AKP'liler çok çalışıyor, diğerleri bakıyor
12 Eylül'de anayasa değişikliği ile ilgili referandum hazırlıkları sürerken ‘evet' cephesinin başını çeken AKP'liler müthiş bir performans gösteriyorlar.
Milletvekilleri, belediye başkanları, teşkilatlar, inanılmaz bir gayret içindeler.
Hava sıcak demiyorlar, Ramazan demiyorlar, durmadan çalışıyorlar.
Amaçları kendi sorumluluk bölgesinde ‘evet' oyu oranını yüksek tutmak.
Sakarya'daki evet oylarının Türkiye ortalamasının altına düşürmemeye çalışıyorlar.
Umreye gidişleri bile yasaklanan AKP'lilerin referandumla ilgili performansları takdire değer düzeyde.
İlk sınavları 14 Ağustos Cumartesi günü.
Kent Meydanı'nda Başbakan'ı ağırlayacak olan AKP'liler meydanı doldurma telaşında.
Büyük bir kalabalık hedefliyorlar.
14 Ağustos'ta meydan dolsa, 12 Eylül'de Sakarya'da evet oyları Türkiye ortalamasının birkaç puan üstüne çıksa, havalarından geçilmez.
Peki, AKP'liler böyle çalışırken ‘ hayır' cephesi ne yapıyor.
MHP Sakarya teşkilatı referandumu hala gündemine alamadı.
Arada bir Milletvekili Münir Kutluata'dan gölgeden başını çıkartıyor ama onun gündeminde de ciddi anlamda referandum yok.
GİK üyeleri Enver Toçoğlu ve Kadir Boy'dan referandumla ilgili kimsenin tek kelime duyduğu yok.
Yerel seçimlerde kapı kapı dolaşan Enver Toçoğlu referandum öncesinde sessiz kalmayı tercih ediyor.
Oysa Enver Toçoğlu şöyle bir dolaşsa "hayır'ı kendi üslubuyla bir anlatsa mutlaka etkiyeceği kitleler vardır.
MHP İl Başkanı Mehmet Erdoğan'ın ise tek başına yapabileceği pek bir şey yok.
İl Başkanı zorunlu bir şekilde değişen CHP'de ise küçük de olsa bir hareketlenme var.
Oluşturulan ekipler referandum gezilerine çıkıyor.
İl Başkanı Genel Merkez'den kamuoyunun yakından tanıdığı ve sevdiği isimleri Sakarya'ya davet edip, "hayır" çalışmalarına katılmalarını istedi.
4 Eylül'de Genel Başkan'ın katılacağı mitingle ilgili hazırlıklar ciddi şekilde sürdürülüyor.
Özetle söylemek gerekirse "evet"çi AKP'nin çalışmalarının yanında "hayır" cı MHP ve CHP'nin çalışmaları yok hükmündedir.
186 ve 182 Telefonları
SEDAŞ özelleştikten sonra en çok şikâyet edilen konulardan biri arıza servisine ulaşmakta yaşanan sorun.
SEDAŞ arıza çağrı servisini Gebze'de konuşlandırdı.
Çeviriyorsunuz elektrik arızanın 186'nın numarasını, karşınıza Gebze'deki görevli çıkıyor.
Gebze'deki personel Sakarya'yı bilmediğinden ‘Dörtyol'dan arıyorum' dediğinizde ‘Hatay'ı arayın' diye bir karşılık alabiliyorsunuz.
Görevliye zorlanarak adres bilgisini verseniz de arızadan gelen giden olmuyor ya.
O olayın başka yönü.
Ben çağrı merkezindeki personelin eğitimsizliği ve arıza servisinin yetersizliğine vurgu yapmak istiyorum.
Kısacası 186 nolu telefonun bir işe yaramadığını anlatmak istiyorum.
Bir başka sorunlu çağrı telefonu ise 182 nolu telefon.
Sağlık Bakanlığı tarafından Merkezi Hastane Randevu Sistemi başlatıldı.
Sağlık Bakanı Erzurumlu ya sistemin merkezi Erzurum'da kuruldu.
Erzurumlu işsiz gençlere iş imkânı yaratacak merkez daha ilk günden iflas etti.
İnternetle randevu sistemine dönüldü.
Ben de sistemi test etmek için 182'yi çevirdim.
Epey bir çaba sonrası karşımdaki görevliye Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden randevu talep ettiğimi söyledim.
Türkiye'nin tüm hastanelere hizmet vereceği söylenen çağrı merkezindeki görevli bana
İnternetle randevu almam gerektiğini söyledi.
Test için aramış olsam da bu cevap beni sinirlendirdi.
100'e yakın insanın istihdam edildiği çağrı merkezi ne yazık ki Sakarya insanına hizmet veremiyor.
Ne diyelim, garip bir ülkede yaşıyoruz.
…
Sakaryalı o trenleri hak etmiyor
Uzun süredir Adapazarı-İstanbul trenine binmedim.
Dolayısıyla ne durumda olduklarını bilmiyordum.
Sabah işe gelirken birinci demiryolu geçidinden geçiyorum.
Dün sabah İstanbul treni istasyona giriyordu.
Tüm kapılar açılmış.
İnsanların yaka bağır açık, kendilerini trenden atmak için sabırsızlanıyor.
Baktım vagonların küçük havalandırma pencerelerinin tümü açık.
Anladım ki vagonlar klimasız.
Bu sıcakta da klimasız vagonlarda pişen yolcular kendilerini aşağıya atmaya çalışıyor.
Oysa Türkiye'nin tek vagon üreten fabrikası Adapazarı'nda.
TÜVASAŞ'ta üretilen klimalı vagonlar başka hatlarda çalışırken Sakaryalı klimasız vagonlarda pişiyor.
Adapazarı-Haydarpaşa arası ise en az 2 buçuk saat.
26 yıl önce üniversiteye başladığımda da aynı hız ve aynı kalitede vagonlarla yolculuk yapıyorduk.
Bugün ülkeyi yönetenler de Türkiye'ye hızlı tren getirdiklerinden söz etseler de o hız ve konforlu yolculuk nedense Sakaryalı tren yolcusundan esirgeniyor.