Seçmece 1 ve 2
Seçmece 2 - "Yeni Kurnazlar çatı partisi tasarımı"
Seçmece - 1
1) Kuralsızlığın kuralı : üç kağıtçılığın daniskası
Yerel seçimlerde insanların üzerinde yerel kaygıların baskısı vardır. İnsanlar kapılarının önünden çöplerinin alınıp alınmayacağını düşünerek hükümet olanaklarının kendi yerellerine akması için böyle bir stres altında oy verirler. Dolayısıyla gerçekte milletvekili seçimleri insanlarımızın daha özgür bir irade ile tercih yaptıkları seçimler oldukları için muhalefet partilerinin bu seçimlerde oylarını çok daha fazla yükseltmeleri gerekmekte.
Yazık ki %25 den %26 ya çıkmak gibi bir sonuç başarı gibi yutturulmak istenmektedir. SHP ile DSP ve CHP sanki çok çok ayrı imiş gibi tarihsel istatistikler üretilerek Kılıçdaroğlu'nun 12 Eylül den beri tarihi başarı sağladığı gibi saçmalıklar üretilmekte.
Önemli olan CHP de değil Solda ne olduğudur. Solda parlemento dışında hemen hemen hiç oy kalmamış hepsi CHP de toplanmış durumda. O halde sormak lazım Sol oylar bu kadarmıydı diye?
Ayrıca en yüksek oy oranı 1980 den bu yana Ecevit ve Erdal inönü ye aittir. Erdal inönü, Kılıçdaroğlu nun saptığına benzer hatalara sapmış ama , hiç değilse bölgeden yüksek oranda oy almış oylarını düşürmemişti. Bu durumun Atatürkçü, ilerici, demokrat, sol kesime başarı diye yutturulması hazmedilir bir olay değil.
Söz konusu %26 oy oranının büyük bölümü ulusalcı kesimler tarafından -yani son CHP kurultayında "birilerinin isminin üzerini çizen kesimin" - Kılıçdaroğluna bir kezliğine verdiği kredidir.
Önümüzdeki süreçte kürtçü , bölücü gündemler karşısında bu kredinin nasıl kullanılacağını hep birlikte göreceğiz.
MHP ise yaşadığı başarısızlığın üzerine bir genel başkan değişikliğine ve sonrasında AKP ile daha iyi ilişkiler kuracak, Cemaatçilerle daha barışık bir yönetime doğru evrilmekle karşı karşıyadır.
MHP ye verilen Atatürkçü, Milliyetçi oylar muhtemelen yanılgılarını bu sürecin sonunda oluşabilecek eski MÇP - RP döneminde denenmiş "kutsal ittifak gibi" mecliste "MHP _ AKP kutsal ittifakı" ile görecekler.
Tayyip Erdoğan'ın Başkan yada Cumhurbaşkanı olmak için kiminle yakınlaşacağı MHP'nin geçireceği bu süreçten sonra ortaya çıkacaktır.
MHP operasyonu'nun en son varacağı nokta ne olacak? Göreceğiz.
Tüm bu olanların içinde en iğrenc olanı bu partilerin Akp ile anlaşmalı eylemsizlik kararı almış terör örgütünü ve bölünme tehlikesini seçim süreci boyunca yok sayarak sadece halk a rüşvet teklif eden ekonomik yaklaşımlarıdır.
Seçim boyunca Türk halkına ülkesinin bölünmez bütünlüğü, bayrağı üzerine ahlaksız teklif yapılmıştır.
***
Seçmece -2
"Yeni Kurnazlar çatısı partisi tasarımı"
Bir kurultay ve sonrasında ""aman ha oyları bölmeyelim"" diyerek bir sürü "yetmez ama evetçi" nin vekil olarak seçtirildiği CHP'nin mecliste milletvekillerinin bölünmesi tasarımı.
Bölünen parçalardan bir kısmı BDP'nin desteklediği bağımsız adaylardan seçilenler! ile çatı partisine dahil olarak Kemalist, ulusalcı CHP seçmenine ihanet edecekler, geriye mecliste CHP den bir şey kalırsa onlarda bizim bildiğimiz "eski CHP" olarak kalacaktır.
Bu operasyonun bildiğimiz eski CHP de yaratacağı etkinin derinliği bir daha ki seçimlere toparlanamayacak kadar büyük bir çöküntü ile sınırlı kalması mümkün.
Daha derin etki ise CHP nin bir katakulli ye getirtilip Anayasa mahlemesi kararı ile kapatılarak İş bankası'nın özelleştirilmesi (yabancılara peşkeş çekilmesi) esnasında CHP 'nin hak ve yetkilerinin hazineye devredilmesine kadar varabilir.
Bu senaryonun nasıl oynanacağının ip uçları görünmektedir.
***
MHP de farklı bir gelişim ile Hoca efendiye yakın olan MHP liler ile nispeten daha Türkçü damar dan gelen MHP'lilerin arası, tıpkı Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş dönemi gibi açılacaktır.
O dönemin galibinin Türk İslamcı - Türkeş olduğu ve bunların islamcı damarının hoca efendi ile çok uyumlu olacağı unutulmamalıdır.
MHP de seçilen vekiller ise kesinlikle Hoca efendiye tümüyle karşı olan oylarla seçilmiştir.
Yani AKP ve BDP ye daha yakın bir çok isim
MHP nin ve CHP nin tabanından oy alarak meclise girmiştir.
Bu haliyle meclis beklenmedik bir çok şeye gebedir.
Türk halkının iradesi %95 i meclis içinde gibi görülsede son derece çarpık biçimde yansımıştır.
Bu durum partiler kanununun ve partiler içindeki demokrasi olgusunun eksikliği ile son derece bağlantılı "Emperyalizm ve faşizmin" yeni ürünüdür.
Tevfik Kaymaz