Adım adım Nurullah İslam Cumhuriyeti'ne
"Tüm kurumlar ele geçirilmeli, bütün damarlara girilmeli..." diyordu.
Nurullah ve arkadaşları devleti tümden nur içinde yatırmak üzere uzun yıllar evvel harekete geçmişlerdi. Ülkenin adını değiştirip Nurgenekon İslam Cumhuriyeti yapacaklar, Ana tasadaki millet esasını kaldırıp Nurmet esasına geçeceklerdi. Son günlerde pek meşhur hale gelen Ana tasa Mahkemesi tamamen kaldırılıp yerine ulema meclisi kondurulacaktı.
Hatta Frılsa adlı bir ülkede Nurgenekon İslam Cumhuriyeti Anayasası yazdırılmaya başlanmıştı. (Kağıtlara değil si di (CD) lere.)
Nurullah ve tayfası yıllar önce kuzeyden gelmesi muhtemel Komançizm tehlikesine karşı devletin bir tarafından tutmuş, hiçbir zamanda bırakmamıştı. "Çok şükür" iki bin dokuz yüz seksen senesinde ülkenin içindeki komançiler tamamen bertaraf edilmişti. Bu bertaraf etme işleminden sonra da Tanrı, Nurullah ve çevresindekilere yürü ya kulum demişti. Sayıca çoğalmışlar, giderek kendilerine has eğitim kurumları kurmuşlar, siyasi kadrolarını devşirmişler, yetiştirmişler, yetiştirmişler, geliştirmişlerdi.
Nurullah devleti tamamen ele geçirme planlarını arkadaşlarına anlatıyordu: "Tüm kurumları tamamen teslim almadan açıkça bir işe girişmeyin sessizce ilerleyin. Yoksa dünyayı sizin başınıza yıkarlar." diyordu.
"Tüm kurumlar ele geçirilmeli, bütün damarlara girilmeli..." diyordu.
Aradan yıllar geçti ve kuzeydeki Komançistler Birliği devleti çözüldü, yıkıldı. Tüm dünya çok hızlı ve sarsıntılı, sancılı bir değişim süreci geçirmeye başlamıştı.
Bu arada eskiden beri Komançi devletlerinin en güçlü ve en azılı düşmanı, okyanuslar ötesindeki bir ülke olan Antarantika Bulaşık Devletleri, bu ülkedeki anti Komançist örgütlenmeleri geçmişte hep desteklemişti.
Ancak yeni gelişen süreçte artık dünyanın tek hakimi olmayı yerküreyi ayağının üstüne alıp top gibi sektirmece oynamayı planlayan Antarantika Bulaşık Devletleri öyle hemen herkesi kolayca desteklemez olmuştu.
Kürenin tamamını elde etmek için eskiden bazı yerlerde komançilere karşı desteklediği milliyetçi kesimler artık önünde belki de yeni bir engel olacaklardı. Yani eski dostları yeni düşmanlarıydı. Çünkü Komançistler Birliğine karşı ülkesini savunduğunu düşünen kişiler gün gelir ülkelerini yutmak isteyen Antarantika'ya karşı da savunabilirdi.
Antarantika'nın ayağında top gibi sektireceği, oynayacağı yerküre üzerinde sivriliklere çıkıntılara tahammülü olamazdı.
Hal bu olduğu için yeni süreçte Nurullah'a Antarantika tarafından yeni misyonlar görevler ve destekler verilirken, Alpha Slan denilen bir eski anti Komançistin oğullarına ise olacakları izlemek ve izlettirmek, reytinglerini yüksek tutmak dışında hiçbir misyon, görev verilmedi. Bunların arasından söz dinlemeyenlerinde bir bölümü Nurullah'a engel olmaması için bir bertaraf operasyonuna tabi tutuldu.
Bu operasyonun adı "kurunun yanında yaşgenekon" operasyonu olarak adlandırıldı. Bu operasyon genişledikçe genişledi. Antarantika'ya ve Nurullah'a muhalif olan, karşı gelen herkesi içeri atmanın bir gerekçesi haline geldi.
