Sezai MATUR Sakarya Gündemi

Milletvekillerimize açık uyarı!

12 Haziran'da seçilen milletvekilleri dün yemin ettiler.
CHP'li Engin Özkoç da muhtemelen Balbay ve Haberal krizi çözülünce yeminini edecek.
7 milletvekilimizin önünde 4 yıllık bir görev süresi var.
Bu 4 yıllık süre için milletvekillerimiz kuşkusuz Sakarya için çalışacaklar.
Sakarya'nın sorunları ile ilgilenecekler.
Bence 7 Sakarya milletvekilinin önlerindeki en büyük ve en önemli sorun, kentin olası bir depreme hazırlıksız olmasıdır.
Büyük Marmara Depreminin 12'nci yılına yaklaşırken, yeni depremle ilgili ciddi bir hazırlık yapılmamış olması kent adına büyük bir risk oluşturuyor.
AKP iktidarının İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerin deprem hazırlığı için ciddi projeleri var.
Ancak iktidar, deprem riskinin en fazla olduğu Sakarya'yı ihmal ediyor.
Bu noktada iktidar ve muhalefet partisinden milletvekili seçilen 7 kişinin üzerinde büyük bir vebal var.
Sakarya'nın mevcut yapı stokunun yenilenmesi için TOKİ ve belediyeler, projeler üretmeli ve Adapazarı yeni bir depreme hazır hale getirilmelidir.
Eğer bu yapılmadan bir deprem olur da, bir kişi bile canını kaybederse bunun baş sorumluları bu 7 milletvekilidir.
Daha yeminlerinin ilk gününden 7 milletvekilini buradan uyarıyorum.
Bu kentin birinci ve öncelikli sorunu depreme hazırlıktır.
Bunu aklınızdan hiçbir zaman çıkarmayın.

SEBAP'ın sonuçları ne oldu?

Eğitimde başarıyı artırmak için SEBAP isimli bir proje hazırlanmıştı.
Bu projenin akıbeti belli değil.
Bu yıl Sakarya'nın ne YGS'de, ne SBS'de kaçıncı sırada olduğunu kimse bilmiyor.
Bir başarısız tablo olduğu kesin.
Bu nedenle de sonuçlar açıklanmıyor.
Geçmiş yıllarda bir puan bile bir yükseliş olsa bu büyük başarı olarak gösteriliyor ve bundan birileri kendine pay çıkartıyordu.
3 yıldır milleti SEBAP'la oyalayan Milli Eğitim yönetimi, bakalım bu başarısız tablodan sonra ne projeler üretecek?

Gül yaprağı

Uzakdoğu'da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini
aramak için gelenleri kabul ediyordu.
Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan
açıklayabilmekti.
Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi.
Yabancı, kapıda öylece durdu ve bekledi.
Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya zil yoktu.
Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki budist, kapıda duran yabancıya baktı.
Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı.
Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu.
Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı.
Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir
gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı.
Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı.
İçerideki budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı.
Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.

İnternetten
…

Bilkay: Magandaya izin yok

Dün maganda terörünün hortladığını yazmıştım.
Emniyet Müdürü Ali Bilkay aradı.
Bu konuda kendisinin de hassas olduğunu belirtti ve şunları söyledi:
"Ben düğün sezonu başlarken gerekli tedbirleri aldırdım, düğün sahiplerini uyarıyoruz, silah atılmasın diye. Düğünlere sivil polis gönderiyoruz. Bizim sorumluluk alanımızda büyük ölçüde düğünlerde silah atılmasını engelledik. Ancak Jandarma bölgesi geniş. Yetişmek zor. O bölgelere de biz takviye destek gönderiyoruz."
Umarım bu tedbirler sonrası bir daha bu tür acı olaylar yaşanmaz.