M. Ali ÇINAR Onuncu Köy

Kızma Birader

Toplum olarak birbirimize tahammül edemiyoruz. Leb demeden leblebi diyeceğimizi anlıyorlarmış. Ben lebbeyk diyecektim, adam dur dedi ben konuşayım. Ben leb dedim gerisi gelmeden konuşma yeter dedi. Neden dedim ben ne diyeceğini anladım dedi. Baktım ve gülümsedim. Ne diyecektim diye sordum. Leblebi dedi. Hayır, bilemedin deyince konuyu değiştirmeye başladı. Dedim ki, önce şu konuda bir anlaşalım. Dedi boş ver. Ama boş verilecek bir konu değil ki dedim dinletemedim. O söyleyeceklerini söyledi ve eyvallah dedi gitti.

İşte böyle bir yaşantımız var bizim. Daha konunun başlığını söylemeden sonucunu biliyor adam. Demek ki, çok Türk filmi izlemiş. Peşin hükümlü. Sabit fikirli. Aynı zamanda fikirleri de kirli. Birbirimizi dinlemek durumundayız. En önemlisi tahammül etmek zorundayız. Yoksa sabit fosilleşmiş fikirlerimizden nasıl vaz geçeceğiz. Belkide dertlerimizin çok olması ya da biriktirilmesi sonucu böyle bir davranış sergiliyoruz. Art niyetli de değiliz ancak, yanlışların pençesinden de bir türlü kurtulamıyoruz. Birbirimizi yemekten, tüketmekten başka işimiz yok. Hem ah vah çekiyoruz, hem de yol gösterene akıl veriyoruz. Yolun aydınlık ise, ilim ve irfan yolu ise diyeceğim yok. Hem gittiğin yolu kötülüyorsun; hem de yol gösterene saygısızlık yapıyorsun. Sahi sen ne istiyorsun onu biliyor musun?
 
İşte böyle bir yaşam tarzımız var. Fikir kirliliği almış başını gidiyor. Kim doğru kim yanlış konuşuyor bilinmiyor. Takım tutar gibi tuttuğumuz yol nasıl bir yol, bizleri nereye götürür, bu yolun sonu nereye varır, bu konuda zihinler bulanık, tedirgin, sıkıntılı ve stresli bir hayat sürüyoruz şuan. Başımızla gönlümüz barışık değil. Biraz karışık galiba…

Sonuç olarak diyebiliriz ki, kafalarımızı kiraladığımız kiracılardan kurtarmak durumundayız. Her kes anladığı kadar, gördüğü ölçüde bakış açısına göre konuşuyor. Kim haklı derseniz her kesin kendine göre haklılığı var. Ama bütün bu oyunlardan karlı çıkan sadece bir avuç azınlıktır. Onların amaçları ise sadece kendileri tarafından biliniyor. Bizler ise kimin değirmenine su taşıyoruz gerçekten tam olarak bilemiyoruz. Benim kafam gerçekten karışık, sizlerin ki nasıl?