Lütfen yanlış anlamayın beni. Beni anlayamayan varsa bile, yanlış anlamasın bari. İnanın bana koyan; “anlaşılmamaktan” ziyade, “yanlış anlaşılmak”tır.
Gidişimin sebebini kimse buzağı sanıp da öküz altında aramasın! Eğer gerçekten gidiş nedenimi merak eden varsa; gidişimin sebebini bu yazımda bulsun.
“Anlaşılamamak” demiştim. Bu da “yanlış anlaşılmak” kadar zor aslında… Hani böyle en anlaşılır sözleri takarsın ya yazına; bir de ne demek istediğin anlaşılsın diye ünlem koyarsın ya sonuna… Ne fayda? Anlar; “anlamaz-dan” gelir ukâlâ! *(Bkz)
Taraklı Ajans’ın bana kazandırdığı güzel şeyler de vardı aslında. Öyle kaliteli insanları tanıma şansım oldu ki Taraklı Ajans sayesinde. Bir çok nitelikli insanı çekebilmiştim “Beşinci Mevsim”e.
Taraklı Ajans vesilesiyle tanıdığım Mavi Kız bir yazıma yaptığı yorumunda; -Tarık Buğra’nın- “yazmak, düşman kazanma sanatıdır” şeklindeki özdeyişini demişti bana. Aksesuar olarak takmıştım bu sözü kulağıma! Şimdi görüyorum ki; ismi-cismi belli olmayan ne kadar çok düşman kazanmışım ardıma! Ama aldırmıyorum bunlara…
Yine aynı Mavi kız fısıldamıştı kulağıma: “ben hayatımı parantez açarak konuşacağım biriyle geçiremem” diye. Benim durumumu ne de güzel anlatıyor bu cümle…
Ben her cümlemin ardına parantez açıp -ne demek istediğimi başka bir şekilde ifade ettikten sonra- aynı parantezi tekrar ters çevirip kapayamam ki! Buna sayfalar yeter mi? Sonra cümlemin ardına koyduğum “ünlem işareti” için de ayrı bir parantez açmam gerekir ki; seyredin komediyi!
Ben söz sanatlarıyla savaştım burada; harp sanatıyla değil! Kurduğum cümleler kurşun değil ki adamın beynine saplansın! Sadece -oka benzeyen- ünlemlerim var benim. Onu da adamın beynine saplansın diye parantezden yay yapıp da mı fırlatayım? Adamın beyni benim anlattıklarıma hedef olacak kalitede değilse; ben ne yapayım? Gidişimin sebebi bu da değil; bir parantez açayım!
Özlemeyecek miyim Taraklı Ajans’ı? Aramayacak mıyım ardımda bırakacağım bir buçuk yılı? Gerçekten öyle zor ki ayrılmak. Öyle zor ki “Beşinci Mevsim”e astığım ceketimi geri almak… Evet ceketimi omzuma alıp gidiyorum şimdi. Valizime sadece anılarımı dürüp, terk ediyorum “Beşinci Mevsim”i.
Yazdıklarımdan daha çoktu yazacaklarım oysa. Zira yazdıklarım anlaşılmıyorsa; yazmadıklarım da dökülmesin sayfalara! Varsın “ko(r)kuyoruz” başlıklı yazım yayınlanmasın burada. Fakat Kadir Demir şunu bilsin ki; insanlardaki kokuşmuşluk Taraklı’yı saran o pis kokulardan daha da korkutucu!.. Varsın -panayırı- kaleme aldığım yazım da yer almasın sanal sayfalarınızda. Ama panayırdaki Roman kızın öyküsü öyle farklıydı ki yazımda; roman gibiydi adeta!.. Ve belki “Beşinci Mevsim”in konu alacağı “Yalaza kültürü”nü de okuyabilirdiniz burada. Ancak “Beşinci Mevsim”in ömrü vefa etmedi; ne fayda!