En ciddi Ordu yöneticilerinden tutun da, SiSi gubaraklarına kadar içeri alınanlar oldu. Bırakılanlar oldu. Sonra tekrar alınanlar oldu. Tekrar alınmak istenirken onuruna yediremeyip intihar edenler oldu.
Öte yandan tarihsel süreç öyle ilerliyordu ki, ülke halkı çok büyük ve tehlikeli ayrışmalar yaşıyordu.
Hatta, Eylül iki bin dokuz yüz seksen tarihinden arta kalan kelaynak kuşları gibi soylarını tüketmemekte direnen eser sayıdaki Komançiler de kendi içlerinde çokça ayrışmıştı.
Bunlardan kimi alttan alta yani altan altana en büyük Komançist devrimci ülke olarak Antarantika Bulaşık Devletleri'ni ilan etmiş, onun buyruğu altına girmişti ve dolaylı olarak da Nurullah'ı destekleyen Taraftarlar haline gelmişlerdi.
Bir kısım canına susamış Komançist ise inatçı bir şekilde Antarantika'yı asli düşman, en büyük halk düşmanı olarak görmeye devam etmişlerdi. Alttan Alttan.. Nurullah'ı destekleyen eski dönek Komançiler bu inatçı Komançilerle "Alpha Slan'ın oğulları ile farkınız kalmadı. Siz de ‘Alphaşist' oldunuz." diyerek alay ederken aslında Antarantika'nın kucağında ve şehvetli bir işbirliği içinde olduklarını gizlemeye çalışıyorlardı.
Bu arada iki bin dokuz yüz doksan-doksan iki yıllarında ülke dağlarında terörist faaliyet yürüten bir grup ayrılıkçı Kartistan Taraftarları, Komançist Cumhuriyetler Birliği devletlerindeki çöküşten sonra ideolojik ve politik olarak büyük bir boşluk yaşamıştı. Ve dümen kontrolünü kaybetmek üzereydi. Tam da bu sırada Antarantika Bulaşık Devletleri'nin uzantıları yok olmak üzere olan bu örgütün de dümenine geçmişti.
İki bin dokuz yüz doksan dokuz senesinin sonunda Frılsa ülkesinde si di'lere yazımına yıllar önce başlanan Nurullah İslam Cumhuriyeti Anayasasının yazımı ise tamamlanmıştır.
Kullandıkları "Si di raytır (CD writer)" yavaş çalıştığından bu Anayasanın yazılması bu kadar uzun yıllar sürmüştü. Bu si di (CD) lerin hangi raytır (writer)'da yazıldığı ve hangi zembille ülkeye indiği, gönderenin adresi, si di, raytır ve kargonun cinsi, cibiliyeti, faturası konusuyla kimse ilgilenemedi; lakin herkes çok meşgul idi.
Bu kadar süre içerisinde ancak tam 500-600 kadar Nurgenekon İslam Devleti Anayasası (CD'lere) yazdırılabilmiş ve ülkede bilgisayara bağlı, elektronik tombala sistemi ile seçilmiş bir kısım insanların ofislerine postalanarak beğenilerine sunulmuştu.
Tüm bunlar olurken geçmişte Nurullah'ın çocuklarının evlerine çay sohbetine giden ama bazen de kimi Komançist eğilimleri olan yaramaz çocukları da evlerinden alıp saatlerce, eşşeğin hızına göre değişen sürelerde su yolu mesafesince döven kimi kolcuk kuvvetlerinin gücü artık ülkenin ordusuna da yetmeye başlamıştı.
Orduyu henüz dövemeseler de şimdilik sadece "yakaladıkları" yerlerden almaktaydılar.
Öte yandan ülkenin alt ucundaki Azrail isimli devlet gelişmiş askeri oyuncaklar üretebilmektedir.
