M. Ali ÇINAR Onuncu Köy

Yazmak O Kadar Kolay Değil

Evet değerli dostlar.

Düşüneceksin, hissedeceksin, yorumlayacaksın, fincancı katırlarını ürkütmeyeceksin, düşündüklerini yazmakta tereddüt edeceksin ve yazmaya başlayacaksın.

Kolay mı zannediyorsunuz?

Kolay değil tabi. Belki dünyanın birçok yerinde aynı sorunlar yaşanıyor. Bu sorunların yaşanmasından dolayı da birçok gerçeklerin üzeri kamufle ediliyor. Gerçekler saklandıkça da birileri istedikleri oyunu istedikleri gibi rahtça oynayabiliyorlar. Oyunlar gerçekleri ortaya koymada uygulansa sorun yok. Ancak yanlışları gizlemekte kullanıyor ise dertler çığ gibi büyüyerek sorunlar her geçen gün artmaya devam edecektir. Bir toplumun gelişmesi ve değişmesi için hakaret içermeyen düşüncelerin tümü kâğıt üzerine aktarılmasında ve sanal alanda paylaşılmasında bir sakınca olmamalıdır. Aksi halde gerçekler susturulur fitne ve fesat’ın yolu açılmış olur. Kim doğruyu söylüyor, kim dalkavuktur anlamakta güçlük çekersiniz. Buda sizin işinizi epey zorlaştırır. Etrafınızı çevreleyenleri tanıma fırsatını bulamazsınız. Sağlamla çürüğü birbirinden ayırmanız güçleşir. Bu durum zihin bulanıklığına sebep olur. Etrafınızdan kovulması gerekenleri baş tacı yapar ve başınızı yakarsınız. Bundan hem kendiniz hem de ülkeniz zarar görür. Bazen eğri sağlamlar doğru çürüklerden daha iyidir.

Sonuç, ben şunu açıkça söylemek istiyorum. Yetkili ve etkili kişiler yaptıkları işlerden emin iseler, yani kendi menfaatleri için bir çaba içinde değiller ise neden çekinsinler. İnsan eleştiriye açık olmalı ki, yaptığı bir hata var ise düzeltilmesine yardımcı olunsun. Ha; kendi çıkarları için bir film çeviriyor ise bu defa da oynadığı oyunun açığa çıkmasına vesile olsun. Böyle derdi olmayan bir kişi, kurum, tüzel ya da özel kişi niçin kaygılansın ki? Ben eksiklerimin söylenmesinden korkmuyorum, hatta memnuniyet duyarım. Çünkü yapıcı eleştiriler insanı yüceltir. Şaklabancı şakşakçılar ise insanlığı cüceltir.