Gün Barış Günüdür
Korona virüsü nedeniyle şehrimiz, ülkemiz ve dünya çok zor günler geçiriyor.
Devletler bu virüsle baş etmek için olağan üstü çaba sarf ediyor, gözümüzün önünde insanlar hayatlarını kaybediyor.
Türkiye Cumhuriyeti bu salgına karşı tedbirler alıp çözümler üretiyor. Yapılanlar geç kalmış olabilir, eksik olabilir, bugün bunları tartışma günü değildir. O dedi, bu dedi günü hiç değildir.
Gün; kavga günü değildir,
Gün; gurupların, cemaatlerin, partilerin birbiriyle söz düellosuna tutuşma günü değildir.
Gün "dilde, fikirde ve işte" birlik etme günüdür.
Gün; kişilerin, yönetenlerin, iktidar sahiplerinin, muhalefettekilerin kendi egolarını tatmin etme günü değildir.
Gün; dostluğun, kardeşliğin pekiştiği, kardeşleşme, barışma, birlik ve beraber olma günüdür.
Gün; ufak hesapların değil; "on bin yıllık insanlık, beş bin yıllık Türk, 1400 yıllık İslam tarihinin doğrularına sarılıp yanlışlarından uzaklaşma" günüdür.
Gün; sevgi ve barış günüdür.
Gün; Türk milletinin çektiği acılara son verme günüdür.
Evet bu bir çağrıdır. Gelin kardeş olalım. Gelin işi kolay kılalım. Gün "Asır Suresini" okuyup kalbimizle, yüreğimizle birbirimize anlatıp kardeş olma günüdür.
Türkiye'yi yönetenler, kendilerini güçlü sananlar, gelin barışın. İktidardakiler, muhalefettekiler, partiler, sendikalar, dernekler öneriler sunup ortak aklı kullanarak Korona Virüs hastalığından ülkeyi kurtarma günüdür..
Gelin birbirimize söylediğimiz şeylerden dolayı pişmanlık duyalım, duyduğumuz pişmanlığı; Türk Milleti, İnsanlık ve Yüce yaratan huzurunda ilan edip barışalım.
Gelin siyasi ikbal, ekonomik çıkar, mezhepsel avantaj, aşiret isteklerimizi bir kenara iterek Allah'a kul, Peygambere Ümmet olalım.
Bunun için az tüketelim, çok üretelim, yerli ve milli olanları tercih edelim.
Eğer bunları başaramazsak; tarihe, millete, gelecek kuşaklarımıza karşı sorumlu oluruz.
Tarihte, Millette, Allah'ta bizleri ve sizleri affetmez.