Gidiyorum ben. İzzettin Kömürcü’nün mücadeleci kişiliğine duyduğum güvenle geldiğim Taraklı Ajans’tan ayrılıyorum... Gidiyorum Mehmet Ali Hoca’ya duyduğum inanç uğruna geldiğim Taraklı Ajans’tan... Keşke herkes Mehmet Ali Hoca ve Enes Çınar kadar inanabilse kendine; inanabilse gücüne… Onlar inanmışlardı;Taraklı Ajans’ı Taraklı’dan bile daha büyük yapacaklarına. Başardılar da…
Ve Taraklı Ajans’a geldiğim günden beri beni yalnız bırakmayan Ufuk Şen’e… Yorumlarındaki grafiklerde beni hep yukarılara taşıyan Nagihan’a… Yolladığı eleştirel mesajlarda kalitesini de gönderen Haluk Pektaş’a… “Beşinci Mevsim”in isim babası Yusuf Kabak’a… “Mustafa’nın Sonu” başlıklı yazıma gönderdiği iletiyle; Forson Mustafa’ya her türlü yardımı yapabileceğini ima eden Nadir Nalbant’a… Yorum şampiyonumuz Kadir Demir’e… Anlayış sahibi Nilüfer Hedef’e… Yine Taraklı Ajans aracılığıyla tanıdığım nitelikli insan İsmail Yavuz’a… Şair olmam konusunda bana referans veren Ahi Naci İşsever’e… Yakınlarım olan Özcan Ağabey ve Halim Ağabeye… Kısacası beni anlayabilen herkese teşekkürler. İsmini buraya yazamadığım “Beşinci Mevsim Sakinleri”ne de teşekkürler…
Ayrılık mazeretime gelince; gitmeliyim bir an önce… Beni bekleyen kitaplarım var şimdi. Çalışmam gereken bir sınavım var ki önümde; artık kapanmalıyım evime. Artık anlayamayanlarıma kendimi ifade edemeyecek kadar yoğun olacağım çünkü. Gerçekten de parantezler açmaya vaktim olmayacak artık. İşte bu yüzden geldi-çattı ayrılık. Aklıma buradan ayrılma tilkiliği geldi derslerime odaklanabilmek için. Kızmayın, dönüp dolaşıp geleceği yer; yine aynıdır tilkinin!
Kaçmıyorum ben; gidiyorum sadece. Zaman zaman misafiriniz olurum bekli de. Lakin şimdiye kadar hep “Beşinci Mevsim” konuk etti sizi; bu kez de siz misafir edersiniz “Beşinci Mevsim”i…
Hem zaten Haluk Pektaş da aşırı duygusallığımdan hep şikâyet ederdi. Haklı olmalı ki; “Beşinci Mevsim” intihârı seçti! Ama olsun. İntihâl yapmadan intihâr ettim ya; gözüm kalmaz ardımda. Çalmadan-çırpmadan kendi oluşturduğum üslûbumla bir şeyler karaladım ya; alnım açık nasılsa… Şimdi anlayamayanlarım sevinsinler hadi. Sevinsinler! Feshettim “Beşinci Mevsim”i; lâl ettim fikirlerimi!
Fakat bu veda parantez içine sıkıştırılmış bir veda!.. Bu veda parantez içine konulmuş bir nokta!.. Asil vedamı yapmadım daha!..
Bu veda tilkice bir veda… (Elveda) (.)
*(bkz) Yazımdaki "Anlayamayanlarım"dan kastım; anladığı halde anlamazlıktan gelen art niyetli insanlardır. Bu insanlar ki; işi-gücü bırakıp, gerek Taraklı Ajans Internet Sitesi’ne, gerekse şahsi mail adresime gönderlikleri -sizin görmediğiniz- hakaret dolu iletilerle beni meşgul etmektelerdi. Benim, bu insan kılığındaki yaratıklarla anlamsız çekişmelere girmem tabii ki söz konusu değildi. Ama bu adamlar, beni anlamamak konusundaki ısrarları yüzünden günaha giriyorlardı. Günahımı alıyorlardı ki; ben kimseyle daha fazla paylaşamazdım günahlarımı. İnanın gidişimin bir sebebi de, onların günaha girmelerine bir nebze de olsa engel olabilmektir. Ve tek üzüntüm odur ki; onlar, benim onlara yaptığım bu iyiliğimi de anla(ya)mayacaklar... Anlamasınlar! Beni anlamayı hak etmedi onlar!
