Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?
Kırkpınar Belediyesi eski Başkanı Niyazi Bağdat bugünlerde isyanlarda.
Çünkü, belediyesi kapatıldıktan sonra CHP'den Sapanca Belediye Başkanlığı'na aday olan Bağdat'a başkanlığı döneminde yaptığı bir suç duyurusunun bedeli ödettiriliyor.
Niyazi Bağdat 2008 yılında Sapanca Gölü'ne yapılan yüzlerce kamyonluk dolguyla ilgili suç duyurusunda bulunarak Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu'nun hakim önüne çıkmasını sağlamıştı.
Görevi bıraktıktan sonra fidancılık yaptığı bahçede kullanmadığı su havuzunu evinin önündeki iki kamyon malzemeyle dolduran Bağdat, Sapanca Belediyesi'nin hedefi oldu.
Sapanca Belediye Encümeni 2 bin lira ceza kesti.
Yetmedi, ADASU ve Büyükşehir Çevre Zabıta ekipleri tutanak tuttu.
11 Kasım 2010'da toplanan Büyükşehir Belediye Encümeni Niyazi Bağdat'a tam 31 bin 745 lira ceza uyguladı.
Bağdat'ın suç duyurusuyla yargılanan Sapanca Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Yaşar Öz'ün de üye olduğu Encümen'in verdiği bu karar Niyazi Bağdat tarafından mahkemeye taşındı.
O yüzden bu konuda pek bir şey söylemek istemiyorum.
Ancak Bağdat hakkında Büyükşehir Belediye Encümeni tarafından verilen ikinci bir ceza var ki, o beni de "Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?" dedirterek isyan ettirdi.
Sapanca Yanık Deresi kıyısındaki bahçesine giden tarla yolundaki traktör izlerini kendisine ait iş makinesiyle düzelttiren Niyazi Bağdat hakkında önce Büyükşehir Belediyesi Çevre Zabıta ekipleri tutanak tutmuş.
Dereye dolgu yaptığı gerekçe gösterilerek Büyükşehir Belediye Encümeni'ne sevk edilen Bağdat hakkında bu kez 34 bin 189 liralık ceza uygulandı.
Dün Niyazi Bağdat'la kendisine kesilen yaklaşık 68 bin lira tutarındaki cezaları konuştuk.
Bağdat yaşadıklarına doğal olarak isyan ediyor.
Gerçekten başına gelenler de isyan edilmeyecek gibi şeyler değil.
Sapanca Gölü'ne yapılan yüzlerce kamyonluk dolguyu görmeyen yetkililer nasıl oluyorsa, göle en az 500 metre uzaklıktaki bir fidanlığa dökülen 2 kamyon malzemeyi görebiliyorlar.
Yetkililer yine Sapanca ve Kırkpınar'da karayolunun ve demiryolunun kıyısında onlarca moloz ve çöp yığınları dururken, tarla yolundaki traktör izlerini düzelten iş makinesini görebiliyorlar.
Bağdat Sapanca ve Büyükşehir Belediyesi yönetimlerinin yetkilerini kanunsuz bir şekilde kendi aleyhine kullandıklarını düşünüyor.
Beni bu noktada Sapanca Belediyesi'nin yaptıkları hiç şaşırtmıyor.
Bizim Bahattin Tıknaz, belediye aleyhine haber yapınca ilginç bir şekilde Encümen'den ceza yemişti.
Tıknaz'a dükkânının önündeki fidanları budadı diye bin 500 lira kesen Sapanca Belediye Encümeni'nin Niyazi Bağdat'a 2 bin lira ceza kesmesi şaşırtıcı değil.
Ama Büyükşehir Belediye Encümeni'nin verdiği kararlar beni gerçekten şaşırttı.
Üyeleri arasında hukukçuların ve adaletine güvendiğim insanların da bulunduğu Encümen'den çıkan bu intikam kokan cezalar, Başkan Zeki Toçoğlu'na da hiç yakışmıyor.
Bağdat'ın başına gelenler Ünal Ozan'ın seçimi kaybettikten sonra uğradığı imar işkencelerini hatırlatıyor.
Ben hala Toçoğlu'nun bu olan bitenden haberinin olduğuna inanmıyorum.
Çünkü benim tanıdığım Zeki Toçoğlu, yetkilerini kişisel intikam hırsıyla kullanmaz.
…
Rektöre ve yardımcılarına rüşvet çabası
Sağlık Bakanlığı bir yönetmelik hazırladı.
Bu yönetmelikle nüfusu 850 binin altında olan ve üniversitesi olan illerde üçüncü kademe sağlık hizmetlerinin üniversite tıp fakültelerine ait hastanelerde yürütülmesi amaçlanıyor.
Bizim Tıp Fakültesi'nin Dekanı ve Eğitim- Araştırma Hastanesi'nin Başhekimi Dr. Osman Nuri Dilek her yerde bu yönetmeliği kendisinin çıkarttırdığını söylüyor.
Yönetmelikte şöyle bir madde var;
"Rektör, rektör yardımcıları ve üniversite genel sekreterine, ilgili birimin dekan ve dekan yardımcılarına 2547 sayılı kanunun 58'inci maddesi gereğince yapılacak ek ödeme, dağıtılabilecek tutardan olmak kaydıyla üniversite yönetim kurulu kararına dayalı olarak birlikte kullanımdaki sağlık tesisinin döner sermaye hesabından yapılır."
Bu madde hastanedeki doktorlar ve hocalar tarafından, Rektör ve diğer üniversite yönetimine bir anlamda rüşvet girişimi olarak algılanmış.
Dekan'ın üniversite yönetimine şirin görünme çabalarının bu maddeyle bir rüşvet girişimine dönüştüğü belirtiliyor.
Şimdi herkes Rektör Muzaffer Elmas, Yardımcıları ve Genel Sekreter Metin Küçük'ün döner sermayeden pay alıp almayacağını merak ediyor.