Hasan KISA Gönül Bahçesi

Nükleer Saldırı mı?

Domuz gribinin global bir gerçek tatbikat olduğunun şifrelerini sizlerle paylaşacak, zihinlerinizde oluşmuş kördüğümü birlikte çözmeye çalışacağız.

Global salgınlar her zaman için sınır kapılarından bir ülkeden diğerine geçebilir.

Ama sanki ortak bir bilgi havuzundan ortak bir eylem planı icra makamındakilerin önüne konmuş. Senaryo hazır. Kurgu hazır. Eee, hastalar da hazır.

Domuz gribi hastalığının mucitleri ve 5. kol faaliyeti yürütmede küresel deneyime sahip gizemli şahsiyetler kıtalar ve bölgeler arası günlük – haftalık – aylık insan geçişlerini çoktan hesaplamıştır bile.

Hangi ülkede ne kadar aktif yabancı konut var, hangi sürelerle kalıyor, ağır ve yoğun bir salgın olsa bu insanların ne kadarı etkilenir…?

Ne kadarı etkilenmeli, kimler ve hangi sınıflar etkilenmemeli?

Bakalım kamuoyu tepkileri ne olacak. İnsanların hem de şu yaz – tatil sezonunda domuz gribine karşı geliştirecekleri refleksler nelerdir..

Daha bir çok gerekçesini burada sıralayabileceğimiz öngörülerin karşısına:

(oldu)

(gerçekleşti)

(hiç beklemediğimiz bir tepki)

kabilinden çentikler (hani şu sağ tarafı yukarıya doğru daha uzun olan v) atacaklardır.

Hadi bir adım daha ileriye gideyim.

İsrail’i ele alalım. İsrail 7,2 milyon nüfusu ile Ortadoğu’da yarım asırdır var olmayan çalışan bir devlet modeline sahip.

Her10 bin İsrail’liden 135’i mühendis.Yani İsrail’de 100 bin mühendis var. Anlayacağınız İsrail analitik sistematiğini toplumsal nüfusa yayma başarısını göstermiş. Sizce İsrail böylesine değerli bir nüfusu HELAL olmayan bir griple DOMUZ GRİBİ ile telef ettirir mi?

Fakat işin asıl korkutucu yanı YENİ DÜNYA’nın savaş modelinin caydırıcı konvansiyonel silahların kullanılması değil, kitlesel ölümlere yol açacak hastalıkları – virüsleri yaygınlaştırma üzerine kurgulanmış olmasıdır.

Masa başında 1.000.000.000 insanı haritadan 3 – 6 – 9 aylık periyotlar içerisinde silme hedefinde olan odaklardan, askeri global stratejilerden bahsedenlerin olduğunu bilmek insanın tüylerini diken diken ediyor.

Türkiye’ye yönelik 5. kol faaliyeti kapsamında 5 milyon fişlenmiş insanı öldürdüklerinde ülkemizin gidişatını kendilerince ilelebet arzu ettikleri çizgiden bir daha çıkmayacağını düşünen insanların varlığını işitmiş olmakla tatbikat virüsü domuz gribinin birkaç sonraki adımını öngörmenin arasındaki bağlantı nedir derseniz….?

Bu arada yine de aklınızdan çıkarmayın. 11 Eylül saldırılarının mantığı ve mentalitesi ile domuz gribi arasında hiçbir fark yok.

Konunun açılımını biraz daha yapacak olursak. Hani Fehmi Koru algı yönetimi diye bir kavramdan bahsederek var olmayana var mış gibi insanların ve uygulayıcıların inandırılarak bu yönde eyleme geçilmesini sağlayan yöntem tanımlamasını yapmıştı. Akabinde de bu vesile ile yüzbini aşkın Amerikan askeri Irak’a konuşlandırıldı tesbitini dile getirmişti.

Global algı yönetimi işte böyle bir şey.

Bu bilgiler ışığında Domuz Gribi’ni tekrar okuduğunuzda sizce ortaya çıkan sonuç ne?

“Eğer ister isen sulh-u salah – her daim hazır ol cenge” Yani sulh ve emniyette olmak istiyorsan her daim savaşa hazırlıklı olmalısın düsturu bu…

Onlar bunu hep yapıyor ve yapmaa devam edecekler...

Saygılarımla..