Vakit Ayrılık
Şuan vakit tam tamına gece… Borcum veda sadece. Beni şimdiye kadar anlayamayan; Şimdi de anlamasın varsın. Varsın alsın huzurumu; umudumu çalsın. Alsın asabımı; bozsun! Sevabımı da alsın! Paylaşamadıklarım var fakat. Günahımı almasın...
Vakit gece; vakit karanlık sadece… Vakit hece; vakit sustu bu gece. Akrep ve yelkovan yemin ettiler; Birleştiler bak, ayrılmamak üzere!.. Vakit kalbimin sesi; -çalar saat misali- Çalarak “git” diyor; "geldi ayrılık vakti”. Şimdi susturamıyorum çalan zalim saati! Susturamıyorum dile gelen kalbimi.
Sizin olsun gündüzler; geceler benim! Benim olsun o dilsiz; heceler benim. Vakit geldi; bitti aramızdaki akit! Vakit karanlıktır; ayrılık vakit! Veda borcum var şimdi; Gidiyorum; ödüyorum nakit. Vakit gece; gece ayrılık sadece... Vakit hece; hece sustu bu gece!
sen veda borcunu odedin ama
bizim vefa borcumuz kaldi sana.
uzulmek kafi gelmeyecek bu ayriliga lakin ne diyeyim vermissin kararini. burda tanidim seni ve sen gene ettin burda vedani. gece yarisi vakit burda da, nede olsa yedi saat var arada. seni geri cevirmenin bi yolu olsa!!! en zor yorumumu yaziyorum sanirim tarakliajansa. konustugumuz gibi seninle geri don kitaplara ve Allahtan yardim iste sinavlara...bu vedaya ilk yorumu yazmak ta ayri bir dert aslinda,sanki kabul etmisim de gidisini arkandan yas tutar gibi hissettim kendimi ki bir yazarin ardindan yas tutmam gerekse bu sen olurdun buyuk ihtimalle... Allah yar ve yardimcin olsun...
Filiz
13.10.2008 / 15:01:02
Vedalar herzaman acıtmıştır insanın kalbini ama nekadar acısada nafile gelip çatmıştır veda zamanı.Ama şunuda unutmamak gerekir ki her vedanın sonunda bizi bekleyen yeni sayfalar vardır hayatımızda,sende bir nevi kendine yeni bir sayfa açmış oldun kitaplarınla başbaşa:) İnş bu çalışmalarının sonucunu alcaksın.Diğer konuya gelincede bir insan yaptığı bi işte başarılıysa ve o yolda kendini dahada geliştirip daha çok başarıya ulaştıysa illa çekemeyen rahatsız olan insanlar olacaktır.Herşeyin hayırlısı olur inş.BİR şarkı var Senede birgün bilirsin şarkıdaki gibi senede birde olsa yazılarını şiirlerini burda bekliyoruz:) Herşey gölünce olsun
Ahi Naci ;şsever
13.10.2008 / 22:19:14
Değerli Serkan,Gönül bu ya! Bazen bir tahta bavul gibi terminal emânetinde, bazen kapı arkasında asılı "o çeketin" yaka cebinde, Anka kuşu gibi tüner. Neye gönül koyduğunu bilmek istemedim.Geri döndüğünde "gönlümü alacağın" için, gönül koymuyorum.hayırlı ve verimli günler dileğimle. Ahi Naci.
