Halktan ve Haktan Korkanlar
Değerli okuyucularım;
Yıllardan beri verilen sözlerin yerine getirilememenin sebebi halktan ve haktan korkan bir zihniyetin ülkemizde hâkim olmasındandır. Onun içindir ki, halkın ve hakkın gücünü iktidara taşımazlar. Çünkü geçim kaynakları zarar görür. Halka mutluluk vaad ederler ama, mutlulukla buluşturmazlar. Bizlere sadece seçilmişlerin seçilmesi için oy kullanma fırsatı tanırlar. Bu güne kadar hep böyle oldu. Meclise halkın değil, liderlerin düşüncesi yansıdı. Onları da hepimiz görmekteyiz. Muhalefette verdikleri sözlerin kaçta kaçını yapabilmişleridir. Seçimlerde atılan sloganlara bakılırsa bu dönem her şey tamam umuduna kapılıverirsiniz. Geçmiş dönemlerde yanıldığınız gibi bu dönemde yanıldığınızı kısa süre de anlarsınız. Burası Türkiye. Umut beşerin ekmeğidir, ye memo ye… Artık şuna kesin olarak inanmamız gerekir ki, sadece seçilmişleri seçerek Ankara’ya göndermek yerine kendi vekillerimizi kendimiz seçelim ve Ankara'ya gönderelim. Bizim Vekilimiz olsunlar ve Bizleri temsil etsinler. Başbakanı değil. Bu yapıyı değiştirmedikçe bizleri temsil edecek vekil bulamayız. Biz seçmedikçe bize karşı sorumluluk duymazlar. Genel başkanlarını tanırlar sadece. Eğer bir gün seçme hakkımız olursa Şanlı şöhretlileri değil, içimizden birilerini seçelim kendimiz gibi, onları gönderelim. Mal ve mülkün esiri olanları değil. Mal yığmaya alışanlar kendi çarklarını döndürecek yapıyı kurarlar ve çarkı çevirecek köleler ararlar. Ve böylece kapitalizm doğmuş olur. Pastanın %95 ne sahip olan ve ellerinde tutan bu azınlık ülkenin egemen gücü olur. Sonra başlar nutuklar Fakir fukara hakları. Kendi cebinden çıkarıp bir şey vermez onlar. Senden benden duygu sömürüsüyle topladıklarını yine kendi menfaatleri için dağıtırlar. Artık borazancılarını da yanlarında taşırlar. Onlarda yine onlar için bizleri kandırmaya devam ederler. Bizlerde hep dert yanarız derdi ortaya koyanlara. Yumuşak sözlüdürler, umut verirler ama ekmek vermezler. Aslında hâkimiyet kayıtsız şartsız Milletin değil, sermayenindir. Bu açık seçik görünmekte aynı zamanda uygulanmaktadır. Zor tabi. Onlarla uğraşmak kolay değil. Biz kimiz ki, onları eleştirebilecek. Karşı koyabilecek neyimiz var. Devleti korumaya kalkmak zordur bizde. Başına bin türlü dert açarsın. Bir haksızlığı önlemeye kalk, bakalım başına neler gelir. İşte böyle değerli dostlar. Biz idare edilenler, içimizden birilerini ortaya çıkaramadıkça, ahlak, bilgi, dürüst ve yiğitlik gibi öz değerlerle birleştirmedikçe, işlerimiz yoluna girmeyecek ve bu sıkıntılar sürecektir. Böylece birilerinin tayin ettiklerine oy kullanır ve dertleri tazeler dururuz. Bu ülkede hiç bir şey tesadüf değil arkadaşlar. Her şey bir plan ve programla idare ediliyor. Ve hesap sorup sorgulanmadıkça tabanın ve geleceğinin yüzü gülmesi mümkün değil. Daha kaç defa aynı yöntemi deneyeceksin. Ne zaman kendi vekilini kendin seçeceksin. Kendin seç ki, hesap sorabilesin. Kendin seç ki, sana karşı sorumlu olsun. Kendin seç ki, bir daha başka bir ile gidip oradan meclise giremesin. Cumhuriyetimizin 85. yılını kutladık. Ama hala kendi vekilimizi seçebilecek kapasiteye ulaşamadık. Ya da olgunlaşamadık. Belki de çürüdük. Seçimden seçime hatırlanan bir seçmen nasıl hesap sorsun ki? Zaman mı tanınıyor san ki, fırsat mı veriliyor. Çevresini saran üç-beş simsar ve yandaşlarının şamataları etrafı kasıp kavuruyor. Ve ellerimizle kullandığımız oylarla geleceğimizi ipotek altına almış oluyoruz. İşsizliğin her geçen gün arttığı bir dönemde insanların ayakta durabilmeleri yardımlarla yapılırken ve yaşatmaya çalışılırken, ayıplarımızı yamalarla örterken, hangi muasır medeniyet seviyesine ulaşabiliriz ki? El âlem aya bizler tabanvaya. Gönül istemiyor ama ne yapalım. Katlanacağız. Katlanmamız gerek. Kendimize gelip kendi liderimizi ve vekillerimizi seçinceye kadar mücadeleye devem edeceğiz. Sahayı terk etmek yok. Yola devam.
Gönül dostlarına selam olsun.
#