Ali Haluk PEKTAŞ Ali Haluk PEKTAŞ Düşünce Ufku

Zoruma Gidiyor! Neden?

“Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı, söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz."
Yayın: Güncelleme:

ZORUMA GİDİYOR ! NEDEN ?

Neden birbirimizle didişmekten adeta zevk alır hale geldik?Haklı olduğumuza inandığımız bir düşünceyi ifade ederken karşımızdakini rencide edecek hırçınlıkla saldırır gibi yüklenme hakkını kim veriyor bize ! zannedersem nefsimiz…Üstelik her haklılığımızın mutlak olduğunu zannetme aldanışının mümkün olduğu,ve haklılıklarımızın sadece bilgimizin sınırıyla sınırlandığı bir gerçek iken… Her düşünce sahibinin görüş ve tespitlerinde haklı olabildiği yerler de vardır elbette.Neden haklılıklara onay vermek bir hak iken; bize göre ! bir veya birkaç yanlış karşısında birçok haklılıkları da katlederek karşımızdakini linç etmeye çalışırız ? Zannedersem “adalet” kavramını kavramadaki eksikliğimiz ve kendimize dahi âdil olamayışımızın yanında ideolojik taassubun inatçı refleksi...Karşımızdakinin doğrularını tasdik eğrilerini eleştirme ve tekdir hakkını verecek iken,neden hakkı teslim etmeden toptan reddetme yolunu seçeriz.Acaba hoşgörü ve insana saygı değerlerinin kazanım eksikliğinden mi… Hiç birimiz, “hatasız insan olmaz” sözünün dışında kalamadığı halde, insan düşüncesinin mahsulü bir ideolojik pencereye gözümüzü dikip neden diğerlerinin perdelerini sımsıkı kapatırız .Ateist sosyologların “dogmatik düşünce” dedikleri,inananlar için mutlak doğru kabul edilen Kur’an ve sahih hadisleri dahi kıytırık bilgimizle tartışırken,tartışılması gereken,gönül verdiğimiz bir beşer ürünü görüşleri ,neden mutlak doğrular gibi görerek tartışmaya tahammül edemeyiz ?Kendini ,“bilenlerden” olarak bilen ! ama kendini bilmezliğin sınırına geçtiğini bilmeyen, yansıyan ışığın karanlığına ilerleyen, gönlünü Leyla gibi gördüğü partisine,ideolojisine , meşrebine kaptırıp mecnun olmak neden ?Leyla’nın gerçek sahibinin hakkını unutup Leyla’ya kendini adamak neden ?” İnsanın kıymet ve değer ölçüsünü, Allah’ın ulûhiyet hakkını iade edip O’ndan korkanlar olarak belirleyen Peygamber öğretisini bir tarafa bırakıp;bunu kendi görüş ve düşüncesine yakın olanla değiştirme bağnazlığı neden ?

Kendisini taşlayıp kanını akıtanlara dahi beddua etmeyip, merhamet,şefkat ve hoşgörünün şahikasını gösteren bir Rehberin yolunda olduğunu söyleyip,kendi halkından,inancından olan insana belki densizce, bilgisi kadar tezgaha koyduğu ! görüşüne kin ve öfke ile anında bir tepki göstermek neden ? Kur’an’ın “insanın yaptığı tartışmaktan başka bir şey değildir” diyen ilahî ikazına rağmen , tartışmanın sınırını geçerek, insanları safdillikle,satılmışlıkla ve ihanetle suçlayabilme ,tahkir edebilme haksızlığını ve cüretini insana kim veriyor,neden !? Gerçekten yanlış ve sapıklıkta gördüğümüz birine hemen ,öfkelenip lanetlemeye kalkarız da ,onun bu halden kurtulması için dua ve yardım etmeyi düşünmeyiz …Kıyamete kadar,ferdin, ailenin, toplumun huzurunu bozmak; gurur,kibir ve öfkeyi telkin ederek düşüncemizi bulandırmayı iş edinmiş olan Şeytanın fısıltılarının düşüncelerimize karıştığını düşünmeden aklımıza geleni söylemek veya yapmak ne kadar bilinçli bir davranıştır…

