallar bizim gözümüzü doyuramadı. Müslüman yığdığı malların değil, dağıttıklarının sahibidir. Bugün insanlık barışa, özgürlüğe, adalete okadar muhtaç ki, bir çöl suyun özlemini ne kadar çekiyorsa ondan kat kat daha fazla çekmektedir. Bunun içinde yeryüzünde güçlü devletler insanlığın korkulu rüyası olmaktan çıkıp, insanlık için güvenilir bir kapı olsa daha iyi olmaz mı? Bunun için de seçilen liderler çekilen özlemlerin umudu olmalı. Zulüm nereden gelirse gelsin, kime gelirse gelsin, o zulmün karşısında hakkı ve hakkaniyeti savunacak bir güce ihtiyaç var. Bazıları kandan beslenir. Bazıları haksızlıklardan beslenir. Bazıları da dumanlı havadan ya da bulanık sudan faydalanırlar. Onun için yeryüzünde adalet istemezler. Sağlıklı bir yapı bir sistem istemezler. Kendi egolarını tatmin etmek için her türlü fesat özgürlüklerinin yolunu açarlar. Geçen yüzyıl ABD nin yılı oldu. Acılarıyla gözyaşlarıyla dolu bir asır yaşandı. Hala da devam ediyor. Masum suçsuz günahsız insanlar bedel ödüyor. Bu yanlışları görebilecek, aynı zamanda son verebilecek bir lider bekliyor dünyamız. İşte o Beyaz Sarayda siyah bir adamdan beyaz sayfalar istiyor insanlık. O güç bugün ABD de mevcut. Bugüne kadar Amerikanın siyasetini belirleyen güçlerin gücü böylelikle sona ermiş olabilir. Beyaz Sarayda beyazların ortaya koyduğu karalar, aynı sarayda siyah bir adamın alacağı beyaz kararlarla son bulur. 21. yüzyıla beyaz bir sayfa açarak dünyaya yakışan ve tüm mazlum insanların özlemi olan bir yaşam sunar ve bu çağa damgasını vurmuş olur. Bizim gönlümüzden geçenler böyle, bakalım Obama dönemi nasıl olacak. Yaşayalım görelim…
Hepinize sağlık ve sıhhat diliyorum değerli okuyucularım.