piyanist özer
13.10.2008 / 22:49:21
bugunde geçti yarına bak anlayana herşey anlatılmaz açıklanmaz ama anlamayana bilmem ki nedesem sen onlara zamanı gelince anlatırsın anlatacaksın bekle bekle göreceksin selam
İzzettin KÖMÜRCÜ
13.10.2008 / 23:21:51
SEVGİLİ SERKAN;
"BEŞİNCİ MEVSİM" Mİ NE O KÖŞE VAR YA İNAN TARAKLI AJANSI ŞAHA KALDIRDI.BENİM DİYENLERİN YAPAMADIĞINI ORADA SEN KISA SÜREDE YAPTIN.BAZEN KISKANMADIM DERSEM YALAN OLUR...ARAMIZDAN AYRILIŞINI KABUL ETMEM MÜMKÜN DEĞİL...ÇÜNKÜ SERKAN YILMAZ'IN KÖŞESİ ANCAK SERKAN YILMAZ İLE DOLAR...GİDİŞİN SESSİZ AMA DÖNÜŞÜN MUHTEŞEM OLSUN.SADECE KÖŞENİ ASKIYA ALIYORUZ BİLMİŞ OL..OKUYUCULARIMIZDA BİLSİNLERE Kİ SERKAN BU SİTEDE YAZACAK...KAÇMIYOR..ŞAYET KAÇIYORSA KAÇTIĞI YERE KADAR KOVALAMAK GÖREVİM...SİLAH ZORUYLA YAZMASINI SAĞLARIM YİNE ARAMIZA DÖNDÜRÜRÜM...MAZERETLERİNİ YUTMUŞ SAYSIN BİZİ..TEMENNİM GERÇEKTENDE DERSLERİNDE BAŞARILI OLMASI...BUNUN İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ...BİZE DÜŞEN YOLLAR BİZİM SEN KIYIDAN YÜRÜ SERKAN...SELAMETLE
Ufuk ŞEN
14.10.2008 / 20:19:36
Sevgili Serkan; inan bende Taraklı Ajans ailesinden ayrılmana çok üzülüyorum. Fikirlerinle ufkumuzu açıyordun. Güzel şiirlerinle mest oluyorduk ama bana son görüşmemizde sebebini anlattığın için içim rahat. Bahtın sular kadar berrak olsun
Nilüfer HEDEF ARSEVER
15.10.2008 / 00:15:31
Sevgili Serkan kardeşim,Taraklı Ajanstan ayrılışına çok üzüldüm,ama sen hayırlı bir iş için;sınavlara gireceğin için ayrılıyorsun;sen başarılıydın,maalesef meyve veren ağaç taşlanır ve çekemeyenler de hali ile olur,bu durumlar inan hayatın her yerinde var, işyerinde,okulunda,vs.Yükseldiğini görüp de konuşmayanlar,seviye koyanlar oluyor,açık açık çekemediğini gösterir veya hissettirirler,ama bu olaylar insanı olgunlaştırıyor,hangi sınavlara gireceksin bilmiyorum ama gelecekte Taraklıda yüksek mertebelere gelmeni canı gönülden Allahtan diliyorum,sen buna layıksın,ben böyle görüyorum,sen bizi unutma,biz seni unutmayacağız,arada sırada köşene gel,mutlaka misafir ol,Beşinci Mevsim köşesi kalkmasın,çünkü Taraklı Ajans Beşinci Mevsimsiz olmaz,Allah yolunu açık etsin,güzel ruhlu,duygulu kardeşim,İnş.bu pazartesi yıllık iznime ayrılacağım,İst.a kardeşimin düğünü sebebi ile gideceğiz,tüm ailemle birlikte Taraklıdaki evimize de geleceğiz inşallah.Taraklıda senide görüp tanımak isterim kardeşim.
Kadir DEMİR
15.10.2008 / 10:51:09
Sevgili kardeşim,öncelikle bi itirafta bulunayım da ondan sonra geçeriz veda faslına.Valla bu alemde yayınlarına yorum yazmaya çekindiğim tek kişinin sen olduğunu bil.Zorlanmıyor(d)um desem yalan.Aramızdan ayrılışınla bir nevi bizde beyin cimnastiğini bırakacağız.Ama 8-9 ay sonra inşeallah tekrar kafa yoracağız.Neyse,veda vakti şimdilik gelip çattı, uzatmanın da manası yok sanırım.Haaaa unutmadan Taraklıya geldiğimde bir bardak çay alacağım olsun senden.Niye mi yüz yüze görüşüp seni daha yakından tanımak için.Görüşmek üzere diyelim,Allaha emanet ol,kal sağlıcakla...