Bunları neden düşündüm.Taraklı Ajans’ın yazar kadrosuna bir kardeşimiz geldi,Tevfik Kaymaz… İsminden Taraklı’nın bir döneminin sayılı tüccarlarından “Gaymaz Tefiyin”oğlu okul arkadaşım Hayrettin’in oğlu olabileceğini tahmin ettim.İlk yazısında bir bardak suda fırtına koparıldı. Kanımca bir siyasi görüş penceresinden bakarak ifade ettiği düşüncelerine destek olanlar,karşı olanlar gibi bir bölünme, yazıyı değil acımasız bir dille birbirini yorumlamaya dönüştü…Bakış açısıdır, katılırsınız katılmazsınız saygı duymamız ve katılamadığımız noktaları edep sınırları içinde ifade etmemiz gerekmez mi ?Bu ülkenin birliğini bozanları da konu eden yazı ne yazık ki, onları şiddetle kınayanların dilinde kendi birliğimizi bozdu…Birbirini “ötekiler” gibi gören anlayış, ölçüsü kaybolmuş yorumların ve yukarıda saydığım olumsuzlukların ortaya çıkmasına , sebep oluyor. İtidalle fikir beyan edenler dahi rasgele atılan taşlardan nasibini aldı…Adalet zaafa düşünce bozgunculuğun nereden çıkacağını kestirmek zor.Sonuç: kim kazandı düşünmek gerekiyor... Peki burada yazarın da vebali yok mu ? Elbette vardır; topluma sunulan bir yazı hakikatleri ifade ederken üslup ve içerik olarak dikkatli olmak zorundadır.Amaç bam teline dokunup çok ses getirmek değilse,senfonik akordu kurmak zorundadır sanırım.Yoksa bir çok doğruları da gürültü içinde kaybolur gider…Bir görüşü paylaşma adına yazılan yazı,okuyucuların birbiriyle neticesiz didişmesine ve sadece nefislerin kazandığı bir kayba sebep oluyor.O kadar söz sonunda hiç kimse kendi düşüncesinden vaz geçmedi sanırım...

Allah Resulünün ifadelerinde ,tebliğinde,kırıcı tahrik edici ve tahkir edici bir tek söz yoktur.Ve Kur’an,Hz.Peygamber nezdinde bütün insanlara “sen onlara en güzel bir lisanla hitap et,bir de bakarsın ki (düşmanlarının) dost olduklarını görürsün” mealinde tavsiyede bulunmaktadır. Ve sözü ,söz üstadı Yunus’un sözüyle bitirelim “Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı, söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz."
 
 Ağılı aşı bal eden sözlerde buluşmak temennisiyle saygılar sunarım.

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

saime
9.12.2009 / 02:03:45
Herkesi olduğu gibi kabul edebilme erdemine erişmek,ama ne yazıkki hepimiz doğru olanı bilsekde sözde söylediğimizi özde yerine getirmekde güçlük çekiyoruz. birbirimizin farklılıkları zenginliklerimizdir diyebilsek. bu zenginliklerle mutlu olabilsek. hani yunus emrenin de o güzel dizelerindeki gibi; birkez gönül yıktın ise o kıldığın namaz değil 72 millet dahi elin yüzün yumaz değil. Söz vardır gönülleri aydınlatır,söz vardır kalbi kanatır,söz vardır bir dağın ötesinde yaralar kanatır söz vardır güvercinlerin kanatı kadar saf ve berraktır.Herkesi kusurlarıyla birlikte kabul etmek ne kadar erdemli. Ve bu konuda Mevlana yüzyıllar öncesinden "Ne olursan ol gel" diye seslenmiş tüm insanlığa sayın Haluk abim.Selamlar ve saygılar

YAZARIN SON YAZILARI

Taraklının Kaderi mi Bu?

Taraklının Kaderi mi Bu?

(Erbabı şikayete ithaf olunur…)
Gök sofrasına davet…Ve veda

Gök sofrasına davet…Ve veda

“Katremiz deryaya saldık biz bugün,
Katre nice anlasın,umman olan anlar bizi
Taraklı'nın Değerleri!

Taraklı'nın Değerleri!

Her şey,bu toplumun düşündürülebilmesinde,değerlerinin kazandırılabilmesi veya oluşturulabilmesinde düğümleniyor
Fakir

Fakir

“Mutluluk hayatta çok şeye sahip olmakta değil,az şeye razı olabilmektedir”
Kurnaz mı, zeki mi olmalı insan? yoksa akıllı mı ?...

Kurnaz mı, zeki mi olmalı insan? yoksa akıllı mı ?...

Kurnazlığın daha makbul zannedildiği ya da yaygın olduğu bizimki gibi toplumlarda, çoğunluğun birbirinin kuyusunu kazdığı, gözünü boyamaya, oymaya çalıştığı, sürekli itiş, kakış ve karmaşa yaşadığı ortada olduğuna göre...
Taraklının geleceği  (3)

Taraklının geleceği (3)

Eğer doğru yerde,doğru zamanda ve doğru yatırım yapılmamışsa bu faaliyetin sonu hüsran ve kayıptır.

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.