Azrail'den çok sayıda tank satın almak için epey bir para ödenmiş olmasına rağmen oyuncaklar bir türlü teslim edilmemektedir.
Diğer yanda da ülke içinde Ordu dışındaki diğer kolluk güçlerinin "ağır silahlar" satın alabilme yetkisinin de dahil olduğu bir dizi yasa gündemdedir.
Sonuçta devletin kolcuk güçlerinden sayılan belediye zabıtaları seyyar işportacılarla mücadele ederken belki ağır tanklara, zırhlı personel taşıyıcılara ihtiyaç duyabilirlerdi. Dolayısıyla zabıtaların bunları yurt dışından satın alabilmesi için bu yasa talebi çok yerindeydi.
Tüm bunlar olurken Antarantika Bulaşık Devletleri ise sözde kankası olan bu ülkeyi dahil etmediği bir askeri tatbikat planlamaktadır. Bu askeri tatbikatın senaryosu ise dudak uçuklatacak cinsten değil daha da ötesindedir. Tatbikat senaryosu oluşturulurken kozmik ışınlama teknolojisinin de tatbikat kapsamına sokulacağı dedikodusu dolaşmaktadır. Tabii ki bu durumlar aslında hiç komik değil son derece kozmiktir.
Ülkede eski dönemlerde zam zulüm gibi can yakıcı konular daha başka sahte gündem konularıyla karıştırılıp halka yutturulurdu.
Şimdi ise ölümcül bazı konulardaki kararlar, can yakıcı zam, zulüm olayları ile perdelenmekteydi. Yani daha ağır bir acı karşısında anestezinin biçimi değiştirilmişti.
Devletin ve Rejimin kayması gibi çok ağır bir acıyı aynı anda halka verilen daha az acılı zamlarla hissettirmeyerek anestezi sağlama denemeleri yapılıyordu.
Aslında gerçekler ortadadır. Ülke halkının artık önünde çok az seçenek ve çok az zaman kalmıştır.
Artık Halk; Ya Antarantika'nın kadim dostu Nurullah'ın kuracağı, Nurullah İslam Cumhuriyeti devleti çerçevesine razı olup neticelerinin üstünde uslu uslu oturacaktır, yahut özgür yaşamı, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü tam anlamıyla kazanmak için Antarantika Bulaşık Devletleri'ne çekecektir restini, koyacaktır postasını...
Antarantika Bulaşık Devletleri'nin ve Tantika Birliği ülkelerinin ambargo uygulamalarını göze alacak, gözünü karartacak, ayrıca içerdeki hain kontenjanının kulaklarını bir hayli sıkıca bükmeyi ihmal etmeyecektir.
Bu ikisinin arasında kalan tüm seçenekleri tekrar tekrar denemek ise; Nurullah'ın tarzında bir çözüme daha fazla nakit , vakit , zaman kazandıracaktır.
Günün birinde Yeni bir Şafak vakti Nurullah gelip ülke halkına "Hayırlı "Sabah"lar sevgili "Taraftar"larım. Hasretle beklediğiniz "Star"ınız "Bugün" geldi. İşte geldim." diyecektir.
Samanyolu gökten toplanılınıp yürüyüş yönüne serilecek, kenarlarına da yedi adet fener denizlerden toplatılıp dizilecek ve bu yollardan geçen Nurullah da gidip Antarantika tarafından kendisine özel yaptırılan koltuğun üstüne oturacaktır.
Sonuç olarak;
Antarantika Bulaşık Devletleri ve Tantika Birliği kralları ve dostları bütün çıplaklığıyla ortada kırıtıp durmakta, hatta arsızca raksetmektedir.
Peki ya sırrı derin kuyulardan etrafa yankılanan Kral Midas?
Gözleri kör, dili lal mıdır? Yoksa kulakları ile ilgili dedikoduların gerçeklik payı mı vardır?
Yoksa gerçekte öyle bir kral hiç yok mudur?
Ya umut?
Umut, umut, umut insandadır...
#