Vefakâr Dedelerimiz ve Ninelerimiz
Hepsinde sevgi ve merhamet dolu kocaman birer yürek vardı. Kimseler kapısından geri dönmezdi bir bardak su içmeden. O nineler, o dedeler nerde şimdi. Dar zamanlarda, yaşamlarını dar evlerde geçirdiler, ama gönülleri geniş yürekleri kocamandı. Şikâyet etmemişlerdi hayattan, yokluk içinde bile yaşarken mutluydular. Sıkıntılarını yansıtmamışlardı evlerine çevrelerine. Çünkü hile yok muştu gönüllerinde. Kavga etmesini öğrenememişler. Şiddet mi, kim kime uygulayacak ki. Düşünmemişler bile. Boşanmalar yok, her aile kendi evlatlarıyla yaşıyor, çocuklar anasız babasız büyümüyordu. Çünkü analar babalar vefasız değildi o zaman. Çocuk zaten ne ister ki anadan babadan... Yeter ki ayrılmasınlar, birbirlerine darılmasınlar. Acı soğanlar tatlı tatlı yenirdi sofralarda. Şimdi bal börek var ama suratlar asık, kahkahalar sahte, gülücükler bile yapmacık. Her şey cık cık… Vıcık vıcık… Şımarık değildi çocuklar o zamanlar, “ söz büyüğün su küçüğün” derlerdi dedelerimiz. Sonradan anladık bunların manasını. Şimdi sözde küçüğün suda, ne kaldı ki geriye. Darülacezeler ne güne duruyor diyecekleri günleri bekliyorlar. Niye mi? Bakarsan anlarsın kendine. Kadın kocasından, kocası hanımından şikâyetçi... Kardeşler arasında kavgalar hiç bitmiyor. Baş yok badrık yok. Yaşlı nineler dedeler torunlarını göremiyor artık. Torunlar dedelerden uzak çekirdek ailenin içinde yaşatılıyor. Sağ iken hatırlamayanlar, ölülerine dua okuyabilir mi?
Son günlerde aile içi şiddetten sıkça söz edilir oldu. Nedir aile içi şiddet. Kim kime şiddetleniyor? Niye? Hepsi okumuş çocuklar. Dar geliyor koca koca yuvalar. Nerde yanlış yaptık acaba diye düşünmek aklımıza niçin gelmiyor. Ortaya çıkan olaylara göre tedbir almaya çalışmak yetmez. Bu olaylara vesile olan unsurlar gözden geçirilmeli. Evlat babadan baba evlattan şikâyetçi... Çözüm “alo” da mı dersiniz. Hayır, hayır bu yolla çözemezsiniz. Biz öz değerlerimizden uzaklaştırıldık. Uzaklaşmaya da devam ediyoruz. Kendimizi modern zannettik. Çağdaş mağdaş gibi büyülü sözler bizlerin ufkunu bitirdi. Her geçen gün işler daha da kötüye gidiyor. Şiddet şiddetli bir şekilde daha da artacak. Yuvalar her geçen gün bozguna uğrayacak. Herkes kendine yer ayırsın darülacezelerde. Niye mi? Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir.
#