özcann küçükçınar
15.10.2008 / 11:27:26
selam cesur yürek cesur kalem sen ne kadar geçici olarak ayrılsanda bana göre buradasın aslında kalbimizdesin burada bir boşluk olacağı kesin senin yokluğunda ama zaman çabuk geçer acımasızdır vakit sana sınavında başarılar şimdiden umarım başarılı olursun şimdi bu seyfalar bana göre cesur kalemsiz kaldı sorunumuz orada anladın by kal sağlıcakla mesajı alan alsın anladın hoşçakal
Enes ÇINAR
15.10.2008 / 15:07:09
...
Bu defa susuyorum işte... Gerçekten...
nagihan
16.10.2008 / 12:48:50
Birşeyler söylemeye gerek yok.Önemli olan konuşmadanda duyabilmeyi becerebilmektir.Sonuna üç nokta koyduğum bir hatıratla
hoşçakal...
yusuf
16.10.2008 / 16:10:14
Gerçeğin hayalden en bariz farkı,
Uzağa atarsın yakına düşer
Öyle günler öyle simalar varki..
Unutmak istersin aklına düşer..
Bir yazar! Giderken duyulan üzüntü, dönüşteki sevinçten sonra bile unutulmaz diyor..Sevgili Sekan ayrılıkları hiç sevmem. nefret ederim. Hatta mümkünse kaçarım...Ayrılıklar, geçmişte yaşadığınız bir daha göremeyeceğiniz ve dönemeyeceğiniz yıllara götürür sizi. Ama sevincim gidişinin şu kısacık ömürde uzun olmayacağı inancıyla, Ay buluttan çıkar gibi çıkıp gelmen dleğiyle yolun açık dönüşün çabuk olsun....Selamım ve sevgim DÖRDÜNCÜ CEMREYİ ve BEŞİNCİ MEVSİMİ yüreğinde taşıyanlara......
İsmail Dağ
16.10.2008 / 21:05:16
Kardeş iyi gidiyordu yazı hayatın ancak hayırlı bir iş için hayırlı bir karar vermişsindir inşaallah.İleride daha fazla güzelliklere imza atman dileği ile Allah zihin açıklığı versin...
Yasin ÇINAR
16.10.2008 / 22:53:09
Gidişine ne susabilirim, ne de haykırabilirim/
Hele de sanatlı bir cümle benden hiç beklemeyin/
Sadece umutsuzcadır ardından seyredişim/
Vakit ayrılıktır, ne susarım, ne küserim.///
Demek gelmiş vakti ayrılığın/
Ayrılık vakte hiç beklemediğimden daha yakın /
Yorumlar karalanmış, artık sayfalar yarım/
Gitme derdim ama durduramam da, farkındasın.///
Kolay olmayacak biliyorum gidişin/
Ne senin, ne de bıraktıkların için /
Gideceksin ya, sayfanın arında kalacak gözlerim/
Şimdi ne okurum, ne de bir şeyler çizerim///
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Serkan abim. Yazılarını okurduk, hep yeni heyecanlar dolardı içimize. Acaba hangi kelimeye değer verilecekti hangi cümlede diye merak ederdik. Oysa bilirdik senin bütün harflerinin, hecelerinin değerli olduğunu. Ve baktık ki gelmiş veda vakti. Artık ne el sallanır ardından, ne konuşulabilir bir veda cümlesi. Tek becerebildiğim ağlamak olurdu ama. Onu da beceremem bilirsin. Kusura bakma.
Her şey gönlünce olsun abi.
Remzi ÇIKRIKÇIOĞLU
20.10.2008 / 09:09:06
Sevgili yeğenim,ayrılışa çok üzüldüm ama bunun mutlaka sebebleri var,bu sebebler senin lehine olur inşallah,senin kalemini daha büğük gazetelerde daha büğük sitelerde bir gün okuyacağımı biliyorum ve bekliyorum bunu,sen bu azminle bunu başaracaksın,taraklı ajansı unutma arasıra gel ziyaret yazılarını okuyalım,ömür boyu başarılar dilerim sevgili Serkan HOŞÇA KAL