Mağrurlanma Padişahım, Senden Büyük Allah Var
Milletlerin tarihleri önemli notlarla doludur. İşte bunlardan biriside Alpaslan'ın ağzından çıkan Sultan Vahdettin'le son bulan yukarıdaki ifadedir. Öyleyse işin aslı nedir?
1070'ler. Büyük Selçuklu Sultanı 1071 de Malazgirt'te Bizans İmparatoru Romen Diojen'i yenmiş ülkesinin sınırlarını Anadolu içlerine kadar genişletmiş ,doğuda sınırlarını Afganistan'a kadar büyütmüştü. Rakibi yoktu. Bileğini bükecek çıkmıyordu. Orduları her coğrafyaya yetişiyordu.
Yine bir gün ordu sefere çıkıyor , Sultan Alpaslan bir tepe üstüne çıkmış ordusunun tadat geçişini izliyor ve "yer yüzünde beni yenecek yoktur" diye içinden söyleniyordu. İşte tam bu sırada zehirli hançeriyle fırsat kollayan bir "Batıni fedaisi" Sultanı bıçaklayarak yaralıyordu.
Sultan yaralanmış ordu ise geçişine devam ediyordu. Bunun üzerine Sultan Alpaslan yüzyıllar devam edecek Türk tarihine damga vuracak "Mağrur olma Padişahım senden Büyük Allah var ifadeleri ağzından çıkacaktır. Sultan bir anlık gurura kapılmıştır. O gururun bedelini canıyla öder ve oracıkta emrini verir söyleyin askerlerime bundan böyle tören geçişlerinde "Mağrur Olma Padişahım Senden Büyük Allah Var" desinler.
Bu gelenek artık Türk Milletinin geleneği olur. Osmanlı Padişahları her Cuma günü namaza giderken Cuma selamlığı denen törenleri ihdas ederler. Törende Padişahın geçişi bitinceye kadar herkes şunu haykırı: " Gururlanma Padişahim Senden Büyük Allah Var". Asırlar böyle devam eder gider.
Osmanlı artık tükenmiştir. İngiliz ,Fransız zırhlıları Dolmabahçe önünde demir atmışlardır. Sultan Vahdettin bu işgal günlerinde yine bir cuma günü camiye giderken yine hep bir ağızdan bağırırlar, "Mağrur Olma Padişahım Senden Büyük Allah Var"! sesleri arasından bir fısıltı duyulur. "Söyleyin bir daha bunu söylemesinler, neyim kaldı ki mağrur olayım" der.
Asırlardır devam eden bu gelenekte o gün tarih olur.