M. Ali ÇINAR Onuncu Köy

Gözü Açık Uyumak

Değerli Dostlar

Demeyin sakın, hep karamsar şeyler yazıyorsun, şöyle neşeli bir şeyler yaz, sen mi kurtaracaksın dünyayı, diye düşünebilirsiniz. Evet değerli dostlarım ben nemelazımcı hiç olmadım olmayacağımda. Düşüncelerime katılır, ya da katılmazsınız ,sizlere saygım sonsuz, eleştire bilirsinizde beni, ancak, bu dünya gezegeninde duyarsız olmak, oyuna dalmak, geleceğimizi kendi ellerimizle yok etmek anlamına geldiğini sakın unutmayalım. Bir çadırdan üç kıt’a ya ulaşan ve sonrası param parça olan o koca imparatorluğun toprakları, şimdi kan gölüne çevriliyor gözlerimizin önünde. Böl, parçala, yut politikasını acımadan nede güzel uyguluyorlar, Bizlerde ne güzel seyrediyoruz! oturmuş ve sıramızı bekliyoruz adeta. Yatağında ölümü bekleklercesine, enerjisi tükenmiş bir hasta gibi. Birbirimizi yiyoruz farkında olmadan, adamlar dünyayı parselliyorlar, bizlerde bostan kavgası...

Asırlardır Mazlum Milletleri sömürerek emeklerini çalanlar, bu gün kü ulaştıkları servetle yeryüzünde dengeleri altüst edip, sonra da kendi çıkarları doğrultusunda sistemleri uygulamaya koyan Batılı dostlarımız(!) planlı programlı bir şekilde 100 yıllık projeler üretirken, bizler de günlük basit ucuz hesaplardan halâ kendimizi kurtaramadık. Her şeye seyirci kalıyoruz. Nemelazımcı bir Millet olduk. Buda yetmiyormuş gibi bazen de fikirlerimizle onlara yardımcı oluyoruz. Şer güçlerin radarları olmuşuz adeta. Yapacakları her işi daha onlar düşünmeden bizler bilgiçlik taslayarak nasıl yapmaları gerektiğini TV kanlarlından açık açık, açık oturumlar sayesinde epey enerji de sarf ederek hatta kafa yorarak, nasıl yapmaları gerektiğini onlara anlatıyoruz. Kendi kuyumuzu kazmaları için danışmanlık yapıyoruz. Her kanal da ayrı bir program olmadı mı? Irak’a saldırmadan önce, bizler hemen hemen bütün kanallarımız da, Irak'a nerden girerse daha başarılı olur yorumları haftalarca yapılmadı mı? Şimdi de oturmuşuz orta doğu ne olacak diye kendi kendimize düşünmeye çalışıyoruz. Ben söyleyeyim mi, Büyük İsrail İmparatorluğu. Evet, ne yazık ki bizler kendi işimizi kiraya vermişiz başkalarının avukatı olmuşuz. Bunlar beni gerçekten düşündürüyor ve üzüyor.

Kendimizin kendimize propagandasını yapmaktan öteye geçmeyen bir hayat anlayışımız var. Her işimiz gösterişten öteye gitmiyor. Eleştirilere tahammülümüz yok. Eleştirilere açık olmayan, düşünceye ceza uygulayan acaba dünyada kaç ülke var. Düşüncelerini açıklamaktan çekinen ve korkutulan, gerçek kişiliğini ortaya koyamayan bir toplum olduk. Ve size soruyorum. Bakır Köy akıl hastalıkları hastanesinin bulunduğu bahçeye düşünen bir adam heykelinin konması, acaba bizlere neyi ifşa ediyor? Değerli dostlar, bizler Müslüman’ız. Ve öyle yüce bir dinin mensuplarıyız ki, düşünmeden yapılan her işimizin yanlış olacağını haykıran kutsal bir kitabımız var elimizde. Ve bizim Kur’an’ımız da 550 nin üzerinde düşünmekle ilgili ayet var. Düşünün, düşünün, ve yinede düşünün düşünmek ibadettir bizim dinimizde. Bizlerde oturmuşuz fazla düşünme kafayı bozarsın diyoruz. Ne acı durum. Demek ki, o heykel geliyor aklımıza. Bizler ibadeti herhalde kabahat anladık! ve islam alemi düşünmeyi terk etmiş, sadece olanları yorumlamaya çalışan, kendi insanlarınada bunlar ahir zaman alametleri demekten öteye geçmeyen bir düşünceye sahip din adamları yetiştirmişiz. Kimimiz Mehdi bekliyor, kimimiz Mesih, Dualarla memleket kurtulmaz. Fiili duayı terk etmişiz, asıl dua fiili duadır. Adamlar 10 bin km. den uçakla gelip başına bomba yağdırıyor, bizlerde oturup el açıp dua ediyoruz.Yarabbi bizleri koru diye. Bizim dinimiz şahış dini değil ki, Irakta her gün 100 lerce müslüman ölüyor. Düşmanın silahıyla düşmanla mücadele edeceksin. Oturup dua ederek değil. "siz kendinizi değiştirmedikçe Alalh sizi değiştirmez" Siz yer yüzü yasalarına sırt çevirir gelişen olaylara da seyirci kalırsanız sadece yorum getirenleri dinlemekten öteye geçmeyen bir hayat anlayışınız olur. Bu da kendiniz için kıyameti beklemektir. Değerli dostlar, insan dünyaya iki defa gelmeyecek. Aynı zamanda yaşadığı bütün hayatının hesabını da Allah’a verecek. Dünya gelip geçicidir. Yaşarken şerefimizle yaşayalım, ölürken de şerefimizle ölelim. Dik duralım Uyanık olalım. Yeryüzünde insan olmanın tek amacı budur kanaatindeyim. Birey olmayalım. Şahsiyet olalım. Şahsiyet olalım ki, İnsan olduğumuz belli olsun.

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.